Theresa May, İngiltere Başbakanlığı görevini teslim aldığında 2 ateş topu ile oynadı. İlki eski İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’dan sonra bu sorumluluğu üstlenen 2. kadın olmak, diğeri ise Brexit ikilemi. İlk top, istisnai bir lider olan Thatcher ile karşılaştırıldığında yıkıcı, 2. top ise geleceği daima geçmişle kıyaslanacak ülkenin istikbali ile ilgili olması nedeniyle yakıcıdır. David Cameron hükümeti döneminde yapılan referandumda yüzde 52 oy ile kabul edilen Brexit için 3 yıl süren yorucu çabalardan sonra May, teslim oldu ve 7 Haziran’da hem başbakanlık hem de parti liderliği görevinden istifa edeceğini açıkladı. May, muhalefetteki İşçi Partisi’nin anlaşmanın yeni versiyonunu da imzalamayı reddetmesinin ardından AB ile imzaladığı anlaşmanın Avam Kamarası’nda onaylanması için dördüncü bir girişimde bulunmaya gerek olmadığına ikna oldu. May ayrıca ‘babasının evi’ olan Muhafazakar Parti’de de Avrupa karşıtı pek çok üye nedeniyle defalarca darbe yedi. May, İngiltere’nin modern tarihinde en zor zamanlardan biri olarak kabul edilen bu dönemin sayfasını katlayarak evine gidecek. İngiltere’deki politikacılar halkla ilişkiler çalışmalarının sona ermesinin ardından normal hayatına geri dönüyor. Onlar halkın kendilerine verdiği temsil hakkından emekli olacaklar. Theresa May 1 Ekim 1965te İngiltere’nin güneyinde yer alan Sussex eyaletinin Eastbourne kentinde doğdu. Babası Hubert Preiser, Anglikan Kilisesinde rahipti. Oxford Üniversitesi Coğrafya bölümünde okuyan May, bir süre fırında çalıştı. Üniversite’deki arkadaşları onun her zaman politikaya önem verdiğini ve başbakan olmak istediğini söylüyordu. Politikaya girmeden önce 1977-1983 yıllarında İngiltere Merkez Bankasında çalışan May, siyasi hayatına 1986 yılında Merton Belediyesinde belediye meclisi üyeliğine seçilmesiyle başladı. Parlamentoya ilk kez 1997 yılında Muhafazakâr Partiden Maidenhead milletvekili olarak girdi.Muhafazakar Partiden Avam Kamarasına girme konusundaki iki başarısız girişimden sonra, parti onu 1997 seçimlerinde Maidenhead’de aday gösterdi ve seçimi rahatça kazandı. Merkez Bankası’nda çalıştığı dönemde 1980 yılında mali müşavir olan Philip May ile evlendi fakat hiç çocuğu olmadı. Muhafazakar Parti’nin gölge kabinesinde Eğitim Bakanı olan May, 2010 yılından sonra David Cameron hükümetinde 6 yıl İngiltere İçişleri Bakanı olarak görev aldı. Muhafazakar Parti içerisindeki ön seçimleri kazanan May, David Cameronun 13 Temmuz 2016 tarihinde 2. Elizabethe istifasını sunmasıyla birlikte hem Muhafazakar Partinin genel başkanı hem de İngiltere başbakanlığı görevine geldi. May ile Muhafazakar Parti üyeleri ve parti destekçisi medya arasında bir gün bir görüş birliği olmadı. Bazıları May’i, özellikle ülkenin bu en hassas döneminde zayıf ve özgüvensiz bir lider olarak gördü. Bugün ise Brüksel ve Avrupa’nın zengin başkenti olan Londra arasındaki aktif girişimlerden sonra beyaz bayrak yükseliyor ve umutsuzluk duvarları çarpışıyor. May, AB’den en az zararla çıkması gereken başbakanlık görevinden ve parti görevinden istifa ediyor. Gelecek umutsuz görünüyor ve AB’den anlaşmasız çıkış, dostça olmayan bir ayrılmanın kapısını aralıyor. Peki bu kez ateş topunu kim tutacak?
مشاركة :