Suudi Arabistan Araştırmalar ve Yayın Şirketi’nin eski yönetim kurulu -ki o dönemde şirketin başında şu an Medine Prensi olan Prens Faysal bin Selman bulunuyordu- başta öncü ve lider Şarku’l Avsat gazetesi olmak üzere şirketin yayınlarıyla ilgili bir dizi araştırma, analiz ve rapor hazırladı. Suudi Arabistan’da, özellikle de Kral Selman bin Abdülaziz tarafından kendisine büyük bir saygı gösterilen Dr. Abdurrahman el-Şübeyli’nin doğrudan talimatıyla şirketin yönetim kurulu üyesi Dr. Hamza Beytülmal, bu raporların hazırlanmasını kontrol etti. Zira Kral Selman’ın bölgesel ve uluslararası büyük gazetelerin ve bu şirketin yayınlarını takip ettiği biliniyor. Ben de şirketin yönetim kurulunun bir üyesiydim. Ayrıca bu şirketin yayınlarında yazar ve gazeteci olarak da çalıştım. Önce “Al-Majalla” dergisinde yazarlık yaptım. Ki Al-Majalla dergisi, bu kritik dönemde bu şekilde ortadan kaybolmaması gerekiyordu. Daha sonra Şarku’l Avsat gazetesinde yazarlık yapmaya başladım. Şarku’l Avsat gazetesinin yurtiçinde ve yurt dışında Arap basınının incisi olduğunu söylersem abartmış olmam. Şarku’l Avsat gazetesi, internet ve TV çağında yazılı basının halen önemli bir rol oynadığını kanıtlamaya devam ediyor. Öyle ki internet siteleri ve televizyonlar profesyonelliğini ve ciddiyetini muhafaza eden geleneksel basının yayınlamaya cesaret edemediği haberleri yayınlamaya başladı. Geleneksel basın, yeni nesil tarafından bile büyük bir kesimin ilgisini çekmeyi ve beğenisini kazanmayı sürdürüyor. Suud görüşünün, Suud haberinin ve Suud meselesinin Şarku’l Avsat gazetesinde ana ilgi odağı olması gerektiğini söyleyenlerin düşüncesine eskiden olduğu gibi gibi şu an da katılıyorum. Bu, zorunlu bir durumdur. Çünkü biz, Suudi Arabistan’ın Arap, İslam ve küresel düzlemde öncü rolüne önem verdik. Aynı şekilde yeşil rengiyle bu gazete, hem haber hem de görüş -ki bu görüşlerde kesinlikle bir taraf tutulmalıdır- açısından Arap merkezli bir gazete olması gerekiyor. Filistin sorunu, yeni ve sıra dışı gelişmeler, İranlıların ulusal ve etnik sorunlarını savunmak için Araplara dikte ettiği çatışmalar, Arapların hemfikir olduğu meselelerdir. Aslında Şarku’l Avsat gazetesi, kimliği ve karakteriyle 1978 yılında, yani Araplara yöneltilen, onlara hitap eden, onların kaygılarından ve gurbette olanların sorunlarından bahseden Arap merkezli hedeflere sahip gazetelerin ve Arap basınının mevcut olmadığı dönemde bir Arap basın projesi olarak ortaya çıktı. Böylece bu öncü gazete, bölgesel ve uluslararası düzlemde Arap okurunu çekmeye odaklandı. Şarku’l Avsat’ın kimliğine, karakterine ve kararlarına uygun olduğundan ve bir Arap basın projesi olarak ortaya çıktığından dolayı gazete, Arap sorumluluğuyla, Arap ilgisiyle ve çoğunluğu Araplardan oluşan yayın kurulu ve başta Lübnanlı Arap yazar olmak üzere bu büyüklükte ilk gazete olarak İngiltere’nin Londra kentinden yayına başladı. Yazarların çoğunun Lübnanlı olmasında mantıklı bir sebep var. Çünkü o dönemde Lübnan, medyanın ve gazetecilerin ülkesiydi. Bunun asıl nedeni şudur: Lübnan, birçok faktörden dolayı diğer Arap devletlerinin sahip olmadığı özgürlüklere sahip bir ülkeydi. Burada Suudi Arabistan Araştırmalar ve Yayın Şirketi’nin yayınlarının özünü oluşturan Şarku’l Avsat gazetesinin Londra’daki ana merkezinin genel yayın yönetmeni dışında diğer genel yayın yönetmenleriyle farklı baskılarda yayınlanmaması gerektiğine işaret edilebilir. Suudi Arabistan Araştırmalar ve Yayın Şirketi’nin yönetim kuruluna üyeyken bu durumu yönetim kuruluna yazılı olarak ilettim. Bu durum, zamanla gazetenin gerçek kimliğini yok edecektir. Zira bazı Arap gazeteleri, gerçek kimliğini kaybetmesi sonucu okur, ana baskıyı unuttu. Şirketin yönetim kuruluna yazdığım raporda dünün ve bugünün okuru arasındaki zaman faktörüne dikkat çekmek için Şarku’l Avsat gazetesinin haberlerinin uzun tutulmaması ve farklı özel dosyaların bir-iki sayfa ya da daha fazla olmaması gerektiğine işaret ettim. Bazı Arap gazeteleri bunu denedi. Bu, kelimenin tam anlamıyla başarısız bir deneyimdi. Bu kadar kanala ve internet sitesine rağmen okur değişti. Vakit, geçmişte gümüşken şu an altına dönüştü. Bu konuda “az ve öz” yazılar talep edilmektedir. Bu büyük öncü gazete, pek çok farklı deneyime sahiptir. Yönetim kuruluna ilettiğim raporda belirttiğim gibi tüm bunlar, Şarku’l Avsat gazetesinin TV ekranlarında daima ön sıraya koyduğu,haber ajanslarının ve sanal medya haberlerinin başında yer aldığı haber basın yarışında önemli hatıralarda ve saha araştırmalarında bilindik parlaklığını koruması için gerçekten gereklidir. Burada geçmişten bugüne kadar Şarku’l Avsat gazetesindeki yazıların üç kısma ayrıldığına işaret etmek gerekiyor. İlki haftalık görüş sayfasında yer alan yazılardır. Bunlar genelde günlük iki ana yazıdan ibarettir. Bu iki yazının üstünde günlük karikatür yer alır. Karikatürist Mahmud Kâhil’in vefatının ardından karikatürlerde büyük bir gerileme yaşandı. Mahmud Kâhil, Lübnan Üniversitesi’ndeki gazetecilik bölümünün önemli hocalarından birisiydi. Değerli meslektaşımız Amjad Rasmi, bu karikatürlerden bazılarını telafi etti. Bazen çok gizemli karikatürlerde kendisini tekrarlamamasını Amjad Rasmi’den rica ediyorum. İkincisi; Yine yönetim kuruluna sunduğum raporda söylediğim gibi; bu sayfadaki yazılar analize dayalıdır. Bıkkınlıktan kaçınmak için bu bölümde hafta boyunca sırayla yazı yazan yazarlara bin kelimeyi geçmeyecek bir alan ayrılmalıdır. Diğer yazılar ise çok kısa ve özdür. Her yazar, okurun ilgisini çeken meselelerde kendi görüşünü ve bakış açısını günlük dile yakın kelimelerle ulaştıran, kendine has özel yöntemlere sahiptir. Üçüncüsü ise son yıllarda Şarku’l Avsat gazetesinde ortaya çıkan mizah içerikli yazılardır. Zarif ve usta yazar Enis Mansur’un vefatının ardından Semir Atallah ve Mişel Sudeyri son sayfada bu tür yazılar kaleme alıyor. Şu an Şarku’l Avsat gazetesinin bazı ABD’li yetkililerden yazı yazmalarını istemesi ve bu gazeteyi bazı ABD başkanlarının konuşmalarına ayırması oldukça önemlidir. Çünkü bu, Suudi Arabistan’ın Arap, Ortadoğu ve İslam ülkeleri denkleminde öncelikli olarak neye önem verdiğini göstermektedir. Bu nedenden dolayı ABD tüm dünyayı yönettiği ve Ortadoğu’da etkili olduğu sürece bu stratejik bölgeden –ki bu bölge şu an dünyadaki en çalkantılı yerdir- istediği her şey bu gazetede yer almalıdır. Sonuç olarak şu hususa da işaret etmemiz gerekiyor: Bazıları, Suudi Arabistan’ın politikasına karşı çıkanların Şarku’l Avsat gazetesinde yazmalarına izin verilmesinin uygun olmadığını düşünüyor. Bu konuda benim görüşüm şudur: Ben, bu öncü gazetenin Suudi Arabistan’ın gurbette ve kendi vatanlarındaki Arap kardeşlerine sunduğu günlük bir hediye olarak kalması için etnik ve mezhep merkezli naralara yol açmamak, suçlayıcı ve küfürbaz bir dil kullanmamak ve bazı dini meselelerde haddi aşmamak kaydıyla üst düzey Suudi yetkililerin bu gazetede muhalif görüşlerin dile getirilmesinden yana olduklarını gözlemledim.
مشاركة :