Lübnan hükümeti, Cumhurbaşkanı Mişel Avn başkanlığında 7 Şubat’ta düzenlenen “yapılacak işler” başlıklı toplantı sırasında bildirge tartışmalarının ve güven oylamalarının gelecek hafta düzenleneceğini açıkladı. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarının Şarku’l Avsat’a aktardığına göre, Genel Başkanlığını Semir Cacanın yaptığı (Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri (LK) Partisine mensup bakanlar, Başbakan Saad Hariri tarafından ifade edilen “Direnişe destek” konusundaki çekincelerini ifade ettiler. Avn, tüm ana meseleleri kapsayan Hükümet bildirgesinin tamamlandığını söyleyerek, “gündem çalışmalarına odaklanma, olumlu sonuçlar vermeyen ve ulusal çıkarlara hizmet etmeyen siyasi müdahaleleri ve tartışmaları azaltma” çağrısında bulundu. Cumhurbaşkanlığı kaynaklarına göre Avn, bakanlara “Bakanlar Kurulu’nda siyasi tartışma alanı olmayacak. Yapacak çok iş var” açıklamasında bulunarak, tartışmaların gizli kalmasını istedi. Sanayi Bakanı Vail Ebu Faur ise “Kurul, ifade özgürlüğü için bir alandır. Eğer bir tartışma gerçekleşirse, performansı iyileştirmek ve kararları iyileştirmek için bir mekandır” dedi. Başbakan Saad Hariri de bakanlara “dayanışmayı artırma, siyasi tartışmalara kapılmama” çağrısı yaparken, politikanın tüm alanlarında hemfikir olmaları gerektiğini vurguladı. Hariri ayrıca, Konsey’in güven kazandıktan sonra Lübnanlıların beklediği önemli konularda çalışması gerektiğini ifade etti. Toplantı sonrasında (Sünni) Müstakbel mensubu Enformasyon Bakanı Cemal el-Cerrah da değişikliklerin çoğunun, bazı konuların açığa kavuşması amacıyla dilsel olduğunu ve köklü olmadığını belirtti. Cerrah, beyanın kültürel mirasın korunmasına ilişkin bir paragraf içerdiğini ve Bakanlar Kurulu tarafından yapılan açıklamada değişiklik yapılmadığını söyledi. Öte yandan toplantı öncesinde LK mensubu İdari Kalkınma İşleri Devlet Bakanı May Chidiac, “Savunma stratejisini, sadece Lübnan askeri kuvvetleriyle sınırlandırma konusunda bir cümle eklemek istedik, ama tabi ki kabul edilmedi” dedi. Bakanlık kaynaklarına göre konuyla ilgili olarak Sosyal İşler Bakanı ve LK temsilcisi olan Richard Kouyoumjian, “Konuşurken amacımız, siyasi anlaşmazlık değildi. Çünkü önem verdiğimiz konu, barış ve uluslararası toplumun Lübnana olan güvenidir” ifadelerini kullandı. Bakan, “Bu güven, yolsuzlukla mücadele ve israfı durdurma yoluyla sağlanır. Egemen bir devlet olmak, bu devletin elleri arasında özel silahların bulunması demektir. Devlet bir egemenlik eylemidir ve egemenliğimiz olmadan uluslararası toplumun güvenini artıramayız. Bu sebeple bu madde hususunda temkinliyiz” dedi. Başbakan da LK’nin tutumuna karşı takdirlerini dile getirirken, “Sadece çekimser değil, aynı zamanda lafzi sertliğe de karşıyız. Egemenliği empoze etmede bir devletin ortağı olmasına izin verilmez” ifadelerini kullandı. Bakanlık beyanındaki en geniş ifadelerin ekonomik ve toplumsal olduğu belirtilirken, eski hükümet beyanının da gözden geçirildiği aktarıldı. Bu çerçevede “devletin sorumluluğu ve Lübnanın egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve vatandaşlarının güvenliğini sağlamadaki rolünün temel alındığı” vurgulandı. Yerinden edilmiş Suriyeliler konusunda, “mülteci sorunuyla başa çıkabilmek için uluslararası toplumla çalışmaya devam edilecek” bir formülün benimsendiğine dikkat çekildi. Bu bağlamda kaynaklar, formülün mültecilerin ülkelerine güvenli bir şekilde dönüşünü sağlayan ifadeler içerdiğini söyledi. Aktarılana göre hükümet, bu husustaki Rusya girişimini de memnuniyetle karşılarken, af yasa tasarısını yürürlüğe geçirme konusunda da çalışacağını vurguladı. Bakanlık beyanında, yılda en az yüzde 1’lik bir mali düzeltmeyle 2019 yılı bütçesinden başlayarak ülke ekonomisine olan güveni artıracak ve kamu borcunu azaltacak tutarlı mali bir politikanın, atık, gümrük ve vergi kaçakçılığı ile mücadele amaçlı bir politikanın yer aldığı ifade edildi. Aynı şekilde kamu bütçesinde tüketici harcamalarını 2018 bütçesinin en az yüzde 20’sine azaltmaya yönelik çalışmalar hakkında maddelerin de bulunduğu aktarıldı. Hükümetin enerji, petrol ve gaz sektöründe mümkün olan en kısa sürede 24 saatlik elektrik sağlama ifade edilirken, Lübnan’ın deniz sınırlarını belirleyerek özel ekonomik bölgede doğal kaynaklarına tam erişim sağlama taahhüdünde bulunduğu vurgulandı.