Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suriye’de DEAŞın tamamen yok edilmesinden sonraki süreç için ülkede çatışan tüm taraflara "uluslararası mekanizma" çağrısı yaparak yeni bir plan açıkladı. Putin, Suriyenin toprak bütünlüğünün sağlanması ve bölgedeki tüm yabancı güçlerin çekilmesini amaç edinen bir mekanizma planladıklarını söyledi. Putin’in uluslararası mekanizma planını İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinden sadece bir gün sonra açıklaması dikkati çekti. Bu adım, Kremlin’deki İsrail-Rusya görüşmesinin yalnızca Suriyedeki İran varlığına değil çok daha geniş bir dosyayı kapsadığını ortaya çıkardı. Buna göre, İrana bağlı silahlı gruplar -Hizbullah da dahil- tüm yabancı birliklerin Suriyeden çıkarılmasını hedefleyen bir "çalışma grubu" kurulacak. Böylece, Suriyede normalleşme sürecine geçilmiş olacak. Putin dün gazetecilere verdiği demeçte "çalışma grubu" ile ilgili şu ifadeleri kullandı: "Esas düşünce, Suriyedeki son terör noktalarının yok edildikten sonra, başta Suriye Arap Cumhuriyeti, Suriye Arap Cumhuriyetinin yönetimi, muhalefeti, bölge ülkeleri ve bu çatışmaya dahil olan herkes ile nasıl bir yol izleneceğini ele almayı ve ilişkileri normalleştirmeyi hedefliyoruz." Bunun ancak Suriyedeki yabancı unsurların çekilmesiyle mümkün olduğuna vurgu yapan Putin, “Suriye Arap Cumhuriyeti topraklarının hakimiyeti tamamen Suriye hükümetinin yönetimine verilerek ülkenin toprak bütünlüğü korunmalı. Biz bu konuyu her zaman gündeme getirdik. Bunun sağlanması Rusyanın pozisyonu ile mümkündür" ifadelerini kullandı. Suriyede kısmi istikrarın sağladığına değinen Putin, "Hala teröristlerin direndiği bazı noktalar var. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar bitecekler. İdlib bölgesinde ve Fırat Nehrinin batısında istikrar sağlanamadı" diye konuştu. Planının amacının "nihai istikrar" olduğunu belirten Rusya lideri, bununla ilgili çok fazla detay vermedi. Putin, "Dün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile konuştuk, bu konuda çalışacağız" ifadelerini kullanırken, Putinin planı anlatırken "uluslararası" ifadesinin altını defalarca çizmesi dikkati çekti. Moskovanın bu planı uygulama sürecinde Birleşmiş Milletler veya başka ülkelerle görüşüp görüşmeyeceği netlik kazanmadı. Öte yandan, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu dün yaptığı telefon görüşmesinde, Moskova ve Ankaranın Suriyedeki terör tehdidine karşı mücadelede mutabık olduklarını paylaştı. Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "İki bakan,Suriye’deki durum ve geleceği hakkında fikir alışverişinde bulunarak, Astana formatı çerçevesinde Rus ve Türk taraflarının çabalarını ele aldı. Suriyede istikrarı bozmaya çalışan terörist unsurlarla mücadele konusunda ortak yaklaşım vurgusu yapılarak siyasi çözüm için birlikte hareket kararı alındı" denildi. Bakanlık, İdlibin kuzeybatısında terörist grupların kontrol alanını genişletmek için çabaladığını ve bölgeyi tamamen ele geçirmek istedikleri konusunda uyardı. Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, haftalık basın açıklaması sırasında "Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün Hama ve Lazkiye dağlarında saldırılarını artırarak kontrol alanlarını genişletmek istediklerini" belirterek, "İdlib’in kontrolünü tamamen ele geçirmek istiyorlar" dedi. Zaharova, “İdlib’de gerginliği azaltma gerginliği bölgesinde ihlallerinin sayısının azalmadığını, önemli bir artış kaydettiğini ve yalnızca son dört günde 40 ihlal meydana geldiğini, ölümlere ve yaralanmalara neden olduğunu” kaydetti. Rus diplomat, Suriyenin güneyindeki Rukban kampının tahliyesinin mümkün olan en kısa sürede başlamanın önemini vurgulayarak; “Rukbandaki sorun yalnızca bir insani konvoy gönderilerek çözülemez, kamptaki mültecilerin çoğunluğu buradan ayrılmak istiyor, yüzde 80i Suriye Hükümetinin kontrolü altındaki bölgelere taşınmayı talep ediyor" dedi. Moskova yönetiminin kamptan ayrılmak isteyenlerin oranını nasıl elde ettiğini açıklamayan Zaharova, Washington’u suçlayarak "ABD birlikleri El-Tanf çevresindeki 55inci bölgedeki yasadışı varlığına son vermelidir. Kamptaki mültecilerin şikayetlerinin asıl sebebi ABD güçleridir" dedi.
مشاركة :