Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi, Kâbil Havaalanı’nda Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Dışişleri Bakanı Salahuddin Rabbani ile görüşmeler gerçekleştirdikten sonra Tahran’a gitti. Kureyşi’nin, İranlı yetkililere Abu Dabi diyalog turunun sonucu ve Afganistanın komşularının Afgan barış sürecine yapabileceği yardımlar hakkında bilgi vermesi bekleniyor. Pakistan hükümeti resmi yollarla Afganistan’daki barış sürecinin Afgan partileri arasında olması gerektiği konusunda ısrar ediyor. Taliban mevcut Afganistan hükümeti ile diyaloğu reddediyor. Afgan hükümetinin Washington’unun onayı olmaksızın herhangi bir konudyu rapor etme yetkisi olmaması nedeniyle diyaloğun ABD yönetimi ve Taliban temsilcileri arasında olması gerektiğini ifade ediyor. Pakistan Dışişleri Bakanı’nın ziyaretinden birkaç gün önce Pakistan ile İran arasındaki sınırda olağan devriyelerini yapan 6 sınır muhafızın öldürülmüştü. Bu olayın ardından Pakistan, İran’ın İslamabad Büyükelçisi’ni çağırarak protesto notası verdi. Ayrıca Tahran’ın olayı hızlı bir şekilde soruşturması ve İran topraklarından bu tarz eylemlerin durdurulması talep edildi. Pakistan Başbakanı İmran Han, geçtiğimiz Ağustos ayında göreve geldikten sonra İran’dan iki davet aldı. Han her iki resmi daveti kabul etmesine rağmen, Tahran’a ziyarette bulunmayarak son yıllarda şiddet olaylara Pakistan’ın Belucistan eyaletine komşu olan ülkeye Dışişleri Bakanı Şah Mahmud Kureyşi’yi göndermekle yetindi. Belucistan ayrıca Hindistan tarafından Kulbhushan Jadhav ve Uzair Baloch gibi başka kişilerin de Pakistan aleyhinde casusluk yapılması için gönderilmesine sahne oldu. İsmini açıklamak istemeyen bir Pakistan Senatosu’ndaki Dışişleri Konseyi üyesi, “İran şu anda Pakistan’a kötülük olarak Çin-Pakistan ticaret koridorundan ve Pakistan’ın Arap Denizi’ndeki limanı Gwador’un kalkınması yoluyla faydalanmasını önlemek için birkaç eksen üzerinde çalışıyor. İran, Hindistan’a Gwador ve Çin-Pakistan ticaret koridoru ile rekabet edebilmek için söz konusu limanın yakınındaki Chabahar limanını geliştirme hakkı tanıdı. Ancak bu yatırımla Hindistan’a Pakistan aleyhine istihbarat planları verdi ve bunlara kendisi de katıldı. Belucistan’daki ayrılıkçı grupları destekledi” şeklinde konuştu. Konsey üyesi, İranın nihayetinde Hindistan ile olan ittifakını kaybedeceğini ve kendisini komşu bir İslam devletine karşı Hindistan ile müttefik olması nedeniyle kendisini İslami bir güç olarak pazarlayamayacağına dikkat çekti. Pakistanlı Senatör ayrıca, ABD’nin gizlice İran- Hindistan ilişkilerinin kalkınması için teşvik sağladığını söyledi. Çünkü ABD, İran ve Hindistan’ın; Pakistan’ın stratejik derinliği olması nedeniyle Arap ülkeleri özellikle de Körfez ülkeleri ile yakınlaşmasını istemediğini belirtti. Pakistan’ın ayrıca Basa Körfezi ülkeleriyle tarihi miras, medeniyet, din, ekonomi ve güvenliğin geleceği konusunda stratejik derinliğe sahip olduğunu da ifade etti. Senatör, İran yönetimini, "İslam devrimi örtüsüne bürünen bir Fars milliyetçisi olmak ve veleyat-i fakih ilkesini her yerde Şiilere din adına görüşlerini dayatmak için kullanmakla" suçladı. İran yönetiminin, Tahranla ilişkili dini liderlerin tam hegemonyası karşılığında, Arap Şii liderlerini izole etmek ve azaltmak için çalıştığını belirtti. Tahran’ın bölgedeki birçok ülkenin içişlerine müdahale ettiğine dikkat çeken Senatör, Pakistanlı Zeynebiyyun ve Afgan Fatimiyyun Tugayları gibi binlerce kişiyi silah altına aldıklarını söyledi. Ayrıca “İran, yalnızca Körfezde değil, Pakistan ve Afganistanda da güvenlik ve istikrarını sarsıcı bir faktördür” şeklinde konuştu.
مشاركة :