Yemen hükümeti ve Husiler arasında uygulamaya dökülemeyen Stockholm Anlaşması’nın üzerinden yaklaşık 15 hafta geçmesinin ardından Yemen meşruiyeti giderek daha da belirginleşmeye başladı. Bu çerçevede üst düzey yetkililer, Husilerin anlaşmayı uygulamada ciddi olmadığını söylerken milislerin, yalnızca Hudeyde’nin askeri açıdan düşüşünden kaçınmak amacıyla İsveç’e gitmeyi kabul ettiğine dikkati çekti. Her ne kadar bu açıklık, meşru hükümet koridorlarında daha da net bir hal alsa da dikkatler hala uluslararası toplum ve anlaşmayı kabul eden Husiler üzerinde uygulanan baskıda. İran yanlısı grubun “uluslararası gözlemci ve Yeniden Düzenleme Koordinasyon Komitesi (RRC) Başkanı General Michael Lollesgaard’ın Ras İsa ve el-Salif limanlarına yeniden konuşlanmayı içeren ilk aşamanın uygulanması hususunda ortaya koyduğu” planı kabul etme isteksizliği sonrasında milislerin de aldatıcı faaliyetleri zirveye ulaştı. Bu çerçevede Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre RRC’deki hükümet heyeti başkanı Tuğgeneral Sağir bin Aziz, Twitter aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Üst düzey gözlemci Michael Lollesgaard, birçok defa milislerin anlaşma sağlanan noktaları uygulamaya koyup koymadığını denetlemek üzere Sana ve Hudeyde arasında gidip geldi” ifadelerine yer verdi. Husiler, Hudeyde Anlaşması’nın dışına çıkmak, şehri ve üç limanı yönetim, güvenlik ve finansal açıdan kontrolü altında tutmak için bazı manevralar yaparken, Tuğgeneral bin Aziz de “Stockholm Anlaşması’nın uygulanmasına ilişkin 2451 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı, 3 ilkeye ve Husi milislere karşı yayınlanan uluslararası kararlara dikkati çekiyor. Kararlar, milislerin tüm kuruluşları terk etmek ve yalnızca Hudeyde değil tüm bölgeleri meşru hükümete temsil etmek zorunda olduğunu ifade ediyor” açıklamasında bulundu. Tuğgeneral Sağir bin Aziz, “Husi papazlarla siyasi bir çözümün mümkün olduğuna inananlar, bu milislerin sürecin yükümlülüklerine ve vaatlerine uymadığını ve onların yalnızca her türlü barışı yok etmeyi sevdiklerini biliyorlar” dedi. Husi milislerin aldatıcı faaliyetlerinin üstesinden gelmek için ideal çözümlere değinen bin Aziz, “Hepimiz, Husi papazlar karşısında tek bir safa girmemiz ve bazılarını kabul etmemiz gerektiğini biliyoruz. Çünkü Yemen, hepimize yetecek kadar geniş. Bu, Husi papazları yenmek, Yemen’in istikrar ve güvenliğini yeniden sağlamak için tek, yakın çözüm ve en güçlü silahtır” ifadelerini kullandı. Öte yandan Yemen Başbakanı Muin Abdul Melik, Yemen İnsani Yardım Koordinatörü Lise Grande ile Aden’de geçen çarşamba günü gerçekleştirdiği görüşmede, “Husi milisler, gerçek bir barışa ulaşma, İsveç müzakerelerine katılma ve anlaşma imzalama konularında ciddi değiller. Hudyede’de askeri bir yenilgiye yaklaştıklarını hissetmelerinin ardından zaman kazanmaya ve saflarını düzenlemeye çalıştılar” dedi. Hudeyde’nin kağıtlarının çoğunun uluslararası toplum masasında olduğunu belirten Başbakan, “Uluslararası toplum ve BM, Stockholm Anlaşması maddelerini uygulamak ve BMGK kararlarına uymak için isyancılara ve İran destekli darbecilere baskı yapma konusunda güçlü bir pozisyona sahip” şeklinde konuştu. Abdul Melik ayrıca, “Eğer Husiler’e karşı sağlam bir uluslararası ve bölgesel bir konum bulunmazsa milisler, devlete karşı darbelerinin neden olduğu insani kriz hacmine karşı kayıtsız kalmaya devam edecek” dedi. Kabineye yaptığı son konuşmasında ise Yemen hükümetinin, “Husi milislerin 5 aydır BM Dünya Gıda Programı (WFP) personellerinin Kızıldeniz değirmenlerine ulaşmalarını engelleme girişimlerini” durdurduğuna dikkati çekti. Aynı şekilde hükümet, BM’ye “milisleri kınayan sözlü ifadeler yerine halka ve uluslararası topluma açık şekilde meydan okuyan Husilere karşı etkin bir eylemde bulunma” çağrısı yaptı. BM ve batılı kuruluşlar da Hudeyde’de geciktirilmiş yeniden konuşlanma sürecinin, alandaki karmaşık durum dolayısıyla hala doğal seyrinde olduğunu ifade etti. Bu çerçevede BM Yemen Özel Temsilcisi Martin Griffiths, birçok Yemenli aktivistin “ölü” bir başarı olarak gördüğü anlaşma hususunda hükümete ve Husilere baskılarını sürdürüyor. Yemenli resmi kaynaklar, yaptıkları açıklamada Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani’nin Griffiths ile geçen çarşamba günü Riyad’da görüşmesi sırasında Stockholm Anlaşması’nın uygulanmasının önündeki engelleri ele aldığını belirtti. Hükümetin, Stockholm Anlaşması’nın maddelerine bağlı olduğunu vurgulayan el-Yemani, barış konusunda ilerleme kaydetmek için hükümet tarafından verilen tavizlere dikkati çekti. Halid el-Yemani, “İran yanlısı Husi milislerin uzlaşmazlığı, anlaşmanın başarısızlığına neden oluyor. Durum, Yemen’de barışı sağlama çabalarını olumsuz etkiliyor. Siyasi çözüme ilişkin müzakere turları düzenleme şansı da kısıtlanıyor. Zira Stockholm Anlaşması, Husilerin kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşma konusundaki ciddiyetlerinin gerçek bir görüntüsünü ortaya koyuyor” dedi. Bakan ayrıca, anlaşmanın uygulanmasının da milislere yönelik uluslararası baskılara bağlı olduğunu vurguladı. Yemen ordu komutanları ve Hudeyde’de görev yapan ortak kuvvetler ise Husi milislerin İsveç Anlaşması uyarınca sağlanan ateşkes sırasında güvenlik ve askeri nüfuzlarını güçlendirmeye çalıştıklarını belirtti. Bu çerçevede binlerce savaşçının Hudeyde’nin farklı bölgelerine konuşlandırıldığı ifade edildi.
مشاركة :