Yemenli analist ve siyasiler, İsveç anlaşmasının ölü olarak doğduğunu, Birleşmiş Milletler’in (BM) başarısızlığını kabul etmek istemediğini belirtti. Son çağrışımların, hükümet ile Husiler arasındaki İsveç istişarelerinin ve uzlaşının başarısızlığı anlamına geldiğini belirtildi. Bu çerçevede Yemenli araştırmacı ve yazar Sabit el-Ahmedi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, İsveç istişarelerinin “daha başlamadan önce başarısız olduğunu” söyledi. Ahmedi, “İsveç istişareleri, Husileri anayasal meşruiyete ve Yemen’in meşruluğuna karşı ayaklandırdı. Bu da başarısızlığın ilk özellik ve parametrelerini oluşturdu” dedi. “Plastik bir yöntemle formüle edilen metinlerin niteliği, anlaşmada, anlamının ötesinde bir ifadeye sahip olan metinleri açıklamak için ekstra çaba gerektiriyor” diyen Sabit el-Ahmedi, bu durumda herhangi bir yanlışlığın olmadığını söyleyerek, “Husiler, Kuran-ı Kerim ayetlerini yanlış yorumluyor, dolayısıyla İsveç istişarelerinin metinlerine değinmiyorum bile” ifadelerini kullandı. Yemenli araştırmacı, Husilerin, anlaşmaya önem göstermediğini, askeri kanadının İsveç istişareleri sırasında, öncesinde ve sonrasında projelerini sürdürmeye devam ettiğini belirtti. Husi liderlerin açıklamalarındaki net ifadelere ve General Patrick Cammaert’i kovma tehditlerine de değinen Sabit el-Ahmedi, “Olanlar aslen doğal bir durumdu. Husilerin herhangi bir anlaşmaya karşı herhangi bir ihlallerine şaşırmam. Anlaşma yalnızca Husilerin devrilmesi gerektiğini ifade ediyordu. Bu da şaşırtıcı değil” dedi. Öte yandan Husilerin ifadeleri çerçevesinde araştırmacı ve siyasi yazar Dr. Faris el-Beel, “İsveç anlaşması sona erdi ve hiçbir şey elde edilmedi. BM, ekiplerinin görevlerine bağlı kalması gerektiği için bunu ilan etmedi. Bunu görmezden geldi ve sanki anlaşma devam ediyor ve ilerleme kaydediliyor gibi yeni ayrıntılara girmeye başladı” ifadelerini kullandı. Beel ayrıca, şu ana kadar yaşananların, “BM’nin Yemen krizindeki yetersizliğinin kısıtlanmış bir görüntüsü, Yemen sorununu kontrol etme ve Yemen’in geleceği için bir senaryo hazırlama arzusu” olduğunu belirtti. Husi milislerin, her zamanki gibi anlaşmanın tüm yönlerine karşı ihlallerinin, basmakalıp tavrından kaynaklandığını, uluslararası toplum ve BM’nin de Husilere sadece fırsat vermekle kalmayıp, aynı zamanda niyetlerinin doğruluğuna daha fazla alkış tuttuğunu söyledi. Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Faris el-Beel, BM’nin Husileri bağlayıcı kılma veya anlaşmaya uyma konusunda yetersiz kaldığını, ancak başarılı olsun veya olmasın anlaşmanın, gelecek anlaşmalara olanak tanımasını istediğini, zira önemli olanın Hudeyde’nin gelecekteki askeri kurtuluşu olduğunu vurguladı. Beel, meşru hükümete “İsveç anlaşması hususundaki bu labirenti sonlandırmak için farklı ve sağlam bir pozisyon alma” çağrısında bulundu. Öte andan Yemen hükümetindeki Enformasyon Bakanı Yardımcısı Abdul Basit el-Kaidi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada İsveç anlaşmasının ölü doğduğuna dikkati çekti. El-Kaidi, “Husiler, anlaşmayı yerel, bölgesel ve uluslararası topluma karşı amaçlarına hizmet olarak yorumladı. Anlaşma, ‘Hudeyde şehri ve limanı milislerin elinde kalmaya devam edecek’ şeklinde yorumlandığında anlaşma mürekkebi henüz kurumamıştı” dedi. Bakan Yardımcısı, “Husiler, hiçbir zaman barış dilini anlamayacak ve hiçbir anlaşmaya da uymayacak. Onların tek istediği, Hudeyde şehri ve limanını sağ ellerinden sol ellerine almak” şeklinde konuştu. Abdul Basit el-Kaidi ayrıca, “Stockholm Anlaşması, BM Temsilcisi açısından sadece bir başarı arayışıydı. Çünkü sorunun kökü ele alınmadı” dedi.
مشاركة :