Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSRelief) Genel Sorumlusu Dr. Abdullah Rabia, Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın, Yemen halkının çektiği acıyı hafifletmek ve insani yardımları herkese ulaştırmak için büyük çabalar sarf ettiğini söyledi. Dr. Rabia, ülkesinin şimdiye kadar bu amaç doğrultusunda 11 milyar 460 milyon dolardan fazla yardımda bulunduğunu belirtti. Buna karşılık İran, dünya ticaretinin yüzde 30unun gerçekleştiği Babül Mendep Boğazı’nı kontrol etmek isteyen Husi milislerine, füze, kurşun ve silah yardımında bulunmaya devam ediyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Dr. Rabia, bir dönüm noktasına gelindiği hususunda uyarıda bulundu ve Yemenin güvenliğini ve istikrarını sağlayacak barışçıl bir çözüme ulaşılması için milislere baskı yapılması çağrısında bulundu.Husiler barış çağrılarına karşılık vermedi Yemende 4 yıldır süregelen savaşın yıldönümünde New Yorkta bulunan Dr. Rabia Şarku’l Avsat’a konuştu. Dr. Rabia, herkesin Suudi Arabistan’ın ve koalisyonun her şeyden önce Yemen halkına zarar vermemeye özen göstermeye çalıştığını bildiğini söyledi. Suudi Arabistan’ın, Körfez Girişimi ve Yürütme Mekanizması, Ulusal Diyalog Konferansının sonuçları ve Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararı gibi referanslar çerçevesinde başından beri silahlı bir çatışmaya girmemeye çalıştığına dikkat çeken Dr. Rabia, Husilerin Suudi Arabistan’ın bu girişimine karşılık vermediğini ve bundan dolayı Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi’nin Suudi Arabistan ve koalisyon ülkelerine çağrıda bulunmak zorunda kaldığını belirtti. Dr. Rabia, eski Birleşmiş Milletler (BM) Yemen Temsilcisi İsmail Vild eş-Şeyh ve Martin Griffiths’in siyasi bir çözüme ulaşmaya yönelik çeşitli girişimlerde bulunduklarını kaydetti. Kuveyt 1, Kuveyt 2, Cenevre 1, Cenevre 2 ve nihayet Stockholm sözleşmesine varıncaya dek diğer başka girişimlerde de bulunulduğunu dile getiren Dr. Rabia, Husi milislerinin BM’nin ve dünyanın gözü önünde sözleşmeyi bozmaya çalıştığını belirtti. Suudi Arabistan’ın 4 yıl boyunca Yemen halkının çektiği acıyı hafifletmek ve insani yardımları herkese ulaştırmak için büyük çabalar sarf ettiğini vurgulan Dr. Rabia, herkesin Suudi Arabistan ile kardeş ülke Yemen’in din, dil, toplum ve aile bağlarıyla birbirine bağlı olduklarını bildiğini söyledi. Dr. Rabia, ülkesinin şimdiye kadar halkının çektiği acıyı hafifletme ve insani yardımlarda buluma çabaları kapsamında Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi aracılığıyla 11 milyar 460 milyon dolardan fazla yardımda bulunduğunu belirterek, merkezin çalışmalarının yüzde 61den fazlasının Yemene yoğunlaştığını vurguladı. Suudi Arabistan’ın Husiler tarafından kontrol edilen bölgeler de dahil olmak üzere tüm Yemen illerine ulaştığına dikkat çeken Dr. Rabia, Suudi Arabistan’ın her şeyden önce Yemen halkına zarar vermemeye özen göstermeye çalıştığını söyledi. Suudi Arabistanın Yemenli mültecileri barındırma konusundaki arzusuna da dikkat çeken Dr. Rabia sözlerini şöyle sürdürdü: “Suudi Arabistan’da 561 binden fazla Yemenli mülteci var, fakat biz onlara mülteci demiyoruz. Onları Krallığın değerli misafirleri olarak karşılıyoruz. Burada aileleri ve akrabaları ile birlikte yaşıyorlar. Krallık, Cibutideki Yemenli mülteciler için su, elektrik, sağlık ve eğitim hizmetlerini alabilecekleri köyler kurdu. Ayrıca Somalideki Yemenli mültecilerin barınak, yemek, tedavi ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamak için gereken yardımı yaptık. Krallık, Yemen halkının çektiği acıları hafifletmeye devam edecek.”İran’ın yıkıcı rolü Dr. Rabia, İran’ın Yemen ve bölgedeki yıkıcı rolü ve Suudi Arabistan’ın buna nasıl karşılık verdiği sorusuna şöyle cevap verdi: “Herkes İranın politikasının devrimi ihraç etmek olduğunu biliyor. İran siyasetinin temel amacı budur. Hizbullah’ın Lübnan’da ve Suriye’de yapmaya çalıştığı şey budur. İran, dünya ticaretinin yüzde 30unun gerçekleştiği Babül Mendep Boğazı’nı kontrol etmek isteyen Husi milislerine, füze, kurşun ve silah yardımında bulunuyor. Uluslararası toplum burada silahlı bir milis grubunun dünya ticaretinin yüzde 30unun gerçekleştiği Babül Mendep Boğazı’nı kontrol etmesini istiyor mu? Babül Mendep Boğazı’nın uluslararası toplum ve uluslararası ekonomi üzerindeki riskini azaltmayı başardık. İran Yemenin hayrına olabilecek herhangi bir şeyi istemiyor. İstediği tek şey Yemen’in devrimin liderliği altında yaşamasıdır. İran delegesi, Yemene yönelik yardım konferansında konuştu, fakat son dört yıldır tek bir dolar bağışta bulunmadılar. Bununla birlikte yasadışı yollarla Yemene 11 milyar dolardan fazla füze, mermi ve silah gönderdi. Bu silahlarla Yemenli kadınlar ve çocuklar öldürüldü ve ülke, yıkımın eşiğine geldi. Bundan en çok etkilenen bölgeler ise Husi milislerinin kontrolü altında bulunan bölgelerdir.” Dr. Rabia, 2216 sayılı karar başta olmak üzere ilgili uluslararası kararlar ışığında savaşın bitmesi için uluslararası toplumdan beklenenler ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Uluslararası toplum için resim oldukça açık. Bu yılı istisna edersek son 4 yıl içerisinde kendilerinden Husiler hakkında herhangi bir şey işitmedik. Husi ihlallerini gözlerini kapatıyorlardı. Fakat iki ay önce Dünya Gıda Programı (WFP), yardım depolarında gerçekleşen ihlaller ve Kızıldeniz’deki un fabrikalarında yaşananlar hakkında konuştu. BM Genel Sekreterinin Çatışmalar ve Çocuklar Özel Temsilcisi Virginia Gamba son açıklamalarında ilk kez milis ihlallerinden, çocuklarının silah altına alınmasından ve Yemen’deki çocukların hak ihlallerinden bahsetti. Bu sözlerin sözde kalmayıp pratiğe yansımasını diliyorum. Bir dönüm noktasındayız. BM kararlarının uygulanması için ciddi ve kararlı olunması gerekiyor. Üç referansa göre barışçıl bir siyasi çözüme ulaşılması ve Yemenin güvenli ve istikrarlı bir ülke olması için ciddiyetle çalışıyoruz.”Benzeri görülmemiş bağışlar Dr. Rabia, Suudi Arabistan’ın bu yıl BAE ve Kuveyt ile birlikte 750 milyon dolar yardımda bulunduğunu belirterek, BM tarihinde böyle bir yardıma tanık olunmadığını söyledi. Şimdiye kadar hiç kimsenin böyle bir yardımda bulunmadığını dile getiren Dr. Rabia, sözlerini şöyle sürdürdü: “Krallık bu yıl insani yardım programlarını genişletmek ve Yemenin tüm bölgelerine ulaşmak için ciddiyetle çalıştı. Bu programlar, gıda güvenliğini de içeriyor. Nitekim özellikle Dünya Gıda Programı (WFP) ve diğer uluslararası insani yardım kuruluşları ile yaptığımız çalışmalarla Yemenin tüm bölgelerindeki gıda güvenliği sıkıntısını gidermeye çalışıyoruz. Sağlık güvenliği konusuna gelince tüm sağlık merkezlerine ulaşmaya çalışıyoruz. Yemen halkını kolera başta olmak üzere tüm salgınlardan ve hastalıklardan korumak için Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) ile birlikte kaliteli programlar başlattık.” Dr. Rabia, Suudi Arabistan’ın Yemen’deki eğitim sektörüne yönelik yardımları hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Yemenli çocukların eğitimini çok önemsiyoruz. Onların eğitimsiz kalmalarını istemiyoruz. Eğitim alanında kaliteli programlar yürütüyor ve okulların iyileştirilmesi hususunda çalışıyoruz. Ayrıca, Yemen Eğitim Bakanlığını desteklemek ve çocukları okula döndürmek için Körfez Yardım Koordinasyon Ofisi ve KSRelief aracılığıyla çalışıyoruz. Yerinden olmuş kimseler için mobil okullar inşa ediyoruz. Bununla birlikte çocuk askerlerinin rehabilitasyonuna odaklanmış durumdayız. Milislerin silah altına aldığı 20 bin kadar çocuk var. Eğer bu çocuklarla ilgilenilmezse sadece Yemen değil tüm dünya için birer saatli bomba haline gelirler.” Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi tarafından Yemende başlatılan Mayın Temizleme Projesi’ne (Masam) de değinen Dr. Rabia, ülkede 1 milyondan fazla mayın döşendiğini tahmin ettiklerini ve bu sayının İkinci Dünya Savaşında ekilen mayınlardan çok daha fazla olduğunu söyledi. Programın başlamasından bu yana 50 binden fazla mayını çıkardıklarını belirten Dr. Rabia, Yemen’i güvenli bir yer haline getirmek için tüm mayınları sökmeye çalıştıklarını söyledi.İstikrar için umut “Kral Selman bin Abdülaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın talimatlarıyla tüm Yemen halkının güven ve refah içinde yaşaması için istisnasız Yemenin tüm bölgelerine ulaşıyoruz. Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi, muhtemelen daha önce milisler tarafından merkez olarak kullanılan Saada ve Hacca hastanelerini işletiyor.”