Yemen ordusu Husilerin mayınlarını temizliyor

  • 12/2/2018
  • 00:00
  • 4
  • 0
  • 0
news-picture

Yemen Ordusu’na bağlı Amalika Tugayları Sözcüsü Vaddah ed-Debiş, sadece iki hafta içinde, yaklaşık 25 kilometrekarelik alanın milislerden kurtarıldığını ve hatta Sana sokaklarının önleri ile Hudeyde mahallelerine dek ilerlendiğini açıkladı. Kurtarılan bu alanlarda rastgele bir şekilde yerleştirilmiş 22 bin mayın ve patlayıcının çıkarıldığını kaydeden sözcü, her kilometrekareye 880 mayın ve patlayıcının yerleştirildiğini belirterek, bunun her 120 santimetrede bir mayın ya da patlayıcı bulunduğu anlamına geldiğini söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Debiş, “Böyle korkunç ve çılgın bir şekilde yerleştirilmiş patlayıcıların ve mayınların bulunduğu bir tarladan geçtiğinizi ve bu irrasyonel miktardaki mayın ve patlayıcının mayın temizleme ekibi tarafından ne kadar sürede temizlenebileceğini düşünün” dedi. El Debiş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Terörist Husi milisleri sadece bunu yapmakla kalmadı. Ayrıca yabancı uzmanları aracılığıyla sensörler ile çalışan ve yakınından veya 4 metre uzağından geçildiği takdirde patlayan patlayıcılar yerleştirdiler. Bunun yanı sıra içinde telefon hattı bulunan ve uzaktan patlatılan patlayıcı cihazlar yerleştirdiler. Diğer bir kısım patlayıcılar ise üzerine ışık tutulduğu zaman etkinleşiyor. Gece geçen araçların ışığı ile doygun hale gelen bu cihazlar, ışığın belirli bir dereceye ulaşması ile birlikte patlıyor.” Debiş, terörist milisler tarafından kullanılan patlayıcılar hakkında yaptığı açıklamalarda, yer altına yerleştirilen ve görünmeyen teller ile birbirine bağlanan “Devasat” olarak isimlendirilen bir patlayıcı türünden bahsetti. Bu patlayıcılar üzerinden sert bir şekilde yüründüğü takdirde oldukça geniş bir alanı patlatabileceğini kaydeden sözcü, milislerin ayrıca binalara ve camilerdeki klimalara da patlayıcı cihazlar yerleştirdiklerini ve böylece kapı açıldığında veya tel sıkıştığında söz konusu cihazların patladığını belirtti. Teröristlerin sadece ölüm dilini ve yıkım sanatını bildiklerini ifade eden Debiş, dünyanın hiçbir yerinde daha önce görülmemiş bir şekilde, evlere, tarlalara, okullara ve camilere vatandaşların hayatlarını dikkate almadan ölüm ektiklerini söyledi. Meşruiyeti destekleme koalisyonu tarafından desteklenen ordu güçleri, geçtiğimiz iki gün boyunca bir dizi bölgenin ve stratejik alanların kontrolünü ele geçirip milislere ağır zayiatlar verdikten sonra, Husi darbesinin kontrolü altında kalan pozisyonları kurtarmak için Beyda ilinde bulunan Melacim ve Kaniya cephelerindeki askeri operasyonlarını sürdürüyor. Ulusal ordu güçleri Husi milislerin konuşlandığı Melacim ve Kaniya cephelerindeki bazı mevkileri kontrol altına almakta başarılı oldu. Bir saha kaynağı şu açıklamalarda bulundu: “Ordu güçleri cumartesi sabahı Mecalim’deki büyük dağ silsilelerini milislerden kurtarmak için Kaniya cephesinde bulunan bir dizi milis mevkiine ve milislerin yoğunlaştığı önemli stratejik alanlara yönelik yeni saldırılar gerçekleştirdi. Bu bölgeler kalan alanların kurtuluşuna bir giriş olduğu için en önemli mevkiler olarak değerlendiriliyor. Ulusal ordu, el-Hama el-Sevda’da bulunan darbecileri birkaç yönden kuşattı ve milis mevkilerine yönelik bombardımanlar gerçekleştirdi. Silahlı kuvvetlere bağlı basın merkezinin bir askeri kaynaktan aktardığına göre, ordu güçleri Melacim cephesindeki bir dizi bölgeyi milislerden kurtardı. Ayrıca cumartesi sabahından bu yana çatışmalar devam ederken, Hama ve Haraba bölgeleri ulusal ordu tarafından kontrol altına alındı.” Husi milisleri Hudeyde vilayetinin köylerindeki sivil nüfusa yönelik saldırılarını sürdürüyor. Füzeler ve keskin nişancılar ile en şiddetli saldırıların meydana geldiği Dureyhmi, Cenuba, Makbena ve Taiz’in batısında çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu siviller arasında can kayıpları yaşanıyor. Öte yandan Yemen ordusuna ait September.netin haberine göre, Makbena ilçesi sakinlerinden 55 yaşındaki Abdullah Racifi cuma akşamı keskin nişancı milisler tarafından öldürüldü. Yemen Devlet Başkan Yardımcısı Ali Muhsin el-Ahmer, milis egemenliğine son verileceğini ve tüm yemen topraklarının meşru devletin kontrolüne gireceğini dile getirerek, geleceğin umut ve başarı vadettiğini ifade etti. Ayrıca devlet başkanının liderliğindeki meşruiyetin kapsamlı ulusal diyalog konferansının çıktılarını hayata geçirmek için çabaladığını kaydetti. Muhsin el-Ahmer bunlar içinde en önemli olanının, “özgürlük, adalet, eşitlik ve hukukun üstünlüğü ilkelerine tabi bir ülkede güç ve zenginliklere geniş katılım sağlanmasını gerçekleştirecek altı bölgeden oluşan federal bir devlet inşa etmek” olduğunu belirtti. Resmi SABA haber ajansına göre söz konusu açıklama, 30 Kasım Kurtuluş Bayramı’nın 51. yıldönümü vesilesiyle Marib eyaletindeki yerel otorite tarafından düzenlenen tören sırasında yapıldı. Ajansın aktardığına göre el-Ahmer, üç referansa dayanan diyalog ve kalıcı barışın arkasında durduklarını vurgulayarak, bu referanslara veya meşruiyete yönelik herhangi bir ihlali kabul etmeyeceklerini ifade etti. El Ahmer açıklamasının devamında, Husi darbesinin sebep olduğu ıstırabın ve Yemenliler tarafından yürütülen savaşın hiçbir zaman devletin tercihi olmadığını dile getirdi. Devlet başkanının liderliğindeki meşruiyetin birçok düzeyde ilerleme ve başarıya imza attığına işaret eden el-Ahmer, ulusal ordunun tüm cephelerde büyük zaferler elde ettiğini ve büyün üyeleriyle geçici başkent Aden’de bulunan hükümetin ‘ekonominin düzelmesi, ulusal paranın korunması, hizmetlerin iyileştirilmesi ve kurtarılmış bölgelerdeki koşulların normalleştirilmesi’ için çalıştığını söyledi. El Ahmer ayrıca, Suudi Arabistanın liderliğindeki koalisyon içerisinde bulunan tüm kardeşlerine ve tüm ulusal çabalara yönelik takdirlerini dile getirerek, askeri, güvenlik, politik ve ekonomik gibi çeşitli alanlarda meşruiyet için büyük desteklerinden dolayı BAE’ye teşekkür etti. Ahmer konuşması sırasında, Yemeni, altyapısını ve sosyal kimliğini yok eden İran destekli Husi milislerine karşı tek bir safta bir araya gelme çağrısında bulunarak, Yemen’de Hizbullah’ın hayat bulmasına ve Velayet-i Fakih rejimine izin vermeyeceklerini belirtti. Ayrıca milislerin siyasi sürece inanmadıklarını dile getirerek, onların bütün projelerinin hurafelere dayandığını söyledi.

مشاركة :