Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı, Rum Yönetiminin (GKYR), Avrupa Birliği üyesi Güney Avrupa ülkelerinin 5. Zirvesini ve sonuç bildirgesini yalnızca kendi çıkarları yönünde kullanılmasına sert tepki gösterdi. KKTC Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada önceki gün Fransa, İtalya, İspanya, Malta, Portekiz, Yunanistan ve GKRY’nin katılımıyla Güney Kıbrıs’ta düzenlenen AB üyesi Güney Avrupa Ülkelerinin 5. Zirvesini sonunda yayınlanan ortak bildirgeyle Rum tarafının Avrupa Birliği üyeliğini kendi çıkarları yönünde kullanmaya devam ettiğinin son örneğini teşkil ettiği ifade edildi. Açıklamada, "Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak yer alan ifadelerin, ilgili Avrupa ülkelerinin bağlılıklarını belirttikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları gibi tüm değerleri gözü kapalı olarak dayanışma uğruna feda ettiklerinin talihsiz bir göstergesidir. Bildiride Birleşmiş Milletlerin İyi Niyet Misyonuna destek verildiği ifade edilmekle birlikte, BM Genel Sekreteri’nin söz konusu misyona ilişkin son tespitlerinin hilafına, Rum tarafının çözüme yönelik var olmayan çabaları takdir edilmektedir" denildi. Bakanlığın açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Ayrıca, Kıbrıs Türk tarafınca kabul edilmesinin mümkün olmadığı bilinen ve giderek daha da katılaşan aşırı Rum pozisyonları bildiride adeta benimsenmektedir. Rum tarafının yönlendirmesiyle kabul gördüğü anlaşılan bu tür bilgiden yoksun yaklaşımların, ortak vizyon arayışlarına zarar vereceği aşikardır. Rum tarafının uzlaşmaya yanaşmayan politikalarına destek verme çabası bildiriye doğalgaz konusunda da ciddi bir çelişki olarak yansımıştır. Genel anlamda enerji güvenliği, ve bu bağlamda birlik ve işbirliğinin öneminden bahsedilen bildiride, GKRY’nin tek taraflı hidrokarbon arama ve çıkarma faaliyetlerine destek verilerek, bu konudaki haksız ve maceracı tutumu cesaretlendirilmektedir. Kıbrıs Türk halkını yok sayan bu siyasi ve tarihi gerçeklerden uzak bildirge de bizim için yok hükmündedir. Bu vesileyle, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs Adası üzerinde eşit hak ve çıkarlara sahip olduğunu, uluslararası anlaşma ve tarihi bağlarından kaynaklanan meşru hak ve çıkarlarına her hal ve karda sahip çıkmaya devam edeceğini ilgili tüm taraflara hatırlatmak isteriz. Yine unutulmamalıdır ki, 2017’de gerçekleşen Kıbrıs Konferansını uzlaşmaz tutumuyla başarısızlığa mahkum etmiş olan Rum tarafı, o gün olduğu gibi bugün de Kıbrıs Türk tarafının Ada üzerindeki eşit hak ve çıkarlarını teslim etmeye hazır olmadığını eylem ve söylemleriyle göstermeye devam etmektedir."
مشاركة :