Suudi Arabistan’ı izole etmekte başarısız olan girişim

  • 12/5/2018
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın gezisi, Suudi Arabistan’ın etrafında kendisini dünyadan tecrit edecek bir duvar örmek isteyen  solcuların, İhvancıların ve Humeynicilerin yürüttükleri kampanyayı engellemekte başarılı olmuştur. Sadece birkaç gün içinde Veliaht Prens Muhammed bin Selman aralarında BAE, Bahreyn, Tunus, Moritanya ve Cezayir’in bulunduğu yedi ülkeyi ziyaret etti ve Arjantin’de düzenlenen G20 Zirvesi’ne katıldı. Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölümünden doğan krizin en başından itibaren Suudi Arabistan’ın düşmanlarının hedefi açıktı. Onların hedefi ne gerçeğe ulaşılması ya da adaletin sağlanması ne de olayın suç ve yargı boyutuydu. Bilakis Suudi Arabistan’ın yanında yer almasa da her akıllı ve tarafsız kimsenin farkettiği gibi Kaşıkçı olayı; Kral Selman’ın duası, onayı ve yönlendirmesiyle bizzat Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından yönetilen Suudi Arabistan’ın siyasi ve ekonomik ilerleyişini durdurmak için kullanılan bir bahaneydi. Suudi Arabistan’a karşı yürütülen kampanyanın ve Donald Trump liderliğindeki ABD yönetimi ile ilişkilerini bozma çabasının Kaşıkçı olayından çok önce başlamış olması bunun en büyük kanıtıdır. Bu yolda genelde Batılı, özelde Amerikalı “solcu” medya; Müslüman Kardeşleri’n ve Humeyni rejiminin iftiralarını ve yalanlarını alıp servis etmekten kaçınmamıştır. Bir yandan Suudi Arabistan’ın Yemen’de yürüttüğü adil savaş bir karalama kampanyasına maruz kalırken diğer yandan Suudi Arabistan’ın –meşruiyeti geri getirmek için kurulmuş olan uluslararası koalisyonun yok sayılıp sadece Suudi Arabistan’a odaklanıldığını dikkatinizi çekerim- Yemen savaşındaki rolü; zayıf, fakir ve hiçbir şeye gücü yetmeyen Yemen halkını hedef alan “saldırgan” bir rol olarak tasvir edilmektedir. ABD’de Washinton Post, New York Times gibi gazeteler ve CNN gibi televizyon kanalları ile İngiltere’de BBC kanalı ve The Guardian gibi gazetelerin benimsediği bu hikayeye ve yürüttüğü karalama kampanyasına Fransız “Kanal 24” ve Alman “DW” gibi Arap dünyasına yayın yapan benzer kanallarda destek vermektedir. Tüm bu haberlerde Yemen’de İran ve Devrim Muhafızları tarafından kendilerine roket ve silah yardımı yapılan, askeri ve propaganda eğitimi verilen silahlı milislerin varlığı göz ardı ediliyor. Sanki Yemen’den Suudi Arabistan şehirlerini hedef alan ve can kayıplarına neden olan roketler atılmıyor. Sanki bizzat Yemen halkı bu Husi çetelere karşı çıkmıyor. Sanki Yemen’de Husilere karşı savaşan yasal bir hükümet ve başkan bulunmuyor. Daha da önemlisi sanki Husileri suçlu bulan ve yasal Yemen hükümetini destekleyen Güvenlik Konseyi kararları bulunmuyor. Yukarıda zikredilen tüm gerçeklere rağmen bu solcu medya Yemen savaşını; sadece Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın liderliğindeki Suudi Arabistan’ın başlattığı ve yürüttüğü bir savaş olarak lanse etmeye çalışmaktadır. Veliaht Prensin deklare ettiği ve Suudi Arabistan politikasının genel başlığı haline getirdiği Müslüman Kardeşler ve radikal gruplar ile mücadelede Suudi Arabistan’ın oynadığı etkin rol de bu kesimleri rahatsız eden bir başka konudur. Dolayısıyla terörle mücadele, Yemen’deki adil savaş ile Suudi Arabistan’ın yeni ekonomik ilerlemesi üç düşmanının yani Müslüman Kardeşler, solcular ve Humeynicileri rahatsız etmiştir. Bu nedenle Kaşıkçı olayından yararlanmak istemişler ve medyada yürüttükleri, yeni Suudi Arabistan’ı korkutmayı ve dünyadan izole etmeyi amaçlayan kampanyalarının başarılı olacağına inanmışlardır. Ama şüphesiz onlar kaybedenlerden olmuşlardır!

مشاركة :