Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ikinci döneminin resmi olarak başlamasından sadece birkaç gün sonra asgari ücrete yüzde 300 zam yaptığını açıkladı. Ayrıca bankacılık sektöründe ‘ABD dolarından gelen baskılara karşı koymak için’ yerel para birimi cinsinden yüksek likidite oranının korunmasını gerektiren katı tedbirler alacağını belirtti. Ekonomistler, 4 bin 500 bolivardan 18 bin bolivara yükseltilen ve kayıt dışı piyasada 6 dolara denk gelen asgari ücretteki bu artışın, birkaç gün içinde buharlaşmasını beklendiklerini belirtti. Maduro’nun Perşembe günü Kurucu Meclis açılış töreni sırasında duyurduğu bu haberi, daha önce açıklaması bekleniyordu. Ancak muhalefetteki Meclis Başkanı’nın Maduro’nun başkanlığını yasadışı ilan ederek başkanlık görevini geçici olarak devralmaya hazır olduğunu açıklamasının ardından, yaşanan gelişmeler nedeniyle Maduro, açıklamayı yapmak için bu hafta başlarına kadar bekleme kararı aldı. Birleşmiş Milletler Latin Amerika ve Karayipler Ekonomik Komisyonu (ECLAC) uzmanları, Maduro hükümeti tarafından alınan son ekonomik ve finansal önlemlerin yalnızca toplumsal problemler ve sosyal krizden kaçma girişiminden ibaret olduğunu düşünüyor. Bu yüzden özellikle Venezuela yönetiminin uluslararası toplumun desteğini ve güvenilirliğini kaybetmesi sebebiyle ülkedeki durumun daha da ağırlaşması ve ekonomiyi çöküşe itmesinden korkuyorlar. Muhalefet ise saflarını örgütlemek ve geri çekilme döneminin ardından protestolarını arttırmak için geri döndü. Amerikan Devletleri Örgütü (OAS) gözlemcileri, Ulusal Meclis ve çok sayıda büyük ülkenin, muhalefetin olmadığı ve Maduro’nun tek başına iktidarda kalmasını sağlayacak konumda olan silahlı kuvvetlere ve güvenlik hizmetlerine başvurduğu başkanlık seçimlerinin meşruiyetini tanımayı reddetmesinin ardından, Venezuela krizinin, yeni umutların filizlendiği bir aşamaya girdiğini düşünüyorlar. Öte yandan Bolivarcı Ulusal İstihbarat Servisi (SEBIN) mensuplarının kısa süreliğine Ulusal Meclisin başkanı Juan Guaidoyu gözaltına almalarıyla şiddetlenen gerginliğin ortasında, Savunma Bakanı ‘seçilen başkana mutlak sadakatini’ ilan ederken, muhalefet Maduro’nun 6 yıllık ikinci döneminin yasadışı olduğu konusunda ısrarcı. Venezueladaki sivil toplum örgütleri, kötüleşen hayat şartları, toplumsal problemler, sosyal kriz ve uluslararası izolasyona rağmen silahlı kuvvetler saflarında Maduro hükümetine karşı isyan çıkarma olasılığının neredeyse yok denecek kadar az olduğunu düşünüyorlar. Bu örgütlere bağlı gözlemcilere göre Rusya’ya yapılan açılım ve Çin’in Maduro yönetimine destek verme konusundaki kararlılığı, muhalefete yönelik daha saldırgan bir tutuma neden oldu. Maduro, 2015teki seçimleri kazanmasının ardından muhalefetin kontrolü altındaki Ulusal Meclis dışında devletin tüm yetkilerini kontrol ediyor. Ancak anketlerin çoğu, vatandaşların yüzde 60 ila 70inin bu yönetim şeklini reddettiğine ve yönetimin devam etme nedenini ise silahlı kuvvetlerin desteğine bağladığına işaret ediyor. Venezuela Silahlı Kuvvetleri, çok sayıda yüksek siyasi ve ekonomik pozisyona sahip isimlerin yanı sıra siyasi planına itiraz eden herkesi içeren muazzam bir temizlik kampanyası başlatan eski Başkan Hugo Chavez oluşumunun, rolü ve etkisinde köklü değişiklikler geçirdi. Şu anda mevcut yönetimi ne pahasına olursa olsun savunmaya hazır hale gelen, siyasi ve ekonomik açıdan etkili olan Venezuela ordusu, ciddi insan hakları ihlalleriyle suçlanıyor. Chavezin ölümünden sonra, subayların bakanlık görevlerinin yarısını devralmalarıyla silahlı kuvvetlerin yönetimdeki rolü arttı. Maduro, kaynakları yalnızca Çin ve Rusya ile sınırlı olan madencilik, petrol ve silah sektöründen yararlanmak için askeri komuta altında devlete ait şirketler kurdu. Öte yandan Venezuela hükümeti, geçtiğimiz yaz gerçekleşen ve ‘ABD tarafından finanse edildiğini iddia ettiği’ askeri darbe girişimini aylardır araştırmaya devam ediyor. Venezuela Savcılığı, Washington’un darbeyi gerçekleştirmesi için bir grup subaya 120 milyon dolar teklif ettiğini iddia etti. Ancak, diplomatik gözlemciler, silahlı kuvvetlerde özellikle alt kademelerdeki bazı huzursuzluklara rağmen rejimi tehdit edebilecek isyanların yaşanmasına ihtimal vermiyorlar. Çünkü subayların aldıkları yardımlar, ülkede geçtiğimiz yıl yüzde 64e yükselen yoksulluk oranıyla yaşanan ekonomik krizden etkilenmemelerini sağlıyor.
مشاركة :