Hamas hareketi, Tel Aviv ile yaşanan mahkûmlar meselesini Gazze Şeridindeki insanların sıkıntılarını örtmek için bir bahane olarak kullansa bile, İsrail hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlarının koşullarının kötüleştiği ve ağır şartlar altında yaşadığı göz ardı edilemez bir gerçektir. İsrail Kamu Güvenliği Bakanı ve aynı zamanda İsrail’in hapishanelerinden sorumlu bir yetkili olan Gilad Erdan, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun desteğiyle göreve geldiğinden bu yana mahkûmlar, art arda saldırılara maruz kalıyor. Cezaevi yönetimi daha önce yapılan anlaşmaların çoğunu geri çekti ve yaşam koşullarını zorlaştırdı. Ayrıca özel kuvvetler baskı altına alma müdahalesini artırdı ve ziyaretler azaldı. Pazar günü mahkûmların hapishane hizmetleri uygulamalarına karşı protestoları zirveye ulaştı. Necef Hapishanesi’ndeki mahkûmlar, iki İsrail askerini bıçaklamasının ardından saldırıya uğradı. Pazartesi sabahı aynı olay tekrar etti ve bir esir bir başka askeri bıçakladı. Mahkûmların mevcut politikaya artık tahammül edemediğinin işareti olan bu tepki, ellerindeki kaşığı ilkel bir bıçak haline getirerek yaptıkları karşı koymaları, açlık grevleri ve minder yakma olaylarıyla protestoları kaybedecek bir şeyleri olmadığını göstermenin bir başka yoludur.5 bin Filistinli esir İsrail hapishanelerinde yaklaşık 5 bin Filistinli esir bulunuyor. Bu rakam, gerçekleşen günlük olaylara göre değişiklik gösterebiliyor. Mahkûmlar 16 farklı hapishaneye ayrılıyor. Erdan döneminden önce, Filistinli grupların seçtiği liderler ve Cezaevi Hizmetinin idareleri arasında anlaşmalar vardı. Bu anlaşmalar cezaevlerinde sükûneti sağlayan iş ve uzlaşı sistemlerine dönüştürülmüştü. Ancak yeni bakan açıklamalarında, halk arasında popülerlik kazanma çabasının bir parçası olarak, “Filistinli teröristlerin cezaevlerinde yaşadığı hayatını sınırlama” vaadinde bulundu. İsrail İç İstihbarat Servisi Şin-Bet (Şabak), Erdan’ın bu düşünceden sıyrılması ve yapılan anlaşmaların herkesin yararına olduğu anlayışını benimsemesi nasihatinde bulunarak, cezaevlerindeki koşulların kötüleşmesinin Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki güvenliğin bozulmasına neden olacağı konusunda uyardı. Uyarıya rağmen Erdan, şartları zorlaştırmaya devam etti ve mahkûmlara verilen imtiyazları iptal etti. İsrail hapishanelerinde, çoğu 20 yıldır tutuklu olan mahkûmlar zor şartlar altında yaşamaya devam ediyor. Mahkûmlar, daha fazla toplu cezalara, şiddete ve aşağılama politikalarına maruz kalıyor. Filistin hükümetindeki Esir İşleri Bakanlığı’nın açıklamasına göre, özellikle cezaevi yönetiminin mahkûmlara yönelik eylemlerini kontrol eden keyfi bir misilleme ruhu taşıyor. Bakanlığın açıklamasına göre, bu misillemeler özellikle esirlerin şiddet ve nefret muamelesine maruz kaldığı Masada ve Nahshon birimleri görevlileri tarafından uygulanıyor. Bakanlık, geçtiğimiz Pazar gecesi yapıldığı gibi oda baskınları ve ani gece teftişlerinin, mahkûmları kısıtlamanın en ciddi yollarından biri olduğunu belirterek, bu baskınlarda mahkûmların bağlandığını, çıplak aranmaya çalışıldığını, kişisel eşyalarının kasıtlı olarak tahrip edildiğini belirtti.Hasta mahkûmlar Esirlerin karşı karşıya kaldığı en büyük sorunlardan biri de hasta esirlerin çektiği acılardır. Ramle cezaevi kliniğindeki 15 mahkûm, tıbbi ihmal nedeniyle yavaş ölümle karşı karşıya. Sağlık ve tutukluluk koşullarından mustarip olan bu esirlerin çoğu felç ya da tekerlekli sandalyeye mahkûm. Bu hasta mahkûmlar, günlük ihtiyaçlarını diğer mahkûmlar aracılığıyla karşılıyor. Bakanlık, hasta mahkûmların tıbbi ve sağlık hizmetlerinin sağlanmamasından, ilaç tedavisi ve muayenelerin yapılmamasından şikâyetçi olduklarını söyledi. Ramle cezaevinde yaralı, engelli, kanser ya da kronik hastalıklara sahip kişiler bulunmaktadır. Bu cezaevi, kasıtlı olarak tıbbi ihmal politikası uygulanması nedeniyle en ağır şartların bulunduğu cezaevi olarak bilinmektedir.