Filistin Hükümeti, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda (BMGK) Filistin ve Golan tepeleri lehine oy çokluğu ile alınan çeşitli kararları memnuniyetle karşıladı. Filistin Hükümet Sözcüsü Yusuf el-Mahmud yaptığı açıklamada, “Oylama sonuçları, Filistin ve Arap haklarıyla uluslararası dayanışmanın yoğunlaştığını, dünyanın Filistin’in haklarını koruma mücadelesini desteklediğini ve işgali reddettiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı. BM kararlarının, başta Kudüs olmak üzere işgalci İsrail makamlarının aldığı her türlü tedbir ve attığı her adımı geçersiz kıldığına dikkati çeken Mahmud, özellikle Filistin’in işgal altındaki başkenti Kudüsle ilgili ezici bir çoğunluğun uyumlu bir karar aldığını vurguladı. Bu kararlarla İsrail işgal makamlarınca dayatılan uygulamaların gayrimeşru bir hale geldiğine işaret eden Mahmud, “Bu kararlar, ABD’nin İsrail’i kollayan politikasına karşı ve işgalin varlığına yönelik küresel bir referandumdur” dedi. Filistin Hükümet Sözcüsü, barış yanlısı olan, Filistin ve Golan lehine oy veren ve işgali sona erdiren bütün ülkelere teşekkür etti. Filistin diplomasisinin Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) Konferansındaki başarısına övgüde bulunan Hükümet Sözcüsü Mahmud, bu sayede ABD’nin Filistin Devleti’nin OPCW üyeliğini sorgulama ve örgütten dışlama girişimlerinin engellendiğini belirtti. BM Genel Kurulu önceki akşam işgal altındaki Kudüs ile ilgili olarak Filistin davası lehine ezici çoğunluğun “evet” oyu ile biri özel olmak üzere 5 karar taslağını onayladı. BM Genel Kurul’u üye ülkelere, İsrailin Kutsal Şehirde aldığı hiçbir önlemi tanımamaları, mevcut statükonun devam etmesi ve özellikle ABD’nin Büyükelçiliğini Kudüs’e taşımasından sonra son dönemde yaşananları reddetmeleri çağrısında bulundu. Filistin sorununun barışçıl çözümüne ilişkin bir kararın yanı sıra BM’deki Filistin’le ilgili komitelerin çalışmalarına devam etmesiyle ilgili üç karar taslağı daha onaylandı. Bu üç komite arasında Filistinlilerin medyada yer alması ve olayların kapsamı hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi ile ilgili medya programını izleyen bir komite, Filistin halkının haklarını korumaya yönelik komite ve Filistin halkının devamlılığı ile ilgili bir komite yer alıyor. Filistinin BM Daimi Temsilcisi Riyad Mansur yaptığı açıklamada, uluslararası toplum bu beş kararı onaylayarak ABD yönetiminin uluslararası platformlardaki tüm engelleme çabalarına rağmen, kendi ulusal hedefimizin savunulmasını onayladı. Bu, ABDnin Filistin’in OPCW üyeliğini engelleme girişimine karşı Filistin diplomasisinin kazandığı zaferle birlikte gerçekleşti” şeklinde konuştu. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ise yaptığı açıklamada, “Filistin Devleti OPCW Taraf Devletler Yıllık Konferansı ve Kimyasal Silahlar Sözleşmesini Gözden Geçirme Konferansına ilk kez bir Taraf Devlet ve tam üye olarak katılım gösterdi. Filistin heyeti, birçok üye devletin desteğini almayı, ABD’nin Filistin’in üyeliğinin sorgulanması talebiyle OPCW’nin çalışmalarını siyasileştirmesini engellemeyi başardı” dedi. Heyetin OPCW’nin nihai raporunda Filistin’in üyeliğini sorgulayan bir madde eklenmesi girişimini engellediğini vurgulayan Filistinli Bakan, üye ülkelerin geri kalanlarının Filistin Devleti’nin hakkını eşit şekilde savunmasını desteklediklerini ve konferansın çalışmalarında birkaç gün aksama yaşamasına neden olan ABD eylemlerine yönelik memnuniyetsizliklerini belirttiklerini söyledi. Filistin diplomasisinin, uluslararası hukuk ve bu konferanslarda kabul edilen kurallar çerçevesinde, üye devletlerin çoğunluğunun desteğiyle başarılı bir şekilde yasal bir savaş yürüttüğünü ve diplomatik bir zafer kazandığını ifade eden Maliki, eylemleri açık bir şekilde feshedilen ABD’nin yasadışı ve düşmanca tutumundan geri adım atmak zorunda kaldığına dikkati çekti. Filistin heyetinin konferansta Filistin Devletinin uluslararası örgütlere üyeliğinin ve uluslararası statüsünün bir gerçekliğe dönüştüğünü vurguladığını belirten Maliki, heyetin ayrıca devletlerin, eşitlik ilkesi ve çok taraflı diplomasi ilkesi bağlamında yasal, siyasi ve diplomatik gerçekliği sağlaması gerektiğinin altını çizdiğine işaret etti. En önemli silahsızlanma örgütlerinden biri olarak OPCW’ye katılımın önemini vurgulayan Maliki, bunun Filistin’in İsrail’i insanlara karşı kimyasal silah kullanılmasından sorumlu tutacak bir çalışmada yasaklı kimyasalların tespit edilmesi için OPCW’den uzmanlar gönderilmesini talep etmesini sağlayacağını belirtti. Öte yandan Fetih Hareketi, Filistin Devletinin, OPCW üyeliği hakkını destekleyen dost ülkelerin tutumuna övgüde bulundu. Fetih Hareketi tarafından yayınlanan açıklamada, “Filistinin uluslararası örgütlere üyeliğini sağlama politikası, devletimizin dünyadaki yasal ve diplomatik statüsünün yeniden kazanılması ve geliştirilmesine yönelik yaklaşımın temel dayanaklarından biridir” ifadeleri yer aldı. Fetih hareketi, ABDnin Filistin halkının bağımsızlık için uluslararası örgütlere katılma isteklerine karşı koyma konusundaki ısrarını kınadı. Fetih hareketinin Avrupa’daki Sözcüsü Cemal Nazzal yaptığı açıklamada, “Devletimizin OPCW’ye üyeliği, özellikle iki nedenden dolayı önemlidir. Birincisi, bizi tehdit eden bir kimyasal silah üreticisi tarafından işgal edilen bir halk olarak konumumuzun özgüllüğüdür. İkincisi ise, İsrailin kimyasallarla ilgili çalışmaları hakkında bilgi edinmek üzere uluslararası uzmanların gönderilmesini istemek için gerçek bir fırsat yakalanmış olmamızdır” ifadelerini kullandı.
مشاركة :