Libyanın başkenti Trablusta ağır silahlarla atışma devam ederken, Libyadaki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ofisine göre, ülkenin batı kesimindeki çatışmaların artması sonucu 147 kişi hayatını kaybetti ve 614 kişi yaralandı. Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanı Fayiz Serrac ise Libya Ulusal Ordusu (LUO) komutanı Halife Hafteri Trablusa yönelik başlattığı operasyon nedeniyle yakalama sözü verdi. UMH Emniyet güçleri ise DEAŞın bölgede bir terör eylemi hazırlığında olduğunu ve bir liderlerinin tutuklandığını duyurmuştu. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), geçen haftanın başından bu yana artan çatışmalarda Libyanın batısında bilançonun ağırlaştığını duyurdu. Ölü sayısı 147ye yaralı sayısı ise 614e yükseldi. Bölge sakinleri ve görgü tanıkları, Trablusun güneyindeki havaalanı yolunda ve Ayn Zarada LUO ile UMH güçleri arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını belirterek, iki tarafın Selahaddin bölgesinde de çatışmaların patlak verdiğini bildirdi. Yerel basında çıkan haberlere göre, Akvah, Ebu Salim ve Hadba mahallelerine füze düştü, füzelerin düşmesi sonucu Ayn Zarada bir fabrikada yangın çıktı. Trablustaki çatışmaları yakından takip etmek için 13 üyeden oluşan bir acil durum komitesi oluşturan Serrac, dün Trablustaki askeri savcı General Fehdi Saad ile birlikte, Trablustaki saldırıya destek veren herkesi tutuklamak ve yargılamak için bir dizi yasal prosedürü görüştü. Serrac, Libyada hukuku ve meşruiyeti ihlal eden herkesin yargıya teslim edilmesi görüşünde. Serrac tarafından yapılan açıklamada, Trablus saldırısı ve diğer dosyaların hazırlanması sırasında işlenen suçlar ve insan hakları ihlallerini izlemek ve belgelemek için çalıştıkları ifade edildi.Serracın yardımcısı İtalyada Dün İtalyanın başkenti Romada İtalya Dışişleri Bakanı Enzo Moavero Milanesi ile bir araya gelen Libya Devlet Başkanlığı Konseyi ve UMH Başkan Yardımcısı Ahmed Maitik, Avrupa Birliğinin Trablusa yönelik düşmanca saldırıyla ilgili konumunu açıkladı. Maitik, "düşman kuvvetlerinin kanunsuz bir şekilde yaptığı Trablusa yönelik hasmane saldırının sonucunda büyük yıkımlar gerçekleştiğini ve çok sayıda vatandaşın evini terk etmek durumunda kaldığını" belirtti. İtalyanın Trablus Büyükelçiliği ise elçiliğin kapatıldığı haberlerini yalanladığı açıklamasında "İtalyanın Trablus Büyükelçiliği açıktır ve tüm faaliyetlerini yürütmektedir. Libyadaki İtalyan kurumsal varlığında herhangi bir azalma söz konusu değildir" ifadelerine yer verdi. İtalyan haber ajansı AKI, İtalya Başbakanı Giuseppe Conteun LUOnun Trablusun güneyinden çekilmesi yönünde talebini ifade ederek, "Libyada en kısa zamanda ateşkes istiyoruz" dediğini aktardı. Öte yandan UMHnın İçişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, Cumhuriyet Savcılığı ve Askeri Savcılık ile ortak hareket edileceğini duyurarak, "Düşmanca eyleme katılanlar için cezai işlemler" başlatılacağı konusunda uyarıda bulundu. Bakanlık, vatandaşları da çatışmaların yaşandığı alanlardaki tehlikelere karşı uyardı. Bakanlık, uluslararası topluma müdahale çağrısı yaparak, "Hafter güçlerinin asker-sivil ayırt etmeksizin yaptığı düşmanca saldırıya karşı müdahale edin" ifadelerine yer verildi.Terör grupları Trablusa sızdı Bakanlık ayrıca, dün yayınladığı başka bir bildiride, "Trablusa terörist unsurların sızdığını" duyurdu. Bakanlık, "yaşanan çatışmalar nedeniyle Trablustaki tüm askeri ve güvenlik personelinin en yüksek alarm derecesinde teyyakuzda olduğunu" vurguladı. Trablusun dört bir yanında şehri savunan tüm UMH güçleri, kente yönelik herhangi bir saldırının, yasa dışı herhangi bir unsurun sızmasını engellemek için tüm şüpheli hareketleri izlemeye çağıran bakanlık, "Uyanık olun" çağrısı yaptı. Bakanlık, "kente sızan teröristlerin Trablusa yönelik düşmanca saldırının başlamasıyla eş zamanlı gerçekleştiğine dikkati çekerek Hafter unsurlarını "UMHye ve anayasaya karşı suçlu ve isyancı” olarak niteledi. Bakanlık, LUO yanlısı haberlerin, analizlerin ve raporların tamamının doğruluktan uzak olduğunu kaydederek, başkentin savunmasını yapan güçlerin saflarında terörist grupların bulunduğunu iddia eden temelsiz haberlerin tek amacının Trablus savunmasını karalayarak, yerel ve uluslararası kamuoyunu Sirac hükümetinin aleyhinde düşünmeye sevk etmek savundu. Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Üç askeri bölgede yer alan (Orta, Batı, Trablus) tüm güçlerimiz UMHnin emri altında ve Libya Ordusu Yüksek Komutanı Serracın talimatları doğrultusunda çalışıyor." Önemli hedefleri korumak, kritik noktaları güvence altına almak, kanunları korumak ve devlet kurumlarında asayişi sağlamak adına Trablusun giriş ve çıkışlarında güvenlik devriyelerinin yapıldığını duyuran Bakanlık, başkente yönelik saldırının başladığı günlerde yüksek patlayıcı madde içeren C4 Bomba alma girişimi sırasında, başkent içerisinde bir saldırı planladığı düşünülen DEAŞlı teröristin yakalandığını duyurmuştu. Bakanlık, o kişinin Muhammed Abdülhakim El-Haneid olduğunu açıklayarak DEAŞın aktif bir üyesi olduğunun tespit edildiğini söyledi. Haneid hakkında iki yıl önce yakalama kararı çıkarıldığı kaydedildi. DEAŞlı terörist, geçtiğimiz hafta cumartesi günü Libyanın Tacura bölgesinde yakalanmıştı. Terörist, DEAŞ tarafından Derneye atandığını açıkladığı soruşturmada, DEAŞın Dernedeki Emiri "Ebu Muaz el-Iraki" ile ve Libya çölündeki DEAŞın lider kadrosuyla defalarca görüştüğünü itiraf etti. Bakanlık, DEAŞlı teröristin Trablus’taki bakanlıkları, devlet kurumlarını önemli noktaları izlemek için örgütün liderlerinden biri tarafından görevlendirildiğini söyledi. Bu açıklama, LUO Sözcüsü Ahmed Mismarinin Sirac hükümetinin saflarında DEAŞ ve El Kaide gibi örgütlere mensup teröristlerin yer aldığı iddiasının ardından, UMHya bağlı İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan DEAŞlı teröristin yakalandığına dair ikinci açıklama oldu. UMHye bağlı askeri güçlerin Sözcüsü Albay Muhammed Kanunu, Trablusun güneyinde düşürülen LUOya ait savaş uçağını kendilerinin düşürdüklerini açıkladı. Serrac hükümetine bağlı Trablusu Koruma Güçleri tarafından yapılan açıklamada da Hafter güçlerine ait helikopterin Vadi er-Rabi bölgesinde kendi uçaklarını tahrik ettiğini ve Serrac güçlerini hedef almadan önce havalimanı yoluna giden bir kırsalda düşürüldüğü ifade edildi. Öte yandan LUOya bağlı savaş medyasından yapılan açıklamada, "Havaalanı yolundaki Hamza Üssünde konuşlanan milisler, Akvah, İmarat ve Zuhur mahallelerine roket atarak, bizim kuvvetlerimize karşı kamuoyunu kışkırtmaya çalıştı. Eylül ayında da aynı senaryoyu uygulamışlardı" denildi. Haftere bağlı medya olaya ilişkin bir görüntü yayınlayarak Misratadan havalanarak ülkenin batısını bombalayan Serraca bağlı bir savaş uçağının bir vatandaşın evine verdiği zararı kamuoyu ile paylaştı. Misrata üssünün bölgedeki sivilleri varil bombaları ile hedef aldığını savundu. Bombardımanın, bir annenin ve kızının ölümüne yol açtığını, ailesinin geri kalanının ise ağır yaralandığını iddia eden Hafter güçleri, bunun insan haklarına aykırı olduğunu söyledi. Hafter güçleri, tüm siviller için misilleme yapacağını ve acımasız olarak nitelediği bu bombardımana karşı sert bir şekilde cevap vereceğini iddia etti. Öte yandan, LUOnun ülkenin batı bölgesindeki operasyon grubu komutanı Binbaşı Abdusselam el-Hassi, şu anda Trablusun çevresinde savaşan kuvvetlerinin %60ının ülkenin batı bölgelerinden olduğunu, bu güçlerin savaşa girmek istemediğini ancak mal ve güç sahiplerinin onları savaşa ikna ettiğini öne sürdü. Yerel basında çıkan haberlere göre el-Hassi, Trablusun güneyindeki Cebel-i Nafusa bölgesinin yöneticileriyle yaptığı bir toplantıda, silahlı grupların sivilleri en acımasız şekillerde bombaladıklarını ve sivillere baskın yapan yabancı pilotların varlığına işaret etti. Libyadaki Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ofisine göre, ülkenin batı kesimindeki çatışmaların artması sonucu 147 kişi hayatını kaybetti ve 614 kişi yaralandı. BM Siyasi İşler Misyonu Başkan Yardımcısı Stephanie Williams, BM misyonunun ateşkes ve siyasi diyaloga geri dönüş için çalıştığını kaydetti. Trablustaki gençleri desteklemek için UMHye bağlı bir karargahı ziyaret eden Williams, "Ulusal Diyalog Forumunu başlatmak için Gadamiste olmalıydık. Ancak bunun tam tersine, kendimizi bir savaşın ortasında bulduk" dedi ve ekledi: "Şu anda sivillerin çatışma bölgelerinde mahsur kalmaması için çabalıyoruz ve derhal ateşkese çağırıyor, siyasi diyaloğa geri dönülmesi gerektiğini söylüyoruz" Williams, sözlerini şöyle tamamladı: "Libyadaki krizin çözümü askeri değil"
مشاركة :