BM’ye saldıran Husiler Hollandalı generalin sınır dışı edilmesini istedi

  • 1/13/2019
  • 00:00
  • 15
  • 0
  • 0
news-picture

Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından “insani yardımları çalarak piyasaya sürdükleri ve ihtiyaç sahibi olmayan kişilere dağıttıkları” ortaya çıkan Husiler, skandalı örtbas etmek için Birleşmiş Milletler’e (BM) saldırdı. BM’yi insani durumun düzeltilmesi konusunda özensiz davranmakla itham eden Husiler ayrıca örgütün ekonomi dosyasını çözümsüz bıraktığını öne sürdü. Husiler, Sana’daki Yüksek Ekonomi Komitesi tarafından öne sürülen söz konusu ithamlarla eş zamanlı olarak Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RCC) Başkanı Hollandalı General Patrick Cammaert’i sınır dışı etmekle tehdit etti. Grubun liderlerinden Gençlik ve Spor Bakanı Hasan Muhammed Zeyd, Facebook hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda Cammaert’i şehri ve limanları “ABD, İngiltere, Suudi Arabistan ve BAE’ye teslim etmeye çalışmakla” itham ederek sınır dışı edilmesi ve savaşın yeniden başlatılması çağrısında bulundu. Gruba hitaben açıklamalarda bulunan Hasan Zeyd, “Hollandalıya karşı tetikte olun ve onu takip edin. Koalisyon’un desteğini alan hükümet güçleri şehri ve limanları zorla ele geçiremedi. Hollandalı Cammaert’e de verilemez” ifadelerini kullandı. Yemen meşru hükümetine destek veren Suudi Arabistan liderliğindeki Uluslararası Koalisyon tarafında aranan 40 kişilik listede yer alan Zeyd, Cammaert’in sınır dışı edilmesi çağrısında bulunarak “Yemen’in her santimini kanımızın son damlasına kadar savunalım” dedi. Gözlemciler, Husilerin söz konusu tavrı hakkında “insani yardımları çalma eylemlerini örtbas etmeye çalıştıkları” değerlendirmesinde bulundu. Sana’daki Yüksek Ekonomi Komitesi tarafından dün yapılan açıklamada BM’nin Yemen halkının ekonomi dosyası ilgili olarak özensiz davrandığı ve Yemen genelindeki memur maaşlarının hızlı bir şekilde ödenmesini talep edenlerin susturulduğu iddia edildi. Husiler, BM’ye yönelik bu saldırgan söylem ile 28 aydır maaşlarını kestiğini 250 bin devlet memurunun önünde kendini aklamaya çalışıyor. Zira Komite tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere verildi: “Kıtlık kâbusuna son vermek ve Yemendeki insani trajedinin üstesinden gelmek için buna yol açan sebeplerin görüşülmesi gerekiyor. Bu sebepler arasında Hadi ve hükümetinin iki yıldan fazla bir süredir devlet çalışanlarının maaşlarını ödemeyi durdurması da yer alıyor. BM örgütlerinin ve BM Elçilik Ofisinin koridorlarında, özel olarak insani durumun ve genel itibariyle Yemen sorununun çözülmesine yönelik uluslararası yaklaşımın ciddiyetini ortadan kaldıran bir sessizlik hali var.” Geçen ayın 13’ünde sona eren İsveç istişareleri sırasında hükümetin grup tarafından kontrol edilen alanlarda çalışan personele maaşlarını ödeme yükümlülüğüne karşılık Husiler tarafından kurumlardan elde edilen paraların Adendeki Merkez Bankası’na aktarılması önerisi Husiler tarafından reddedilmişti. Saldırılarını haklı çıkarmaya çalışan grup, Güvenlik Konseyinin 2451 sayılı kararı ile “öncelikle memur ve emeklilerin maaşlarının ödenmesi, yakıt ve insani yardımların girişine yönelik engellerin kaldırılması, merkez bankasının hızlı bir şekilde birleştirilmesi, Sana havaalanının açılması” gibi öncelikli meselelerin çözümüne ilişkin entegre bir paket sunduğunu söyledi. Yaşanan kıtlığın önüne geçilmesi hususunda söz konusu kararın hayata geçirilmesinin oldukça önemli olduğunu belirten grup, BM’yi ve BM Elçisi’ni eylem sürecinde keyfi davranmakla itham etti. Grup, 2016da Sanadan taşınmasından bu yana meşru hükümete tabi olan Adendeki Merkez Bankası’nı tanımayı reddediyor ve yerel para biriminin hareketi konusunda birçok kısıtlama getiriyor. Husiler ayrıca Suudi Arabistan ve BAE’nin desteğini alan meşru hükümetin bankacılık piyasasını kontrol altına almakta başarılı olmasının öncesinde Yemen para biriminin değerinin çökmesine sebep olan eylemlerde bulunmuşlardı. Yüksek Ekonomi Komitesi tarafından yayınlanan açıklamanın devamında BM ve BM Elçisi’nin “insani durumda yaşanan bozulmadan bütünüyle sorumlu oldukları” iddia edilirken grubun İsveçteki müzakere heyetinin Stockholmdeki elçilik ofisi tarafından ekonomi dosyası kapsamında sunulan tüm öneriler karşısında tavizler verdiği kaydedildi. Meşru hükümeti “2451 sayılı kararın 8’inci maddesini ihlal etmek ve durumu tırmandırmak” ile itham eden grup, İsveç’teki anlaşmayı ve varılan tüm uzlaşıları bozma tehdidinde bulundu. Ayrıca BM’yi “üstlendiği rolü yerine getirmemek ve sessiz kalmak” ile suçlayan grup, ekonomik dosya ile ilgili isteklerinin kabul edilmesi için hükümete baskı yapılması gerektiğini öne sürdü. Hudeyde anlaşması kapsamında belirlenen süre içerisinde anlaşma şartlarının uygulanmasında sürekli olarak sorun çıkaran Husiler, tarafsız olmamakla itham ettikleri BM’den Stockholm’de kararlaştırılan hususların uygulanmasına ilişkin güvence vermesini talep etti. BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, Husilerin yükümlülüklerini belirlenen sürede yerine getirmemelerinin ardından “Güvenlik Konseyi’nden ve meşru hükümetten anlaşmanın uygulanmasına ilişkin belirlenen sürenin uzatılmasını” talep etmişti. Sanadaki ekonomik kaynakların aktardığına göre Husilerin kurum aidatları, gümrük gelirleri, vergiler ve tüccarlara uygulanan çeşitli vergilerden elde ettiği yıllık yaklaşık bir trilyon riyal, meşru hükümetin geçen yıl elde ettiği gelirlerden daha fazla. Ancak grup bu geliri savaşı finanse etmek, milislerinin maaşlarını ödemek ve karaborsada akaryakıt ticareti yapan şirketler kurmak için kullandı. Gözlemciler, “milyonlarca aç insanın ağzından lokmalarını çalma girişiminde bulunan Husilerin yolsuzluklarının boyutunun” BM Dünya Gıda Programı (WFP) tarafından açığa çıkarılmasının ardından grubun kontrolü altındaki bölgelerde insani durumu tekrar sömürmesinin muhtemel olduğu görüşünde. Husi grubu ile meşru hükümet arasında İsveç’te gerçekleştirilen istişareler sırasında grupla “Hudeyde’den ve limanlardan çekilmesi, esirlerin karşılıklı olarak mübadele edilmesi ve Taiz kuşatmasının kaldırılması ile geçişlerin açılması için ortak bir komite kurulması” gibi konularda uzlaşıya varılmıştı. Fakat Husilerin neden olduğu bir dizi sorun sebebiyle Sana Havaalanı ve ekonomi başlığı ile ilgili herhangi bir çözüme ulaşılamamıştı. BM kararı ile güçlendirilen anlaşmanın imzalanmasının üzerinden bir ay geçmesine rağmen uzlaşı halen ölü bir metin olarak duruyor. Nitekim sahada gerilimi tırmandırmaya devam eden Husiler, RCC Başkanı General Patrick Cammaert’in denetlediği yeninden konuşlandırma planı çerçevesinde Hudeyde’den ve limanlardan halen çekilmedi. Birçok Yemenli aktivist ve gözlemci, Husi grubunun kontrol ettiği alanlara yönelik uluslararası kuruluşlar tarafından sağlanan büyük insani desteğin milisler tarafından sömürüldüğünü ve bunların savaşın finanse edilmesi için kullanıldığı görüşünde. Gözlemciler Husilerin, kontrol ettiği bölgelerdeki nüfusun çektiği acıyı hafifletme konusunda ciddi olmadıklarına dikkat çekerek Suudi Arabistan ve BAE tarafından desteklenen 70 milyon dolarlık projenin ve UNICEF aracılığıyla darbe alanlarındaki Yemenli öğretmenler için sağlanan aylık yardımın ödenmesinin grup liderleri tarafından engellendiğini aktardı.

مشاركة :