Brexit İngiltere’yi 10 yılda yüzde 4 küçültecek

  • 11/27/2018
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

İngiltere’nin, 40 yıllık Avrupa Birliği (AB) üyeliğinden sonra ‘tek taraflı’ çıkış için başlattığı müzakerelerin üzerinden 2 buçuk yıl geçti. Haziran 2016’da yapılan AB’den çıkış (Brexit) referandumundan bu yana yaşanan sert siyasi tartışmalar medyada geniş yankı uyandırmayı sürdürüyor. Bununla birlikte küresel ekonomideki risklerin tavan yaptığı bir dönemde Brexit’in İngilterenin üretkenliği ve rekabet gücü üzerindeki etkisine dair belirsizlik halen devam ediyor. Uzmanlar, referandumdan hemen sonra, İngiltere ekonomisinde ‘ani bir düşüş’ olacağı tahmininde bulundu.  Fakat ekonomistler, ekonominin önemli bir sektöründeki ani dengesizliği temsil eden ekonomide ‘ani durma’ dinamiğine tepki vermediler. Örneğin; mali piyasalarda operasyonel bozuklukların yanı sıra ödemeler ve mutabakat sisteminde karşılıklı güven kaybı küresel mali krizi tetiklemişti. Ancak İngiltere’nin AB’den çıkışı farklı. Bazı raporlar, İngiliz ekonomisinin bu ‘boşanmadan’ etkileneceği, ancak ticaretin iki taraf arasında orta ve uzun vadede durmayacağına işaret ediyor. Fakat ticaret malları ve hizmetleri için farklı şartlar olacak. Yani ekonomik ilişkiler olduğu gibi devam ederken İngiltere’nin uzun vadede ödemeler dengesi etkilenecek. Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitusü (NIESR), İngiltere Başbakanı Theresa May’in Brexit Anlaşması’nın yürürlüğe girmesi halinde İngiltere ekonomisinin gelecek 10 yıl içinde yüzde 4 küçüleceğini duyurdu. NIESR, dün yayınladığı raporda, Brexit Anlaşması’nın İngiltere ekonomisi üzerindeki etkisini iki başlıkta aktardı. Birincisi İngiltere ile AB ve diğer ülkeler arasındaki ticari ilişkilerdeki değişiklikler. İkincisi, ortaya çıkan belirsizlik ve anlaşmadan doğan güven. NIESR’in ‘Önerilen Brexit Anlaşması’nın Ekonomik Etkileri’ başlıklı raporuna göre vergi gelirleri 18 ila 23 milyar sterline düşecek ve doğrudan yabancı yatırım yüzde 21 oranında azalacak. İngiltere-AB arasındaki toplam ticaret yüzde 46 oranında gerileyecek. Kişi başına düşen gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) yıllık yüzde 3 azalacak ve bin sterlin olacak. Önceki tahminler belirsizliğin İngiltere’nin GSYİH’nı yaklaşık yüzde 2 oranında azaltacağını gösteriyordu. Ekonomistler anlaşmanın belirsizlik ve güven üzerindeki etkisini ya da zararın boyutunu karşılaştırabilecekleri tarihi bir emsal olmadığından bunu belirleyemiyorlar. Öte yandan uzmanlar, hayatta kalma senaryosuna kıyasla, özellikle ‘otomatik dengeleyiciler’ olarak adlandırılan sosyal refah ödemeleri ve işsizliğin olumsuz etkilerini telafi eden tazminat ödemeleri söz konusu olduğunda, maliye politikasının kısa vadede daha zayıf ekonomik büyümeyle tepki vereceğine inanıyorlar. İngiltere Maliye Bakanı Philip Hammond, geçtiğimiz Cumartesi günü yaptığı açıklamada, “AB’den çıkışı hedefleyen taslak anlaşma, ekonomiyi korumak ve bölünmüş bir devletin yeniden birleşmesini başlatmak için mevcut olan en iyi çözüm. Bu anlaşma, İngiltere’nin AB’den çıkışını ekonomimize yönelik en az olumsuz etkiyle gerçekleştirmemizi sağlayacak. Şu anda ekonomiyi engelleyen tek unsur AB ile ilişkimiz konusundaki belirsizlik. AByi bir anlaşma olmadan terk edersek, ekonomi için ciddi sonuçları olacağından şüphem yok” ifadelerini kullandı. İngiltere, daha önce de benzer şekilde devletin pratik çözümler bulmasının yanı sıra politik ve ekonomik bütünleşmesini gerektiren 1931deki ‘Altın Krizi’ ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) 1976da hızlı bir kredi ile İngiltereyi kurtarması gibi bir dizi krizden geçti. Fakat mevcut kriz, özellikle ekonomik hayal kırıklığı, popülist öfke ve göçün nedenlerini ele alacak ve uzun vadede ağır ekonomik kayıpları önleyecek mekanizmalar ve derin çözümler gerektiriyor. İngiltere’nin AB’den çıkışı, ülkenin ekonomisini nasıl yapılandırmaya çalıştığı ve ‘boşanmanın’ ardından nispeten büyük ve göreceli olarak kapalı bir devletin kendi iç gücünden nasıl yararlanacağı konusunda bir değişiklik yapılmasını gerekecek.

مشاركة :