Sudan’da sivil devlet için mücadele sürüyor

  • 5/2/2019
  • 00:00
  • 3
  • 0
  • 0
news-picture

Bu günlerde Hartum’u ziyaret edenler, vakit geçirilecek yer bulma konusunda uzun bir süre düşünmeyecek. Zira turistik turlar, sergiler, geziler ve Nil eğlenceleri bir seçenek değil. İlk seçenek ise ordu karargahı önünde oturma eylemi düzenlenen alanı ziyaret etmek.  Meydan; canlılık ve coşku dolu bir dünya… Devrim ruhu ve şehir içerisinde bir şehir… Hartum sakinlerinin tamamı, Belediye Caddesi, Cumhuriyet Caddesi ve Nil Caddesinin bir kısmı başta olmak üzere başkent merkezinde birçok caddeyi kapsayan yaklaşık 7 km’lik bir alanda gece gündüz oturma eylemi gerçekleştiriyor. Nil Caddesi’ndeki gececi eğlence merkezleri, ziyaretçilerin azlığından şikayet ediyor. Eylemcilerin büyük taş barikatlarla oluşturduğu giriş kapıları itibariyle alan, belirli bir atmosfere ve kurallara sahip. Kontrol noktaları ise yol boyunca birçok bölgeye yayılmış durumda. Kendisini “eski bir mezun” olarak tanımlayan Muhammed Süleyman Seyk, “Ziyaretçinin silah olarak kullanabileceği herhangi bir araç taşımadığından emin olmak için kontrol yapılıyor. Devrim barışçıldır. Bu da başarının sırrı” şeklinde konuştu. Cadde boyunca sendikaların, derneklerin, şirketlerin ve Sudan’daki tüm şehirleri temsil eden bölgelerin isimlerinin yer aldığı devrim sloganlarını içeren dövizler görülüyor. Doktorlar, avukatlar, öğrenciler, eczacılar, çiftçiler, hatta kasaplar ve profesyonel işçi sendikalarının tamamı isim ve sendikalarını katılımcı listesine kaydettirmeye çalışıyor. Duyguları alevlendiren ulusal marşların söylendiği hoparlör sesleri ortasında neredeyse eylemlere katılmayan hiçbir kurum yok. 30 yaşındaki Süleyman, “Uykusuz bir şekilde devrim için nöbet tutuyoruz. 6 Nisan’dan beri buradayım. Buradan hiç ayrılmadım. Sudan Meslek Grupları Birliği (SPA), meşru bir platformdur. SPA’nın tüm Sudanlıları temsil ettiği konusunda şüphe duymuyorum. Şehirler, onun talimatıyla ayaklandı ve bölgedeki askeri rejim, onun talimatlarıyla devrildi. Şehirler, şu an onun emirleriyle hareket ediyor. Sudan’da yaşanan büyük değişimin onun eliyle gerçekleştiği konusunda şüphem yok” dedi. Meydanda eylemciler, polis saflarının temizlenmesi çağrısıyla slogan atıyor. Ordu unsurları, eylemciler arasında yürüyor ve yönetimin sivillere devredilmesini isteyen amaçlarına ulaşana kadar meydanda kalmayı sürdüreceklerini bağırıyor. Hartum Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğrencisi olan Rima Nasruddin, “Tüm taleplerimiz karşılanmadan burayı terk etmeyeceğiz; yönetim sivillere devredilmeli. Yarım çözümleri kabul etmeyeceğiz. Kimsenin devrimimizi çalmasına izin vermeyeceğiz” dedi. “Bu mekan gerçekten güvenli. Bütün geceyi burada geçiriyorum. Bizi korumakla görevli güvenlik komiteleri var” diyen Nasruddin, bazı sözlü tacizlerin görüldüğünü ve kendi hareketlerine karşı “Meydanak” adlı bir hareketin de başlatıldığını belirtti. Kimsenin yaklaşamadığı yasak ordu bölgesi, şu an binlerce öfkeli gence açık. Bölgeye yaklaşma konusunda ordunun ve rejimin tüm girişimleri başarısız oldu. Ordu, defalarca engelleme girişimi ortaya koysa da binlerle kişinin tezahüratlarıyla karşı karşıya kaldı. Yol boyunca tanınmış siyasi partilerin liderleri tarafından kurulan çok sayıda siyasi platform da bulunuyor. Alanda Sudan Halk Kongresi partisinin de bir platformu yer alıyor; bu platformu ise eski parti lideri İbrahim el-Şeyh ve parti başkan yardımcısı Halid Ömer konuşma yapmak için kullanıyor. Aynı şekilde yol üzerinde Emin Saad liderliğindeki Nasırist ve Komünist partilerin platformları da mevcut. Sudan Halk Kongresi partisinde üst düzey bir komutan olan İbrahim el-Şeyh, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, “Oturma eylemi kararı, zaman ve mekan bakımında zekice bir karar. Cafer Muhammed el-Numeyri’nin devrildiği 6 Nisan ayaklanmasının yıldönümünde ordu karargahı seçildi” dedi. Çok sayıda Sudanlı, otuz yıl boyunca acı çektikten sonra başlattıkları ayaklanmanın başarısız olmasından korkuyor. Eylemciler arasında oturma eylemi süresinin uzunluğuna dair bir bıkkınlık olsa da el-Şeyh, “Sudanlıların yüreklerindeki devrim ateşi hala yanıyor” ifadelerini kullandı. Can sıkıntısı konusundaki konuşmaların ise kendi gözünde gerçek olmadığını söyleyen İbrahim el-Şeyh, “Vilayetlerden gelen trenler, hala binlerce kişiyi başkente taşıyor. Atbarah, Medeni, hatta Darfur ve Kordofan’dan trenler geliyor. Onlar, devrimin amacının hedeflerine ulaşmadığını düşünüyor” dedi. Maksimun hedefin sivil idaresi ve bu hedefe ulaşmanın hala zor olduğu açık. Ancak eylemciler, bu hedefe ulaşana kadar meydanlarda kalacaklarını belirtiyor. Bu çerçevede eş-Şeyh, “Askeri konseyin, yönetimi sivillere teslim etmekten başka seçeneği yok. Askeri yönetime karşıyız” dedi. İbrahim el-Şeyh, “Artık dünya, askeri bir görünüşü kabul etmeyecek, Afrika Birliği yasaları da bunu kabul etmeyecek. Askerler için en iyi olan; güvenliği sağlamaları ve ülkeyi korumalarıdır. Bu onların ilk ve son görevi” dedi. Korku, yavaş yavaş birçok politikacıyı devrim hedeflerini gerçekleştirmeye itiyor. Bu bağlamda Geçici Sivil Hükümet adaylarını belirlemek için kendi aralarında görüşmeler hala devam ederken, politikacılar bazı engeller ve gecikmelerle de karşı karşıya kalıyor. İbrahim eş-Şeyh de konuya dair “Bu korku, yerinde değil. Geçici Hükümet, Egemen Konsey ve Yasama Konseyi adaylarını belirlemek için çalışmalar sürüyor. Gecikme, bu gibi durumlarda doğal bir şeydir” diyerek, Özgürlük ve Değişim Güçlerinin, farklı pozisyonlar için aday isimleri sunduğunu ifade etti. “Birleşmiş Milletler yetkilisi Abdullah Hamduk, geçici hükümette başbakanlık pozisyonunda öne çıkan bir aday” diyen el-Şeyh, Egemen Konsey’in nitelik ve yetkilerini geliştirmek için de çalışmalar yapıldığını vurguladı. Şeyh, “Geçici hükümetin kararlarının, diplomatik temsilin ve Sudan’ın dış temsilinin sınırlı tutulması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Her iki tarafın prensipte çoğu uygulamaya dair hemfikir olmasına rağmen, tırmanış dili hala alandaki baskın dil olmayı sürdürüyor.

مشاركة :