Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Yemendeki kolera vakası ölümlerinin 2019un başından bu yana 291e ulaştığını duyurdu. 2 çocuğunun başkent Sana’daki Es-Seb’in Hastanesi’nde ölmesinin ardından kolera hastalığına yakalanan Ummu Sahr Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Onları kurtarılması ümidiyle hastaneye getirdim. Ölümün pençesine bıraktığımı bilmiyordum. Devlet hastanelerinde tedavi, ilgi, hijyen ve sağlık hizmetleri yok. Eğer beni oradan çıkaran ve özel hastanedeki masraflarımı karşılayacak biri olmasaydı ben de şimdi çocuklarımın yanındaydım” dedi. Aynı sorunu yaşayan Ebu Sabır, Şarku’l Avsat’a “Kızım ve eşim 22 Mayısta hastaneye gittiler. Hastanedeki bir tanıdığımız sayesinde onlara bir yatak bulduk. Ancak tam bir gün boyunca tedavi edilmediler ve durumları kötüleşti. Ben de onları özel bir hastaneye götürdüm” dedi. Hikayeler ve trajediler bitmiyor. Hastaneler kolera vakaları ile dolu ve sadece hastane personeli semptomlar ile teşhis koyabilir. Salgın korkunç bir şekilde yayılıyor ve özellikleri belirgin olan bir salgının incelenmesini beklemek için yeterli zaman yok. Bir kolera hastasına refakat eden Saad, “Eğer hasta şanslıysa yatarak tedavi görebiliyor. Burada sadece durumu kritik olanlar ya da torpili olanlara yatak verilir. Eğer daha az şanslıysa koridorlardaki yataklarda yatacak. Eğer hiç şansı yoksa hastane avlusunda yatacak” dedi. Doktor Ebu İsmail, “Özel hastanelerdeki kolera tedavisi milislerin kontrolünde değil. Devlet hastanelerinde tedavi ve sağlık hizmeti yok. Kişi enfeksiyon korkusuyla özel hastanelere kaçıyor. Hastanelerde sadece özel hastaneye gitme durumu olmayanlar tedavi görüyor” diye konuştu. Koleranın yayılmasında en büyük etken yüzde 90 oranında su ve yüzde 10 oranında kirli yiyeceklerdir. Yağmur mevsiminin başlaması, su temini, temizlik ve elektrik gibi temel hizmetlerin çökmesi ile birlikte vakalar arttı. Milislerin kontrolü altında bulunan su ve kanalizasyon tesisleri ile ilgili bir yetkili, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Husileri kolerayı yaymak ve insanların hayatlarıyla ticaret yapmakla suçladı. Yetkili, “Husi milisleri, kolera salgınının merkezi olan Sana’nın kuzeyindeki atık su arıtma tesisini bozdu. Düzeltebilecekleri halde düzeltmediler. Sadece yakıtı eksikti” ifadelerini kullandı. Tıbbi kaynaklar, sağlık koşullarındaki bozulmanın ve salgın hastalıkların, Husi milislerinin bu sektördeki kayıtsızlığından kaynaklandığını belirterek, Husilerin uluslararası toplum ve kuruluşlar tarafından sağlanan yardımların teslimini önlediğini ve yardımları karaborsada sattığını söyledi. Ayrıca kaynaklar, Husilerin, uluslararası ve yerel kuruluşlar tarafından sağlanan fonları yanlış bir şekilde kullandığını ifade etti. Milisler, sadece acil durum ilan eder ve kolera tedavisi merkezlerini ve hastanelerini duyurur. Ancak hastaneye giden birçok kişi ihmalin bulunmadığı ya da tedavinin reddedilmediğini gördüğünde hayal kırıklığı yaşıyor. Koleraya yakalanan bazı hastalara yardım edenlere Husi milislerinin sert tepkisiyle karşılaşıyor. Başkent Sana’daki Beni Haris ve el-Ravda bölgesi, kanalizasyon suyuyla sulanan çiftlikler nedeniyle koleranın yaygın olduğu bölgelerden biri olarak biliniyor. Mart ayında başlayan yağışlarla birlikte kolera salgınında önemli bir artış kaydedildi. Zamar’daki hastanelere günde onlarca kolera vakası başvuruyor. Zamar’daki özel bir hastanenin acil durum müdürü “Vakaların çoğu özellikle kırsal kesimden. Müdürlük merkezlerindeki temel acil tedavi eksikliği nedeniyle hastalar buraya başvuruyor. Biz de bu nedenle acil servisteki sağlık ve bakım personelini iki katına çıkardık” dedi. WHO Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Yemendeki kolera vakası ölümlerinin 2019un başından bu yana 291e ulaştığını duyurdu. Yemen’deki WHO ofisinin son verilerine göre, 2019 yılının başından 28 Mart’a kadar şiddetli ishal belirtisiyle başvuran kişi sayısı 147 bin 927’ye ulaştı. İstatistikler, Mart ayı boyunca kolera vakası ölümlerinin sayısında önemli bir artış olduğunu gösterirken, bu ay içinde 76 bin 152 vaka ve 195 ölüm olduğunu işaret ediyor. İstatistiklere göre, 58 ölümün yaşandığı Sana ve Sana’nın kırsal kesimi, Yemen’deki en yüksek hastalık oranına sahip. Verilere göre en yüksek ölüm vakası 49 ile İb ilinde, daha sonra sırasıyla 32 ile Zamar, 28 ile Taiz ve 28 ile Amran’da görüldü. WHO, 2017 yılının Nisan ayında ve 2018’in sonunda patlak veren kolera salgınında 1.4 milyon vakanın görüldüğünü ve bunların 2 bin 743’ünün hayatını kaybettiğini bildirdi. Yemen, yaşam kalitesi en düşük ülkelerden biri olarak değerlendiriliyor. Nüfusun yüzde 80inden fazlası gıda, yakıt ve temiz sudan yoksun olarak yaşıyor. Yaklaşık 20 milyon insan yeterli sağlık hizmeti alamıyor ve bunların yaklaşık 18 milyonunun temiz suya erişimi bulunmuyor. WHO yaptığı açıklamada, 7.6 milyon insanın koleraya bulaşma tehdidi altındaki bölgelerde yaşadığını, 600den fazla sağlık tesisinin hizmet vermediğini ve hizmet veren sağlık tesislerinin de personel yetersizliği olduğunu bildirdi. Bu rakamlar, koleradan şiddetli bir şekilde etkilenen ve saatler içinde hayatını kaybetmesine neden olan kolera salgının boyutunu tam manasıyla ortaya koymuyor. Husi milisler, kolera ile mücadele ve içme suyunun arıtılması amacıyla UNICEF’in destek yardım programı kapsamında sağladığı iki klorlama cihazını sattı. Salgın, Ekim 2016da başladı ve yayılmaya devam etti. 2017de yeninden ortaya çıkmadan önce kuruluşlar tarafından yürütülen yoğun tıbbi kampanyalar sonrasında kontrol altına alındı. 1 milyondan fazla vaka bildirildi. 2 bin 500’den fazla kişi enfeksiyon nedeniyle Mart ayında hayatını kaybetti. Özel hastanelerin yüksek fiyatları ve devlet hastanelerin vakaların tedavisini reddetmesi nedeniyle yüzlerce Yemenli koleradan dolayı acı çekiyor.
مشاركة :