İsrail Genelkurmay Başkanı Gadi Eizenkot, ülkesinin Suriye’deki iç savaş sırasında İran’ın Devrim Muhafızları ve çeşitli Şii milislerden 100 bin asker getirmeye yönelik planını bozduğunu açıkladı. The Interdisciplinary Center (IDC) tarafından Tel Aviv’in Hertsliya bölgesinde düzenlenen “Ordu ve İsrail toplumu” adlı konferansta konuşan Genelkurmay Başkanı Eizenkot, ABD Başkanı Donald Trumpın Amerikan birliklerini Suriyeden çekme kararına değindi. ABD’nin kararını “dramatik ve önemli bir olay” olarak nitelendiren Eizenkot, “Fakat abartılmamalıyım... İsrail olarak biz bu cephede uzun yıllardır tek başına uğraşıyoruz. İsrail ordusu son yıllarda bu bölgede bağımsız olarak çalışmalarda bulundu” ifadelerini kullandı. Kamuoyunun tam olarak İsrail’in ne yaptığını bilmediğini söyleyen Eizenkot, kamuoyunun yalnızca bir uçağın düşmesi gibi olağandışı bir olay meydana geldiğinde konuyla ilgilendiğini kaydetti. Ancak İsrail’in İranlıların Suriyede askeri faaliyetlere girişmesinden bu yana 4 yıldır çok çalıştığını ifade eden İsrail Genelkurmay Başkanı, “Önemli kaynaklar ve muazzam çabalar harcadık. İranlıların 100 bin asker getirme planı vardı. Suriyedeki sınırlarımızda kara, deniz ve havada faaliyet gösteren dev bir askeri üs haline getirmeyi planlıyorlardı. Bu planlardan biri de Golan Tepeleri’nde İsrail sınırı boyunca bir askeri ateş hattı kurmaktı. Buna karşılık, İsrail ordusu ve diğer güvenlik birimleri, İran planını boşa çıkarmak için ayrıntılı bir plan hazırladı ve hükümete sundu. Geçtiğimiz Mayıs ayının 9’unu 10’una bağlayan gece, İranlılar, Suriye’de kontrol sağlamak için sınırlarımızın da dahil olduğu bölgeye yönelik ilk saldırılarını başlattılar. İsraile 60 adet roket fırlatıldı. Şiddetli bir şekilde cevap verdik. İranlıları henüz tamamen durduramadık ve Suriyede İran varlığını sürdürme imkanlarını engelleyemedik. Fakat hareket alanlarını sınırladık ve ellerini kollarını bağladık. İran konvoyları ve üslerine birçok bombardıman gerçekleştirdik. Hizbullah’ın Lübnan’daki silahlarını geliştirme ve tünel açma projelerini engelledik” şeklinde konuştu. Rusların Suriyedeki varlığının yeni bir durum yarattığını ve İsrailin oradaki faaliyetlerine bazı kısıtlamalar getirdiğini belirten Eizenkot, ancak bununla birlikte, iki taraf arasındaki güvenlik koordinasyonun, İsrail ordusunun teröre karşı mücadelesinin devamında önemli bir rol oynadığını kaydetti. Bu koordinasyonun, Lazkiye’de bir Rus casus uçağının düşürülmesinden sonra biraz karışık bir hale geldiğini ancak iyileşmeye başladığını aktaran Eizenkot, İsrailin İran, onun uzantıları ve İsrail’e saldırmayı düşünen herkese karşı büyük bir caydırıcı gücü olduğunu söyledi. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD’nin Suriye’den çekilme kararını değerlendirdi. Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde açıklamalarda bulunan Netanyahu, “İsrail bu kararı inceliyor. Karar hayal kırıklığına uğratmış olsa da güvenliğimizi korumaya çalışıyoruz. İsrail, ABD’nin geri çekilmesine rağmen Suriye’deki faaliyetlerine devam edebilir. Suriyedeki tüm adımlarda Washington ile tam iletişimimiz var ve ihtiyaç duyduğumuz her türlü desteğe sahibiz. Bu yeni durumla başa çıkabiliriz” ifadelerini kullandı. Netanyahu ve Eizenkot’un açıklamaları, İsrailli analistlerin Trump’ın Suriye’den çekilme kararının İran’ı Suriye’den uzak tutma çabalarını etkileyebileceği gerekçesiyle İsrail’e bir darbe olduğunu düşündükleri bir zamanda geldi. Bazı analistler ayrıca Trumpın kararının, ABD’nin bölgedeki müttefiklerini “zayıf ve ihanete uğramış” gibi gösterdiğini öne sürdüler. Üst düzey İsrail güvenlik yetkilileri geçtiğimiz haftalarda ABD güçlerinin Suriye’de kalmaya devam etmesinin, özellikle İran’ın Suriye üzerinden Hizbullah’a yaptığı silah transferlerini azaltma konusundaki önemini vurgulamışlardı.