İsrail, güney Lübnan’da Hizbullah’a ait tüneller bulduğunu açıkladı. Aslında bu yeni bir haber değil zira örgüt Temmuz 2006 savaşından bu yana tüneller, askeri stratejisinin bir parçasını oluşturuyor. Ancak yeni olan açıklama bu tünellerin Lübnan topraklarını İsrail’in içindeki bölgelere bağlaması. Bu durum İsrail’in kuzeyinde yaşayan yerleşimciler için benzeri görülmemiş bir tehdit. Uzmanlar bu tünelleri İran Devrim Muhafızlarının Lübnan’daki en önemli askeri yatırımı olarak görüyor. Hizbullah, İsrail’in  tünellerin işgal edilmiş toprakların içlerine kadar geldiği iddiasına sessiz kalırken uzmanlar, Hizbullah’ın inkar etmediği askeri stratejinin bir parçası olduğu konusunda hem fikirler. Ortadoğu Stratejisi Enstitüsü Müdürü Dr. Sami Nadir, “tüneller, tarafların birbirini sindirmesi ve gerilimin yükselmesi anlamına geliyor” dedi. Nadir, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Hizbullah’ın güneyde ve Bekaa’da tüneller kazması, silahlı örgütlerin savaş stratejilerinin bir parçasıdır. Bu yöntemi Gazze’de Hamas ve diğerleri de kullanmaktadır. Ancak tünellerin İsrail içlerine kadar ulaştığı bilgisi abartılı. Özellikle Hizbullah’ın elinde uzun menzilli füzelerin bulunduğu düşünülürse” dedi. Öte yandan asker emeklisi uzman Halid Hamade, “İsrail’in tüneller hakkında konuşması, Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrullah’ın savaşı Lübnan’dan İsrail içlerine taşıyan tehditlerinden ayrı düşünülemez” dedi. Hamade, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “tüneller Hizbullah’ın savaşı İsrail’in içlerine taşıyacak ve yerleşimcilere acı verecek stratejisinin bir parçası. Ancak bu varsayıma sığınmak Hizbullah’ın kararı olmayacak. Alınacak kararlar,  kendisine yaptırım uygulanan İran tarafından ABDye cevap vermenin bir parçası olacaktır.” Bu bilgiler Nasrallah’ın  bir önceki konuşmasında İsrail’in hiç beklemediği şekilde savaşı topraklarına taşıyacakları açıklamasıyla kesişiyor. Nasrallah askerlerine, yukarı Celile bölgesini yeniden ele geçirmeye çağırmıştı. Uzmanlar, Irak, Suriye ve Yemen’den sonra Lübnan’ın da İran’a açılmasından endişe duyuyorlar. Bu konuda Hamade, “bu tünellerin İsrail’e karşı kullanılması Lübnan’ı yangın yerine çevirecektir. İsrail iki yol takip ediyor; birincisi güvenliği için tehdit olan tünelleri yıkmak, ikincisi Lübnan’ın Litana Nehri’nin güneyine geçmesini engelleyen BM’nin 1701 sayılı kararına başvurmak. Askerler de bu olayları siyasilerden farklı okumuyor. Eski bakanlardan Muhammed Abdulhamid Beydun, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Hizbullah tünellerinin Temmuz savaşından önce de var olduğunu ancak bu savaştan sonra sayılarının giderek arttığını söyledi. Beydun, “İran ve Devrim Muhafızları bu tünellerle askeri bir yatırım yaptılar. Bir çatışma sırasında askerlerini ve silahlarını bir bölgeden başka bir bölgeye nakletmek için özellikle güney bölgesinde tünel ağları için İran 4 milyar dolar harcadı” dedi. İsrail’in bu tünellerin ortaya çıkmasıyla vereceği tepkinin sınırlarıyla ilgili olarak Beydun, “İsrail’in bu konudan uzun süredir haberi var. Bu tünel meselesini Lübnan’a savaş açmaya karar verdiğinde kullanmayı düşünüyor. Ülkesinde hükümeti tehdit eden iç sorunlarla karşılaşan Netanyahu, tünellerin İsrail içlerine kadar geldiğini şimdi açıkladı. Netanyahu, iç kamuoyuna “güvenliğinizi ben sağlıyorum” mesajı veriyor” dedi.