Bir yandan şehir halkı ile resmi kurumlar arasındaki anlaşmazlıkların artması ve öte yandan da dini, siyasi ve ekonomik bakımından yaşanan tırmanmasının ardından Selahaddin Eyaleti’ne bağlı Samarra şehrindeki olaylar yeniden baş göstermeye başladı. Anlaşmazlıklar, hali hazırda Samarra şehri sakinlerini temsil eden Sünni Vakfı’nın katılımı olmaksızın Şii Vakfı tarafından üstlenilen güvenlik sorunu ve Askeriyye Türbesi etrafında dönüyor. Bununla birlikte vakıf, Bağdat’taki Ortak Operasyonlar Komutanlığı’na bağlı olan Sammara operasyonlarını ve Sadr Hareketine bağlı Seraya es-Selam’ı (Barış Tugayları) ve kentin yerel polis kuvvetlerinin katılımı olmaksızın güvenlik dosyasının yönetimini deruhte ediyor. Alman haber ajansı (DPA) tarafından yayınlanan bir rapora göre, Irak hükümetinin güvenlik güçleri 22 Şubat 2006’da gerçekleşen bombalı saldırının ardından Askeriyye Türbesi’nin yönetimini devraldı, türbenin yer aldığı eski kentin girişlerini kapattı, tüm dükkan sahiplerini bölgeden çıkardı ve türbelere yakın olan evlerde bulunan insanları bölgeden uzaklaştırdı. Türbenin yönetimini elde etmek için oluşturan Şii Vakfı’nın askeri güçleri, baskılarla Samarra şehri halkının evlerini, dükkanlarını ve topraklarını istimlak etti ve onları gerçek değerlerinin çok altında bir fiyata satarak mülkiyetlerini Şii Vakfı’na devretti. Selahaddin Eyalet Meclisi tarafından yayınlanan bir bildiride, Şii dini mercilerinden ve Irak makamlarından, Samarra şehrinin durumunun yeniden değerlendirilmesi ve kent halkının isteklerinin dikkat alınması talep edildi. Selahaddin Eyaleti Meclis Başkanı Ahmed Kerim Alman haber ajansına yaptığı açıklamada, şehirdeki dini ve güvenlik makamlarının eliyle şehrin sakinlerinin maruz kaldığı keyfilik, adaletsizlik, açlık ve işsizlik neticesinde ikinci bir Musul vakası yaşanacağı hususunda uyarıda bulundu. 2006 yılında Samarra’da baş gösteren mezhep savaşı kıvılcımı bütün bir Irak’a yayılmış ve on binlerce kişinin hayatını kaybettiği çatışmalar ile birlikte zorunlu göçlerin yaşanmasına tanık olunmuştu. Ayrıca şehirdeki demografik yapı değişmiş ve şehir, halka karşı uygulanan suiistimaller dolayısıyla geniş bir siyasi ve halk hareketliliğine sahne olmuştu. Şii dini mercileri ve yetkili makamlar ile görüşmek üzere 2006 yılında gerek resmi olarak ve gerekse de halk tarafından heyetler oluşturulmuştu. Şehrin aşiret liderlerinin başındaki isim olan Şeyh Esfuk Kahtan’a göre, Samarra halkının talepleri “güvenlik baskısının hafifletilmesi, şehirdeki asker sayısının azaltılması, 15 yıl boyunca mahkum olan masum tutukluların serbest bırakılması ve şehrin DEAŞ örgütünden kurtarılmasının ardından kaybolan kişilere neler olduğunun açıklanması” olarak özetlenebilir. Şeyh Kahtan’a göre, Samarra halkı “eski bölgelerin açılarak zarar gören kimselere tazminat verilmesini, halka ait olan tüm dükkan, otel ve turistik tesislerin açılmasını ve halk ile ortak bir formül üzerinde mutabakata varılarak türbeleri çevreleyen arazilerin istimlakına ilişkin ortak bir komitenin kurulmasını” talep ediyor. Samarra halkının 12 asırdır söz konusu türbelerin koruyucuları olduklarını ve öyle kalmaya da devam edeceklerini vurgulayan Şeyh Kahtan, halkın türbelerin idaresinde yer almak istediğini dile getirdi. İki türbeyi çevreleyen alanın içerisinde yaklaşık 2 bin ticari mağaza, 50 otel ve benzeri turistik restoranlar bulunuyor. Bunların hepsi kapatıldı ve bu mülklerin sahipleri, Şubat 2006daki olaylardan bu yana çalışmaktan alıkonuldu. Öte yandan, Şii Vakfını temsil eden (Şii) Irak Alimler Şura Konseyi Sekreteri Şeyh Yusuf el-Nasır, Samarra’nın Irak’taki bütün tarafların bir arada yaşayacağı şehir olarak kalacağını belirterek, “Hali hazırdaki çabalar bir kez daha güven oluşturmayı başaracaktır. Daha sonra şehir halkı ve ziyaretçileri arasındaki iletişim köprüleri yeniden inşa edilecektir” ifadelerini kullandı. Şii Vakfı’nın, eski alanın yeniden açılması ve tüm tarafların haklarını güvence altına alan düzenlemelerin yapılması hususunda engel çıkarmayacağını ifade eden el-Nasır, Şii ve Sünni bütün dini okulların ve camilerin yeniden açılmasına dair olan umudunu dile getirdi. Samarra halkının tarih boyunca iki türbenin korunması ve idaresi hususundaki rolüne övgüde bulunan el-Nasır, imamların türbelerini ziyaret eden kimselere gösterilen misafirperverlikten dolayı takdirlerini iletti. MS 835te Abbasi Halifesi Mutasım tarafından kurulan Samarra şehri, hepsi Sünni Araplardan oluşan yaklaşık 400 bin nüfusu ile Selahattin Eyaleti’ndeki en büyük şehirlerden biridir. Şehir ayrıca dünya üzerindeki tüm Şiiler tarafından kutsal kabul edilen Askeriyye türbesini barındırıyor.
مشاركة :