ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo dün Irak’a gerçekleştirdiği sürpriz ziyarette üst düzey liderler ile bir araya geldi. Pompeo görüşmede ülkesi ile Bağdat arasındaki “stratejik ortaklığa” vurgu yaptı. Eski başbakanlar Haydar İbadi ve Nuri el-Maliki’nin liderliğini yaptıkları koalisyonlar ise “ABD’nin Irak’taki askeri varlığına” ilişkin birbirlerini suçladı. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı ile Bağdat’ta bir araya gelen Pompeo’nun ABD’nin “iki ülke arasındaki stratejik çerçeve anlaşması ile desteklenen uzun vadeli ortaklığına” ilişkin desteğini ilettiği belirtildi. Irakın demokratik kurumlarının, egemenliğinin, ekonomik kalkınmasının ve enerji alanındaki bağımsızlığının desteklenmesi gerektiğini dile getiren Pompeo, ABD’nin “Irak’ın karşı karşıya kaldığı siyasi, ekonomik ve güvenlik zorluklarıyla başa çıkmasına yardım etme taahhüdüne” bağlı kalacağını söyledi. Irakın stratejik bir ortak olarak bölgedeki önemine dikkat çekti. Pompeo, ABD’nin Suriye’den çekilme kararını açıklamasının ardından Washington’ın müttefiklerinin endişelerini gidermek için gerçekleştirdiği Ortadoğu turu kapsamında Bağdat’ta bir araya geldiği Irak liderleri ile iki ülke arasındaki ikili ilişkileri görüştü. Ayrıca ABD’nin Suriyeden çekilme kararının ve İrana uygulanan yaptırımların sonuçlarını tartıştı. Irak Başbakanı Adil Abdülmehdi, Temsilciler Meclisi Başkanı Muhammed Halbusi, Cumhurbaşkanı Berhem Salih ve Dışişleri Bakanı Muhammed Ali Hakim ile bir araya gelen Pompeo, ABD’nin “yeni hükümetin tüm Iraklılar için istikrar, güvenlik ve refah sağlama çabalarını” desteklediğini vurguladı. Ayrıca DEAŞ’ın bölge genelinde hezimete uğratılmasının garanti altına alınması için iki ordu arasındaki iş birliğinin sürdürülmesi konusunda görüş alışverişinde bulundu. Zamanlamanın oldukça iyi olduğuna işaret eden ABD Dışişleri Bakanı, ülkede bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Abdülmehdi ile görüşmelerde bulunan Pompeo’nun “ABDnin Irakın egemenliğini destekleme konusundaki kararlılığını” vurguladığı kaydedildi. Görüşmenin ardından Abdülmehdi’nin ofisi tarafından yapılan açıklamada başta DEAŞ’a karşı yürütülen savaş olmak üzere enerji ve ekonomi alanındaki Irak-ABD iş birliğinin önemi vurgulandı. Irakın somut gelişmelere tanık olan demokratik bir ülke olduğuna ve bölgenin istikrarının sağlanması ile Arap, dost ve komşu bütün ülkeler ile normal ilişkilerin kurulmasına önem verdiğine dikkat çekilen açıklamada, toplantı sırasında Amerikan’ın Suriye’den çekilmesi meselesinin ele alındığı kaydedildi. Açıklamada ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun “ABDnin güvenliği artırmaya ve ekonomiyi canlandırmaya çalışan Irak hükümetinin çabalarına destek verdiğini” vurguladığı belirtildi. Pompeo, Başbakan Abdülmehdinin ardından Irakın “Amerikan desteğine” ihtiyacı olduğunu savunan Cumhurbaşkanı Berhem Salih ile bir araya geldi. DEAŞ ile mücadelede ABD tarafından verilen desteğe teşekkür eden Salih, örgütün askeri bakımdan çökertildiğini ancak görevin henüz bitmediğini belirtti. Bağdat temaslarının ardından Erbile geçen Pompeo, Irak Kürt Bölgesel Yönetiminin (IKBY) eski Başkanı Mesut Barzani, oğlu Mesrur Barzani ve IKBY Başbakanı Neçirvan Barzani ile bir araya geldi. Neçirvan Barzani, Twitter hesabı üzerinden yaptığı açıklamada bölgedeki son gelişmelerin tartışıldığı verimli bir toplantı yaptıklarını duyurdu. Bağdat Üniversitesinde Siyaset Bilimi Profesörü Halid Abdullah, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Pompeo’nun Irak ziyaretinin merkezinde bir dizi dosyanın tartışılması vardı. Bu dosyalar arasında en önemlileri Suriyeden çekilme kararından sonra ABD stratejisinin ne olacağı, Irak’taki ABD kuvvetleri ve iki ülke arasındaki stratejik çerçeve anlaşmasıydı. Bugün Iraklı kuvvetler, Amerikalıların geri çekilmesini ve güvenlik anlaşmasının kaldırılmasını talep etmeye başladı. Pompeo’nun gündemindeki diğer önemli dosyalar ise yatırım, ekonomi ve istikrara ilişkindi. ABD, ülkedeki askeri varlığının istikrarın yeniden sağlanması hususunda gerekli olduğuna dair Irak’ı ikna etmeye çalışıyor.” Pompeo’nun Bağdat ziyareti ile eş zamanlı olarak, eski başbakanlardan Nuri el-Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu ve yine eski Başbakan Haydar İbadi liderliğindeki Nasr Koalisyonu arasında “ABD’nin Irak’taki askeri varlığına” ilişkin karşılıklı suçlamalar yaşandı. Dün Nasr Koalisyonu tarafından yapılan açıklamada, ABD askerlerini ülkeye tekrar çağıran ismin 2006-2014 yıllarında iki dönem başbakanlık görevinde bulunan Nuri Maliki olduğu belirtilerek "Eski Irak Başbakanı Nuri Maliki, 24 Haziran 2014te terör örgütü DEAŞ’ın ortaya çıkması ve kentlerin düşmesinden sonra ABDnin Iraka asker göndermesi çağrısı yaptı" denildi. Açıklamada bunun Birleşmiş Milletler (BM) ve iki ülke arasında karşılıklı olarak değiştirilen belgelerde sabit olduğu belirtildi. “Nuri el-Maliki sadece ABD askerlerinin değil, birçok gücün Iraka girmesine izin verdi” ifadelerinin yer aldığı açıklamada ABD askerlerinin İbadinin göreve başladığı 8 Eylül 2014ten önce ülkede konuşlanmaya başladığı kaydedildi. "İbadi 08.09.2014te parlamentodan güvenoyu aldı. O tarihten 2 ay önce zaten ABD askerleri Iraka gelmişti” denildi. Siyasi güçlere dürüst olmaları ve kamuoyunu aldatmamaları çağrısının yapıldığı açıklamada, İbadinin Irakın bağımsızlığı ve egemenliği konusunda halen istekli olduğu ve adımlarını Irakın birliği, bağımsızlığı ve egemenliği çerçevesinde attığı vurgulandı. Nuri Maliki liderliğindeki Kanun Devleti Koalisyonu, İbadi’yi “ABD birliklerinin geri çekilmesi anlaşmasının uygulanmasını” ihmal etmekle suçladı. Nasr Koalisyonu tarafından yapılan açıklamaya ilişkin “sorumluluktan kaçma girişimi” değerlendirmesinde bulunuldu. Açıklamanın devamında ABD askerlerinin 2014ten sonra Irakta konuşlanmaya başladığına dair yanlış bilgileri ve iddialar içeren Nasr Koalisyonu açıklamasının içeriğinden duyulan rahatsızlık dile getirildi. İbadi’nin ABD kuvvetlerine Irak topraklarında hareket etme yetkisi verdiğinin belirtildiği açıklamada Nasr Koalisyonu’nun açıklamasında dile getirilen ithamların sorumluluktan kaçmak dışında bir anlamı olmadığı vurgulandı. Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “Dış kuvvetlerin geri çekilmesi, modern Irak tarihi içerisinde gerçekleşen istisnai bir olay olarak kabul ediliyor. Bu, Nuri el-Maliki hükümetinin ve tüm ulusal güçlerin gurur duyduğu milli bayram niteliğindedir. Çünkü Iraklı müzakereci, gizli maddeler veya ekler olmaksızın tüm Irak topraklarından dış kuvvetleri çıkarmayı başardı. ABD Başkanı Donald Trump’un ziyareti, önceki hükümetin Irak egemenliğinin en temel unsurlarına aykırı bir şekilde ABD’ye yetki verdiğini ortaya çıkardı. Bu nedenle Nasr Koalisyonu, İbadi hükümetinin ihlal ettiği siyasi, yasal ve ahlaki sorumluluğu üzerinden atmaya çalışıyor.” Şarku’l Avsat’a konuşan Irak eski Gençlik ve Spor Bakanı Casim Muhammed Cafer, Nasr ve Kanun Devleti koalisyonları arasında yaşanan ve herhangi bir gerekçesi olmayan gerilimin talihsiz bir durum olduğunu belirtti. Böyle bir tartışmanın ancak üçüncü veya dördüncü dereceden liderler arasında olabileceğini dile getirdi. Her iki tarafa da meyletmeden konuşulması gerektiğini ifade eden Cafer, eski başbakanlar tarafından talep edilmiş olsun veya olmasın Amerikan kuvvetlerinin 2014’ten sonra sayılarını artırdığının bir gerçek olduğunu söyledi. Bunun gerekçesinin bölgedeki açık DEAŞ tehdidi olduğunu kaydeden Cafer, gerek Amerikan güçlerinin gerekse de yabancı güçlerin bölgeye gelmesinin gerekli olduğunu vurguladı. Cafer sözlerini şöyle sürdürdü: “Nasr Koalisyonu açıklamalarında başarılı olamadı. Çünkü sadece kuvvetlerin bölgeye gelmesinin gerekliliği ile ilgili delilleri belirtmesi gerekiyordu. Bu yeterliydi. Sorumluluğu bir başkasının üstüne atmasına gerek yoktu. Kanun Devleti Koalisyonu’nun ise böyle gereksiz bir gerilime sürüklenmemesi ve tutumunu daha sakin bir dille göstermesi gerekiyordu. Zira Maliki ve İbadi gibi liderler diyaloglarını medyadan uzak ve sesiz bir şekilde gerçekleştirmeliler.” İran’a yakın bir dizi siyasi blok ve silahlı grup tarafından yapılan ve Amerikan’ın Irak’taki varlığını reddeden açıklamaların şiddeti, özellikle ABD Başkanının geçen ayın sonunda Irakın batısındaki Aynül Esed Askeri Üssünü ziyaretinin ardından daha da arttı.
مشاركة :