İki ay içerisinde Bahreyn, Kuveyt ve Dubai’yi pasaportumu kullanmadan ziyaret ettim. Bu ülkeleri ziyaret etmek için kimlik yeterliydi. Sanki ben, tek bir ülkenin içerisinde seyahat ediyormuş gibiydim. Buna rağmen Körfez İşbirliği Konseyi(KİK) ülkelerinde yaşayan vatandaşların çoğu hayal kırıklığı yaşıyor. Vatandaşlarının temenni ettiği ve liderlerinin söz verdiği gibi KİK, tek bir yapı olsaydı, gayrisafi yurtiçi hâsıla bakımından dünyada 7’inci devlet(şu an Umman 66’ıncı sırada) olurdu. Ayrıca KİK ülkelerinin nüfusu, 55 milyona ulaşarak dünyada demografik açıdan 27’inci sıraya yükselirdi. Şu an Katar, 2,5 milyon ve Bahreyn ise 1,5 milyon nüfusa sahip. Yani diğer ülkelere göre bu ülkeler, küçük ve zayıf bir durumda. Aslında KİK düşüncesi, Humeyni devriminin ardından İran tehdidine karşı savunma bloğu olarak ortaya çıktı. Daha sonra bu düşünce, ekonomik işbirliğine ve siyasi koalisyona kadar uzandı. Herkes, konsey ve işbirliği düşüncesine razı olduğunu belirtmesine rağmen son 30 yıllık süreç, tek bir üye devletin bu arzuları yok edebileceğini kanıtladı. 1990’ların başından beri Katar, konseyin projelerine çomak sokuyor. Saddam ve İran’ın başarısız olduğu zamanlarda Katar, konseyin projesini sabote edip tahrip etmeyi başardı. Katar, Bahreyn’le savaşarak darbeci muhalefeti destekledi. Suudi Arabistan’la sınır çekişmelerine giren Katar, yurtdışında Suudi Arabistan muhalefetini desteklemeye devam etti. Katar, sokakta yürüyüş yapan muhalif liderleri finanse ederek bunu Kuveyt’te siyasi rejime karşı intifada hareketi olarak nitelendirdi. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri’nin içinde ve dışında muhalif operasyonları organize etti. Bugün Suudi Arabistan’a karşı büyük saldırının ana finansörü durumunda olan Doha, Kaşıkçı’nın öldürülmesi olayını politize etti. Üye ülkeler arasındaki anlaşmazlıkların normal olduğu söylenebilir. Sınır ve siyasi teamüllerle ilgili bazı anlaşmazlıklar halen devam ediyor. Fakat Katar hariç diğer Körfez ülkeleri, dostlarının güvenliğini ve barışını tehdit eden tehlikeli kırmızı çizgileri aşmadı. Aslında 28 yıldır devam eden Doha’nın kötü ve zararlı eylemlerini bahane edebilecek mücbir nedenler bulunmuyor. Bunun için Katar işkencesinin üst düzeye ulaşmasının ve insanların hayal kırıklıklarının minimum düzeye gerilemesinin ardından bugün 6 ülke, Riyad’da bir araya geliyor. Zayıflayan ilişki ve devam eden çöküş ortamında Riyad’daki KİK merkezi, en karanlık günlerde bile kapılarını kapatmadı. KİK, Katarlı çalışanlar da dâhil olmak üzere farklı uyruklara sahip tüm personeliyle birlikte çalışmaya devam etti. 1,5 yıllık bir kopukluğun ardından Suudi Arabistan, KİK’i istisna tutarak Katarlı personellerin ve temsilcilerin KİK’te yer almasına müsaade etti. Fakat karanlık siyasi bulutları gizlemeyen bugünkü zirve, bu ittifaka yönelik şüphelerin artmasıyla birlikte KİK’in geleceği hakkında önemli soruları gündeme getiriyor. Körfez ülkelerini dış saldırılardan korumak için kurulan KİK, İran’a ve Saddam Hüseyin’in Irak’ına karşı başarılı bir şekilde birleşti. Fakat KİK, konsey içerisindeki saldırıları bertaraf etmede tamamen başarısız oldu. KİK, çeyrek asırdan fazla süredir tek bir devletin saldırgan tutumunu durduramadı. Bugün KİK, iki konseye ayrıldı. Mevcut kritik durum devam ettiği sürece KİK, ikili anlaşmalar hariç sonsuza dek bitecek. Katar’ı suçlamada ön yargılı davranmak ya da en büyük sorumluluğu kendisine yüklemek için değil ama gerilimi bitirecek tek devlet Katar’dır. Bir mucize gerçekleşip uzlaşma yapılsa bile Doha’nın eski davranışları devam ettiği sürece Katar’ın politikasının değişmesi mümkün değil.
مشاركة :