BAE’nin karşısındaki petrol tankerlerini hedef alan ve arkasında Tahran’ın olduğu düşünülen benzer bir saldırıdan bir ay sonra dün, dünya petrolünün yaklaşık beşte birinin geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı’nın güneyindeki Umman Körfezi’nde Norveç ve Japonya’ya ait iki petrol tankerinin tutuşması ve mürettebatının boşaltılması ile birlikte bölgedeki gerginlik arttı. Merkezi Bahreyn’de bulunan ABD 5. Filosu dün, Umman Körfezi’ndeki iki petrol tankerini hedef alan ikinci bir saldırı hakkında yaptığı açıklamada, “Bu, ABD’nin İran petrol ihracatını sıfırlama planını yürürlüğe sokmasının ardından geçtiğimiz ay İran-Amerika gerginliğinin tırmanışa geçtiği bir durumda bölgedeki durumlar için yeni bir gelişmedir” ifadelerine yer verdi. İki gemiyi, İran ile BAE arasındaki sulardan geçtikleri sırada hedef alan saldırıda ne tür silahların kullanıldığı ve saldırının ne şekilde gerçekleştiği netlik kazanmadı. Dün yaptığı açıklamada 5. Filo, ‘biri yerel saatle sabah 6:12, diğeri de sabah 7:00’de olmak üzere iki ayrı yardım çağrısı aldığını’ belirtti. 5. Filo, ABD donanmasının saldırı bölgesinde konuşlanarak Umman Körfezi’ndeki zarar gören iki petrol tankerine yardım ulaştırdığını açıkladı. Reuters, 5. Filo Sözcüsünün, “Biz, Umman Körfezi’nde iki tankere yönelik bir saldırının bilgisini aldık” açıklamasını aktardı. Bölgedeki ABD Donanmasının dün erken saatlerde iki ayrı yardım çağrısını aldığını belirten Sözcü, donanma gemilerinin hâlihazırda bölgede bulunurak destek sunduğuna dikkat çekti. Olayın sahne olduğu bölge, deniz yoluyla taşınan küresel petrol arzının günlük olarak 15 milyon varil civarındaki yaklaşık yüzde 35’inin geçtiği Hürmüz Boğazı’nın dışında yer alıyor. Geçtiğimiz ay Hürmüz Boğazı’nın dışındaki BAE Fuceyra Limanı’nın karşısında gerçekleşen ‘sabotaj eylemlerinde’ dört gemi (Suudi Arabistan’a ait iki petrol tankeri, bir Norveç tankeri ve bir BAE yük gemisi) zarar gördü. Haziran’ın başında Suudi Kral Selman bin Abdulaziz, Mekke’de bulunan İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye ülkelerin liderleri karşısında bölgede, dünya petrol arzının güvenliğini hedef alarak gerçekleşen ‘terör ve sabotaj faaliyetleri’ konusunda uyardı. BAE ise ilk soruşturma sonuçlarının, söz konusu eylemlerin arkasında bir devletin bulunduğuna işaret ettiğini söyledi ancak şu ana kadar olayda İran’ın parmağı olduğuna dair herhangi bir delil belirtilmedi. Bunun öncesinde ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, geçtiğimiz ay Abu Dabi’ye gerçekleştirdiği ziyaret esnasında, saldırıda ‘İran’dan olduğu neredeyse kesin olan deniz mayınlarının kullanımına’ işaret ederek İran’ı saldırının arkasında yer almakla suçladı.Patlamalardan sonra yanan iki petrol tankeri Fransız haber ajansına (AFP) göre Norveçli donanma yetkilileri, Norveçli Frontline grubuna ait olan ve Marshall Adaları bayrağı taşıyan Front Altair petrol tankerinin BAE ile İran arasındaki Umman Körfezi’nde ‘bir saldırıya’ uğradığını ve gemide üç patlama sesi duyulduğunu söylemekle birlikte mürettebattan hiçbir elemanın yaralanmadığını belirtti. Yetkililer, 111 bin ton kapasiteli tankerin alev aldığını ifade ederken Norveçli Frontline şirketi, tankerin 75 bin ton nafta taşıdığını söyledi. Reuters’ın Tayvan resmî petrol rafineri şirketi CBC’den aktardığına göre tankere, ‘bir torpido isabet ettiği’ görülüyor. Şirket açıklamasında Hyundai Dubai gemisinin tankerin mürettebatını kurtararak onları İran sahillerine taşıyan İran donanma gemisine naklettiğine dikkat çekti. Ticaret sektöründeki kaynaklara ve geminin Refinitiv şirketine bağlı ICON platformundaki hareketliliğine dair açıklamalara göre tanker, BAE’deki Ruveys’ten Tayvan’a doğru yol alıyordu. Şirket, İran resmi haber ajansı IRNAnın tankerin battığı yönündeki iddiasını yalanladı ve ekibin, 11’i Rus 11’i Filipinli ve 1’i Gürcü olmak üzere 23 kişiden oluştuğunu açıkladı. Öte yandan ikinci petrol tankeri Kokuka Courageous’un işleticisi Japonyalı Kokuka Sangyo şirketi, tankerin ateşe verildiğini, tüm ekip üyelerinin kurtarıldığını, taşıdığı metanol yükü zarar görmezken tankerin makine dairesinde bir yangın çıktığını söyledi. Şirket müdürünün belirttiğine göre gemi, mürettebatın boşaltılmasından önce üç saat içerisinde iki defa saldırıya uğradı. Bernhard Schulte Shipmanagement şirketi ise Panama’ya kayıtlı Kokuka tankerinin, ‘iddia edildiği üzere bir saldırıda’ zarara uğradığını ve tankerin yapısının su yolu üzerinde bozulduğunu belirtti. Şirketin ifadesine göre gemi, BAE’den 70 deniz mili, İran’dan ise 14 deniz mili uzaklıktaydı. Şirket Başkanı Yutaka Katada, konuya ilişkin olarak “Diğer gemilerin de saldırıya uğradığı görülüyor” ifadelerini kullandı. Bu esnada üç kargo aracısı, petrol tankerlerine sahip olan DHT Holdings ile Hydmar şirketlerinin Körfez’e yönelik yeni rezervasyonlarını askıya aldığı bilgisini verdi. INTERTANKO Petrol Tankerleri Birliği dün yaptığı açıklamada Umman Körfezi’nde iki geminin saldırılara maruz kalmasının ardından Hürmüz Boğazı’ndan geçen gemiler ve mürettebatlarının güvenliği için duyulan endişelerin arttığına işaret etti. INTERTANKO Yönetim Kurulu Başkanı Paolo d’Amico, konuya ilişkin açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bu sabah iki gemiye yönelik saldırıların ardından Hürmüz Boğazı’ndan geçen ekiplerimizin güvenliği konusunda endişeye kapıldım. Belirtmemiz gerekir ki dünyada (deniz yoluyla taşınan) ham petrolün yaklaşık yüzde 30’u, boğazlardan geçiyor. Deniz suları güvensiz bir hale gelirse Batı dünyasına yönelik arzın tamamı, tehdit altında kalabilir”. INTERTANKO, dünyadaki bağımsız tankerler filosunun en büyük parçasını oluşturuyor.Saldırı anından sonra İran’ın olaya ilişkin anlatımı 5. Filo’nun açıklamasından kısa bir süre sonra İran televizyonları, saldırıya uğrayan tankerlerden birinden yükselen dumanların gösterildiği bir fotoğraf ve video kaydı yayınladı. İran, soruşturma için iki geminin bulunduğu noktaya helikopter gönderdiğini duyurdu. IRNA, yoğun bir siyah dumanın yükseldiği tankerin fotoğrafını yayınlarken IRNN kanalı, bir cep telefonu ile kayda alınmış gibi görünen belli belirsiz bir video aktardı. Videoda denizde bir gemiden ateşin yükseldiği görülüyor. AFP’nin IRNAdan aktardığına göre İran, Umman Körfezi’nde ‘bir olaya’ maruz kaldıklarının ilk aşamasında iki yabancı petrol gemisine yardım sundu. Ajans, ‘olayın bilgisine sahip bir kaynağın’, “(İran’ın güneyindeki) Hürmüzgan eyaletinde bulunan İran donanmasına bağlı bir kurtarma birliği, 44 denizciyi sudan kurtararak Cask limanına nakletti” ifadelerini aktardı. İran’ın olay hakkındaki anlatımına göre Norveç gemisine yönelik saldırı yerel saatle sabah 8:50’de, Belucistan eyaletindeki Cask limanına 25 deniz mili uzaklıkta gerçekleşti. Gemiden suya atlayan 23 denizci kurtarıldı. İlk saldırıya ilişkin senaryo, ilk olaydan bir saat sonra Panama bayrağı taşıyan ikinci bir petrol tankeri için de tekrarlandı ancak bu sefer, Cask limanına 28 deniz mili uzaklıkta. Bu gemi ise Suudi limanlarından birinden yola çıkarak Singapur’a hareket ediyordu. Metanol taşıyan gemide bulunan 21 denizci de aynı şekilde tankerden atlayarak İranlı arama kurtarma ekipleri tarafından kurtarıldı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, dün saldırıdan birkaç saat sonra Körfez’in güvenliğinin İran için oldukça önemli olduğunu dile getirerek, “Hassas Körfez bölgesinde, Ortadoğu’da, Asya’da ve tüm dünyada güvenlik, İran için oldukça önemli. Bölgede güvenlik ve istikrarı gerçekleştirmek için sürekli bir çaba içerisindeyiz” ifadelerini kullandı. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise daha sonra iki petrol tankerini hedef alan bu ‘iki saldırı’ ile Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin Tahran ziyaretinin aynı zamana denk gelmesini ‘şüphe uyandırıcı bir iş’ olarak değerlendirdi. AFP’nin aktardığına göre Zarif, Twitter hesabı üzerinden şu mesajı yayınladı: “Japonya ile bağlantılı olan iki petrol gemisine yönelik saldırılar, Başbakan Şinzo Abe’nin yoğun ve dostane görüşmeler gerçekleştirmek üzere Rehber (Hamaney) ile bir araya geldiği bir zamanda gerçekleşti. Bu sabah meydana gelen şeyi tarif etmek için ‘şüphe uyandırıcı bir iş’ demek yeterli gelmez.” Husilerin Suudi Arabistan’ın güneyindeki Abha havalimanına yönelik saldırısının sabahında gerçekleşen saldırı, Başbakan Şinzo Abe’nin, İran’a yönelik Amerikan yaptırımlarının artırılmasının ardından Tahran ile Washington arasında bir aydır devam eden ve petrol zengini bölgedeki yankılarından korkulan gerilimi düşürme çabası bağlamında Tahran’ı ziyaret ettiği sırada yaşandı. Önceki gün İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, “Ekonomik savaşta ateşkes ilan edilmedikçe bölgeye huzur ve güvenlik geri gelmeyecek” şeklinde konuşmuştu.
مشاركة :