Kızının bir okuldan diğer okula nakledilmesine izin verilmeyen George Zureyk isimli Lübnanlı veli, ülkenin kuzeyindeki okulun bahçesinde kendisini ateşe verdi. Eğitim, yaşanan bu trajik olayın nedenlerinden sadece biriydi. Bazı araştırmalar, Lübnanlıların yüzde 30unun yoksulluk sınırının altında yaşadıklarına işaret ederken yüzde 7’sinin ise sefalet ile baş etmeye çalıştığını, yani yaklaşık 300 bin Lübnanlının günlük 5 doların altında gelire sahip olduğunu gösteriyor. Zureyk olayını yakından takip eden, Eski Özel Okul Öğretmenleri Sendikası Başkanı ve aktivist Nimet Mahfuz Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Zureyk’in yalnızca okul taksitlerini ödeyemediği için değil, bu taksitlerin yanı sıra 37 dolarlık ek masrafları da karşılayamaması nedeniyle intihar ettiğini söyledi. Karısı ve işini kaybeden Zureyk’in, diğer sıradan masraflarını da karşılayamaz hale geldiğini ifade eden Mahfuz, bu nedenle okul taksitlerinin devenin belini kıran saman çöpü olduğunu ve artık bu meselenin milletin evlatlarını uçuruma sürüklediğini kaydetti. Öte yandan Milli Eğitim Bakanlığı, hafta sonu olmasına rağmen, olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüyor. Bakanlık kaynakları, Zureyk’in sorunun, okula gitmeden gerekli talimatları izlemiş olması halinde çözülebileceğini belirttiler. Bakanlığa göre, Lübnan’ın kuzeyinde resmi okullara kayıtlı olan 636 öğrencinin durumu da Zureyk’in kızıyla aynı ve veliler istedikleri takdirde her zaman Bakanlığa başvurabilirler. Ancak konuyla ilgili rehberlik ve yönlendirme konusunda bir takım eksikliklerin olabileceğine işaret eden Bakanlık, bu trajik olayı bir uyarı zili olarak nitelendirerek, bunun bir kriz olarak tanımlanması gerektiğini, ortada büyük bir sosyal problem ve özel okul taksitlerinin Lübnanlıların karşılaştığı en önemli yüklerden biri olduğunun altını çizdi. Lübnan’daki veriler, üniversite öncesi öğrencilerin yüzde 69unun özel eğitim kurumlarında ders gördüğünü, yüzde 31inin ise devlet kurumlarında eğitim aldığına işaret ediyor. Ekonomi uzmanları, Lübnan’da ebeveynlerin okul taksiti ödemeleri için gelirlerinin büyük bir kısmını ayırmak zorunda kaldıklarına işaret ediyorlar. “Saygın” olarak nitelendirilen bu özel okulların ücretleri, 3 bin ile 10 bin dolar üzeri arasında değişiyor. Bununla birlikte Lübnandaki Katolik veya laik okullarda eğitim ücretleri ortalama 5 bin doları bulurken asgari ücret ise aylık sadece 450 dolar. En büyük sorun ise Lübnan yasalarının tarikatlara ait okulları koruması ve vergilerden muaf tutması. Bu durum okul taksitlerindeki sıra dışı artışı önüne geçilemez hale getiriyor. Mahfuz’a göre, bütün özel okullar bir kefeye konulamasa da büyük çoğunluğu, ebeveynleri yüksek taksitlerle, öğretmenleri ise düzenli maaş ödemesi ve zam yapmadan çalışmaya devam etmeye zorlayarak sömürüyorlar. Eğitim masraflarının ancak özel okullarla rekabet edebilecek devlet okulları kurarak azaltılabileceğini vurgulayan Mahfuz, böylece bu okulların ücretlerini düşürmek zorunda kalacaklarını söyledi. Bununla birlikte okul aile birlikleri, özel okulları lüks olmaktan ziyade zorunluluk olarak görüyorlar. Ancak ücretlerdeki bitmeyen artışın ise herkesi tükettiğini belirtiyorlar. Bu nedenle, okul aile birlikleri, okulların harcamaları ve karlarına yönelik doğru rakamlar vermemek için yararlandıkları 515 sayılı kanundaki boşlukları düzeltme savaşı başlattılar. Bu okulların, kâr elde etmek için rakamları manipüle ederek yasaları istismar ettiklerine işaret eden Mahfuz, bazı okulların öğretmen maaşlarını dolgun gösterdiğini, bu konunun geçtiğimiz yıl ortaya çıktığını ve medyada geniş yankı uyandırdığını söyledi. Öte yandan eski Eğitim Bakanı Mervan Hamade, bu okullarla ilgili inceleme başlatmış, ancak üst düzey din adamlarının baskıları nedeniyle incelemeleri sonlandırmak zorunda kalmıştı. Özel okulları kontrol altına almak için üç önemli faktör olduğuna dikkati çeken Mahfuz, bu faktörlerin eğitimde denetim, Eğitim Bakanlığı bünyesinde özel eğitim departmanı kurulması ve okul aile birlikleri olduğunu söyledi. Mahfuz son olarak, “Kanun var, ancak doğru uygulanma yok” ifadelerini kullandı.
مشاركة :