Libya Ulusal Ordusu Giolitti’nin değil Libya’nın ordusudur

  • 5/1/2019
  • 00:00
  • 6
  • 0
  • 0
news-picture

Başkent Libya’nın başkenti ordu da Giolitti’nin değil Libya’nın ordusudur ve İtalyan işgali sırasında bu İtalyan komutanın Trablus’a saldırı deneyimini taklit etmemektedir. Çünkü o, işgalci bir ordu değil ulusal bir ordudur. Bu tarihi izdüşüm, haksız ve gariptir. Aynı şekilde  doğumu; şu anda yaşayan generallerden ve öncekilerden çok daha uzun zaman önceye uzanan ulusal bir askeri kurumu tanımlamakta bir cehalet ve aklın iflas etmesi durumunu ifade etmektedir. Bu ordunun generalleri ile yaşanan herhangi bir anlaşmazlık, onlara karşı komplo kurma, haklarında yanıltıcı ve yalan haberler yapmak ve onları karalamak için bir gerekçe değildir. Ordunun komutanı Mareşal Halife Hafter ile aynı düşünmeyebilirsiniz ancak Libya ordusunu karalayamaz ve onu denizin ardından gelen işgalci bir ordu olarak niteleyemezsiniz! Libya ordusu Trablus’a denizden gelen işgalci olarak girmemiştir. Bilakis vatansever askerleri, Gıryan ve Zaviye’den Beni Velid’e kadar yakın Libya şehirlerin vatansever evlatlarıyla birlikte bir kurtarıcı olarak başkente girmiştir. Başkent Trablus’u kurtarma savaşı ulusal bir savaştır ve bunu başka herhangi bir vasıfla anmak ulusal davanın yüzeyleştirilmesi ve çarpıtılması demektir. Libya ordusu; stratokrasi kavramına değil sivil bir devlete inanan köklü ve disiplinli, ulusal bir ideolojiye sahip askeri bir kurumdur. Libya ordusu; 9 Ağustos 1939’da İtalyan işgaline karşı savaşan ulusal bir güç olarak kendilerine Libya Arap Gücü adı verilen Libyalı mücahidler tarafından kurulmuştur. Libya’nın doğusundan, batısından ve güneyinden gelen unsurları içeren, tamamen vatansever bir ideolojiye sahip, vatan sınırları dışında ajandalara sahip olmayan, doğuda ve batıda ilerleyişi ve petrol sahalarının korunması sırasında üst düzey profesyonelliğini ve disiplinini kanıtlamış olan ulusal bir ordudur. Dolayısıyla; milis güçlerin savaş ağaları ve borazanları ile onların mirasından yararlananların, ulusal bir orduyu işgalci bir orduya benzetmesi, başkenti milis güçlerin ve suç çetelerinin elinden kurtarmak için ilerleyen Libya ordusunu işgalci bir ordu olan Giolitti’nin ordusu ile aynı kefeye koyması hiçbir şekilde insafa sığmaz. Bu, gerçeği görmezden gelme, yalan ve aldatmacadan oluşan bir propaganda, 8 yıldan fazla bir süredir Libya’nın başkentine yerleşen suç çetelerini ve milisleri koruma belgesidir. Libya ordusu; terör ile dolu olan bölgesel çevresinin mücadele sahası olmayan, ne yağmalanan ne de işgal altında olan coğrafi sınırları içinde bağımsız bir ulusal devlet için terör, siyasal İslam grupları ve kaos ile savaşmaktadır. Libya’nın başkenti Trablus yıllardır milis güçlerin ve uluslararası ihmalkarlığın esiridir. Libya ordusu ülkesinin başkentini kurtarmak için başlattığı operasyonu, Giolitti gibi bir deniz gezisi olarak düşünmemektedir. Bilakis savaştan kaçınmak için her yolu denemiştir. Çünkü ona nasıl bir savaşın dayatıldığını çok iyi bilmektedir. Ancak 8 zorlu yılın ardından fedekarlık bir görev, başkenti kurtarmak için harekete geçmek ise kaçınılmaz bir hale geldi. Çünkü bu 8 yıl içerisinde; milisler kontrolü ele alarak başkent ve halkını esir aldı, hatta Trablus’ta birbirini takip eden hükümetlere şantaj yaptı. Öyle ki bir keresinde yetmişli yıllarda mafyanın İtalyan Başbakanı Aldo Moro’nun kaçırılması senaryosununu taklit ederek Başbakan Ali Zeydan’ı kaçırdı, Ulusal Kongre (meclis) başkanını uykusunda tutukladı. Hatta başkan, kendisini tutuklayan milis komutanına aciz bir şekilde yalvarırken görüntülendi. Milis güçler, kaos ve silahların yayılması ile sonuçlanan 2011 Şubat Devrimi’nin ilk günlerinden itibaren başkenti ele geçirdiler. Bağdadi’den Zevahiri ve İhvan Mürşidi’ne kadar dışarıdaki farklı otoritelerin emri ile hareket eden ve tek ortak noktaları kaosu devam ettirmek olan ideolojik temelli milis güçleri ile siyasal İslam milis güçleri tarafından parçalanması için Libya devletini yıkan NATO ve müttefikleri ise, bu silahları toplamak ve kaosu sona erdirmek için hiçbir ciddi çaba ya da girişimde bulunmadılar. Libya ordusuna karşı çeşitli komplolar kuruldu ve iftiralar atıldı. Libya ordusu dağıtılıp  Paul Bremer’in Irak’ta uyguladığı senaryoyu tekrarlayarak paralel milis güçleri kurulmaya çalışıldı. Bu senaryo, Ulusal Kongre hükümeti zamanında Müslüman Kardeşler (İhvan) örgütü liderliğinde siyasal İslam tarafından uygulandı. Libya Arap Silahlı Güçleri’nin bugün başkent Trablus’ta kendisi ile savaştığı bu milis güçler, 2013 yılında kısmen uygulanan silah ambargosu dışında sürekli bir şekilde silahlandırıldı. Ardından Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH); Libya Ulusal Ordusu karşıtlığı dışında hiçbir ortak noktası olmayan bazıları ideolojik bazıları da bölgesel milis güçlerin, farklı taraflara bağlı suç çetelerinin ittifakından ibaret olan bu grupları kendisine bağlı güçler haline getirdi. Libya ordusunun seçimler ve sivil devlet konusundaki mesajları bugün bütün açıklığıyla bir kez daha tekrarlansa da en başından beri netti. O da ordunun hiçbir şekilde siyasi oyunun bir parçası olmadığı ve buna katılmayacağı, askeri bir darbe gerçekleştirmeyip seçim sürecini, seçmenleri ve seçim merkezlerini koruyacağıdır.

مشاركة :