İstanbul Beşiktaş’ta 2016 tarihinde Vodafone Arena ile Maçka Parkında yapılan peş peşe saldırılarla ilgili davada 24’ü tutuklu 27 sanıklı davada karar açıklandı. İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi, saldırının planlayıcılarının da aralarında bulunduğu 4 sanığa ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ ve ‘tasarlayarak ve bombalamak suretiyle kasten öldürme’ suçlarından 47’şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, 10 sanığa ise ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Mahkeme, ayrıca 4 sanığa da ‘terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7.5 yıldan 15 yıla kadar değişen sürelerde hapis cezası verdi. 10 Aralık 2016 tarihinde, Vodafone Arena yakınlarında çevik kuvvet otobüsünün yakınında patlayıcı yüklü bir araç infilak etmiş, bir dakika sonra da Maçkada bir canlı bomba kendini patlatmıştı. PKKnın uzantısı TAK, çifte saldırıyı üstlenirken, söz konusu saldırılarda 39’u emniyet mensubu 46 kişi hayatını kaybetmişti. Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ve ABD, PKK’yı terör örgütü olarak kabul ediyor. Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, son dönemde yapılan terör saldırılarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Yeni Zelanda ve Sri Lanka’da yapılan terör saldırıları, ABD’deki cami saldırısı ve Avrupa’daki benzerleri bize tehdidin büyüklüğünü hatırlatıyor" diye konuştu. Çavuşoğlu, Finlandiyanın başkenti Helsinkide yapılan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin 129uncu toplantısında yaptığı konuşmada, Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jaglandın toplantı kapsamında hazırladığı rapora ilişkin görüşlerini bildirerek, Jagland’ın Avrupada yeni bir ayrım çizgisi oluşturulmasından kaçınılması gerektiği konusundaki tutumuna verdiği desteği dile getirdi. Çavuşoğlu, "Demokrasilerimiz bu eğilimler karşısında risk altında. İbadet yerlerine yapılan saldırılar yaygınlaşıyor. Yeni Zelanda ve Sri Lanka’ya yapılan terör saldırıları, ABD’deki cami saldırısı ve Avrupa’daki benzerleri bize tehdidin büyüklüğünü hatırlatıyor” ifadelerini kullandı. Bakan, ayrıca Avrupa Konseyindeki kurumsal zayıflığa da çözüm bulunması gerektiğini kaydederek, "Mevcut izleme ve danışma mekanizmalarının etkin, nesnel ve siyasi olmayan bir şekilde kullanılması esastır. Siyasi yaklaşımlar güvenilirliklerini zedelemektedir. Ayrıca mahkeme kararlarının yerine getirilmesinin incelenmesi, politikaya başvurmadan, yasal kriterlere dayalı olmalıdır" şeklinde konuştu.
مشاركة :