​Lübnan Suriyeli göçmenleri tartışıyor

  • 2/18/2019
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Suriye krizi sekizinci yılına girerken Lübnan kamuoyunda mülteciler sorunu hakkındaki tartışmalar da arttı. Lübnan’da 1 milyon 300 bin mülteci olduğu tahmin edilirken, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) bu sayının 900 bin olduğunu belirtiyor. Söz konusu rakamlar, sorunla mücadele konusunda Lübnan’ın hatalarını yansıtan durumları da ortaya koyarken bu hatalar da Lübnan toplumunun maruz kaldığı krizin artmasına neden oluyor. Bu çerçevede Başbakan Saad Hariri, kısa bir süre önce “Tüm sorunlarımızı yerlerinden edilmişlere bağlarsak, kendimize gülmek zorunda kalacağız. Neden enerji ve yerlerinden edilmişleri, yatırım projelerimizi uygulamak için kullanmıyoruz? Onların nihayetinde ülkelerine geri döneceklerini de biliyoruz” açıklamasında bulundu. Öte yandan Issam Fares Enstitüsü’nde araştırma direktörü Dr. Nasır Yasin, yerlerinden edilmişlerin Lübnan’a gelmeye başlamasından bu yana Lübnan’ın yararlanabilecekleri bir fırsatın kaçırıldığına dikkati çekti. Yerlerinden edilmişlerin ekonomik açığa ve gerilemeye sebep olduğunu söyleyen Yasin, Lübnan’ı 20 milyar dolar zarara uğrattıkları ifadesinin abartı olduğunu vurguladı. Dr. Yasin, mültecilerin ve ev sahibi toplumun ihtiyaçlarına cevap verme başlığı altında Lübnan’a sağlanan yardımların da yıllık 1 milyar dolar olduğunu ifade etti. En fazla göçün, krizin başladığı 2011 yılında değil, 2013- 2014 yılları arasında kaydedildiğini belirten Dr. Nasır Yasin, Lübnan’daki ekonomik durumun da o dönemde önemli ölçüde gerilemeye başladığını söyledi. Yasin, Uluslararası Veriler Kuruluşu’nda araştırmacı Muhammed Şemseddin ile, “Lübnan toplumunun ekonomik ve sosyal krizden mustarip olduğu” konusunda fikir birliğine vardığını belirtti. Araştırmacı, özellikle de Lübnan’da yoksul kesimin yaşadığı alanlarda mülteci krizinin, bu yoksulluğu ikiye çıkardığını söyleyerek, “Bir milyon fakir insan başka bir milyon fakir insanla birlikte yaşadığında durumun nasıl olmasını bekleyebiliriz” dedi. Dr. Nasır Yasin, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Lübnan’ın göç krizi sonucunda büyük bir baskıya maruz kaldığı açık. Suriye savaşından kaçanların yüzde 70’i, yoksulluk sınırının altında, Lübnan’ın en fakir bölgeleri olan kuzey, Bekaa ve diğer kırsal alanlarda yaşıyorlar” dedi. Öte yandan söz konusu oranlar, altyapı, elektrik, su, atık ve diğer durumlar üzerinde de doğal olarak baskıların artmasına neden oluyor. Ancak aynı zamanda Lübnan’daki kurum ve kuruluşlarda çalışan binlerce Lübnanlı gencin işlerini güvenci altına alarak, başta tarım, inşaat, gayrimenkul ve iç tüketim olmak üzere bazı sektörlerde faaliyet gösterip göç krizinin diğer bir yüzünü yansıtacak olan bir denge unsuru da oluşturulabilir. Diğer taraftan Şemseddin, çalışmaların inşaat ve tarım sektörünü aşması sonrasında turizm alanında, otellerde, ulaşımda ve diğer alanlarda yeni sektörlere genişleyebileceğini belirtti. Yasin ise aileleri ile birlikte Lübnan’da bulunanların kira artışına katkı sağladığını, ancak olumlu sonuçların elektrik, su, altyapı ve diğer durumlar üzerindeki baskıya yansımadığını belirtti. Dr. Yasin, yerinden edilmişlerin yüzde 74’ünün inşaat ve tarım sektöründe çalıştığını ve bu alanların Lübnan’ın her zaman Suriye işgücüne güvendiği alanlar olduğunu ifade etti. Nasır Yasin, turizm sektöründe ve otellerde de şu anda rekabetin kaydedildiğini söyledi. Aynı şekilde söz konusu rakamlar, Lübnan’daki Suriyeli işçi sayısının artmasının ev kiralarında bir artışa katkı sağladığını ve dolayısıyla büyük bir durgunluktan mustarip olan emlak tekerleğini harekete geçirdiğini ortaya koydu. Ayrıca kira geliri yıllık 390 milyon dolar, yani günlük olarak 1 milyon dolardan fazla olduğu tahmin edilen çadır inşaatı için de arsaların kiralanmasına olanak tanıdığı görüldü. Bu bağlamda ev sahibi topluma yardımların ise, altyapı, aydınlatma ve diğer alanlar üzerindeki artan baskıyı telafi edeceği belirtildi. Yasin’e göre, Dünya Gıda Programı’ndan (WFP) yararlanan Lübnanlı yerel işletme sayısı 600 olarak tahmin ediliyor. Nasır Yasin ayrıca, WFP’in yürüttüğü yemen kuponu projesinin de Lübnan ekonomisine 700 milyon dolardan fazla para pompaladığını vurguladı. Suriyelilerin bazı durumlarda Lübnan işgücü ile rekabet etmesi halinde Lübnan’daki mülteci krizi, eğitim sektörünün yanı sıra Lübnan’da faaliyet gösteren uluslararası dernek ve kuruluşlarda da 22 binden fazla insanın gelirinin güvence altına alınmasına ve artmasına katkı sağlanacak. Bu çerçevede Dr. Nasır Yasin, insani derneklerin 10 bin kişiye iş fırsatı sağladığını açıklarken, devlet okullarındaki 12 binden fazla öğretmenin de mültecilerin eğitimine ayrılan ek saatlerde çalıştığına dikkati çekti. Araştırmacı Muhammed Şemseddin’e göre ise okul öncesi dönemde eğitim alan 264 bin Lübnanlıya kıyasla devlet okullarında kayıtlı 54 bin Suriyeli öğrenci bulunuyor. Bazılarının, yalnızca olumsuz yönleri görmekte ısrar ettiği tüm bu durumlar karşısında Yasin, Suriye krizinin ilk gününden bu yana Lübnan’ın karşısında bir fırsat olduğunu belirtti. Dr. Nasır Yasin, Suriyeli iş adamlarının Türkiye ve Mısır’ı ziyaret edip oralarda dernekler kurup büyük iş fırsatı yakaladığına dikkati çekerek, senelerin geçmesine rağmen alt yapı gibi sektörlerde ekonomi ve yatırımın genişlemesinden faydalanılacak bazı çözümlerin de mevcut olduğunu vurguladı.

مشاركة :