Fransa İçişleri Bakanı Christophe Castaner son dönemde başta Fransada güvenlik durumu ve emniyet görevlileri olmak üzere son dönemde endişe veren birçok durumla karşı karşıya. Sadece bir hafta önce, biri 28 diğer iki çocuk annesi 44 yaşında iki polis memuru, kendilerine görevleri gereği verilen tabancalarla intihar ettiler. Yılın başından bu yana intihar eden polis sayısı 28’e ulaştı. Bu sayının önceki yıllarla kıyasla rekor bir artışa işaret ettiği belirtiliyor. 2018 yılında intihar eden polis sayısı 35 olarak duyurulmuştu. Durumun bu şekilde devam etmesi halinde 2019 yılında intihar vakalarının 50’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Dikkat çekici olan konu ise intihar olgusunun uzun yıllar öncesine dayandığı. Ancak ilgili makamlar, bugüne kadar konuya gerekli özeni göstermemekle itham ediliyor. Polis birliği kaynaklarına göre intiharlarla ilişkin araştırmaların birçoğunda "özel sebepler” olduğuna dikkat çekiliyor. Hükümet şu ana kadar polisin ve jandarmanın ağır çalışma koşullarıyla üzerine yüklediği sorumluluktan kurtulmak için intihar sebeplerini şahsi nedenlere bağladı. Geçen hafta 23’üncüsü düzenlenen Sarı Yelekler gösterisinde bazı protestocuların polisleri intihara davet eden sloganlar attıkları görüldü. Bu durum, söz konusu vakanın ne kadar yaygın olduğu ve protestocular tarafından bunu devletin ve güvenlik güçlerinin itibarını zedelemek için kullandıkları görüldü. Polis Sendikası Sözcüsü Stanislas Godon, Ulusal Polis Birliği’nin söz konusu sloganlara yönelik öfkesini dile getirerek sloganları atanlar hakkında savcıları harekete geçmeye çağırdı. Sendikalar, her intihar vakasının ardından alarma geçerek hükümetten sorumlu olduğu çalışma koşullarına konusunda ciddi çalışma yapmalarını istiyor. Fransız güvenlik güçleri, Fransa’da terör dalgası hareketinin başladığı 2015 yılının başından bu yana sürekli olarak alarmda. Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, aynı yılın kasım ayında Paris ve banliyölerinde meydana gelen yoğun terör saldırılarının ardından polis güçlerine ek görevler yükleyerek üç yıl boyunca olağanüstü hal yasaları uygulamış, polislerin üzerindeki baskı da artmıştı. 2016da 26, 2017de de 15 polis terör eylemlerinde ölmüş, birçoğu da yaralanmıştı. 2017 yılında yaşanan başta terör eylemleri olmak üzere tüm olaylarda 18 bin kişi yaralandı. Acil durumun sona ermesinden sadece 17 gün sonra Sarı Yelekler her cumartesi düzenledikleri protesto hareketini başlattı. Bu hareket büyük ölçüde zayıflamış olmasına rağmen devam ediyor. Yetkililer, protestoların etkili olduğu dönemde şiddete, vur kaç taktiğine ve yangına karşı koymak için Fransız topraklarında en az 100 bin güvenlik görevlisi konuşlandırmak zorunda kaldı. Şanzelize Caddesi’nde mağazaların ve kafelerin maruz kaldığı şiddet halen zihinlerde bıraktığı izleri koruyor. Bu gösterilerde polis aşırı sol ve sağ örgütlerin, özellikle de siyah kıyafet giymiş göstericilerin resmi binalar ile konutlara yönelik şiddet eylemlerini engellemeye çalıştı. Tüm bunlar güvenlik görevlileri üzerindeki psikolojik ve maddi baskıyı artırdı. Güvenlik güçleri, her hafta ayaklanmaların baskısına maruz bıraktı. Uzmanlara göre bu durum, intiharlardaki artışı büyük ölçüde etkileyen başlıca faktörler arasında. Emniyet görevlilerinin özel ve aile yaşamı çökmüş durumda. Diğer ülkelerde olduğu gibi Fransa’da da yasalara göre emniyet güçlerinin sıkıntılarını ifade etmek ve hükümete mesaj göndermek için sokaklara inmesine izin verilmiyor. Ancak geçen hafta perşembe günü polis memurları bu yasağı delerek resmi kıyafetleriyle karakolların önünde toplandı, intihar eden polislerin aileleriyle dayanışma içine girdi. Bu olgunun ciddiyetine rağmen konu İçişleri Bakanlığı’nda konuya dair çalışmalar olmaması şaşırtıcı. Psikolog Catherine Benson konuya dair “Kariyer ve özel yaşam arasındaki çatışma insanlara çok fazla zarar veriyor” değerlendirmesinde bulunuyor. Tüm bu yaşananlara ek olarak gece nöbetleri, idari kısıtlamalar ve terör nedeniyle emniyet güçlerinin ailelerinin ve kendilerinin sürekli endişe halinde olması sıkıntıları artırdı. Araştırmacı Emily Pewe göre, söz konusu faktörlerin tümü bir araya gelince bu durum psikolojik açıdan kırılganlığa yol açıyor. Yetkililer her ne kadar intiharları "kişisel" sebeplere bağlasa da İçişleri Bakanı Christophe Castaner söz konusu durumu derinlemesine ele almakta kararlı görünüyor.