ABD yönetimi, basında “Yüzyılın Anlaşması” olarak bilinen Barış Planı’nın ekonomi paketini Bahreyn’de tanıtacağını duyurdu. Buna göre Filistin toprakları ve komşusu olan ülkelere 10 yıl içinde 50 milyar dolar enjekte edilecek. Ancak Filistinliler bu plana, siyasi çözüm yerine ekonomik bir plan olması nedeniyle anında karşı çıktılar. Öte yandan aralarında Mısır ve Ürdün’ün de bulunduğu diğer ülkeler Salı günü ABD planının tartışılacağı Manama’da yapılacak ekonomik çalıştaya katılacaklarını açıkladılar. Planın ayrıntılarını dün ilk kez açıklayan Donal Trump liderliğindeki ABD yönetimi, girişimin, büyük uluslararası yatırımları çekmek için Filistin ekonomisini reform etmeyi ve komşularıyla sıkı bağlantılar kurmayı hedeflediğini duyurdu. Öte yandan Beyaz Saray, “tarihi” olduğuna inandığı planın ayrıntılarının, Bahreynde çeşitli ülkelerden gelen finans yetkilileriyle masaya yatırılacağını belirtti. ABD Başkanı Donald Trump’ın danışmanı ve damadı Jared Kushner Reuters’a verdiği röportajda, “Yüzyılın Anlaşması”nın ilk aşamasını, Filistin toprakları, Ürdün, Lübnan ve Mısır’ı kapsayan 50 milyar dolar değerindeki projelerin başlatılmasını sağlayacak bir ekonomi paketinin oluşturduğunu ve paketin Batı Şeria’yı İsrail üzerinden Gazze Şeridi’ne bağlayacak 5 milyar dolarlık bir yol önerisi içerdiğini belirtti. Kushner bununla birlikte pakette, planı uygulamak için Filistinlilerin ve komşu Arap ülkelerinin ekonomilerini destekleyecek küresel bir yatırım fonu kurulması önerisinin de bulunduğunu kaydetti. ABD’nin açıkladığı belgeler, 40 sayfalık planın 179 altyapı ve iş projesini kapsadığını ortaya koydu. Kushner, Bahreyn’in başkenti Manama’da düzenlenmesi planlanan iki günlük “Refah için Barış” adlı ekonomik çalıştayında Trump barış anlaşmasının tüm ekonomik yönlerini açıklamayı planlıyor. Yetkililer, Jared Kushner’ın başkanlık edeceği iki günlük Manama konferansının, uzun zamandır beklenen siyasi planın sunulması için bir fırsat olduğunu belirttiler. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, planın, Filistinliler için bugüne kadar ortaya koyulan en iddialı ve en kapsamlı plan olduğunu, Batı Şeria ve Gazze’yi kökten değiştirebileceği ve Filistin tarihinde yeni bir sayfa açabileceği belirtildi. Ancak Filistinliler planı tamamen reddettiklerini açıkladılar. Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, ABD’nin ortaya koyduğu Yüzyılın Anlaşması ve Bahreyndeki ekonomik çalıştay konusundaki tutumunun değişmediğini, çünkü siyasi durumu çözmeden önce herhangi bir ekonomik tartışma için uygun zemin oluşmayacağını vurguladı. Abbas, Fetih Hareketi Merkez Komitesi’nin Ramallahta düzenlediği toplantının başında yaptığı açıklamada, “Yüzyılın Anlaşması ile ilgili tutumumuzu açıkladık. Hala aynı tutumdayız. Filistin meselesi sona ermeden bu anlaşma kabul edilemez” ifadelerini kullandı.Filistin Devlet Başkanı şöyle devam etti; “Manama çalıştayına da katılmayacağız. Bunun nedeni, siyasi durum düzeltilmeden ekonomik durumun ele alınamayacak olmasıdır. Siyasi durum düzelmeden hiçbir ekonomik çözümle ilgilenmeyeceğiz.” Abbas, ABD barış planı ve ekonomik çalıştayına karşı tepkilerini ortaya koyarken Mısır ve Ürdün’ün Bahreyn’deki konferansa katılacaklarını açıkladıkları bir zamanda geldi. İsrail ise konferansa doğal olarak katılacak. Mısır’ın Bahreyn çalıştayına katılımına ilişkin açıklamayı yapan Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ahmed Hafız, “Mısır’ın Maliye Bakan yardımcısı başkanlığındaki bir heyetle, Manamada düzenlenecek çalıştaya katılacak” ifadelerini kullandı. Hafız, Mısırın konferansa katılımını, kardeş Filistin halkının yaşadığı ekonomik zorluklarla başa çıkma çabalarının bir parçası olduğunu sözlerine ekledi. Mısır’ın söz konusu çalıştaya katılmasının sebeplerine değinen Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, katılımlarının çalıştay sırasında sunulacak fikirlerin yanı sıra Filistin ve Arap belirleyicileri, sabiteleri ve ilgili Birleşmiş Milletler (BM) kararları uyarınca ve Filistin halkının meşru hakları ile Filistin Otoritesi’nin tutumuyla uyumlu olan siyasi çerçevedeki görüşleri takip etmek olduğunu vurguladı. Öte yandan Ürdün hükümetinden dün yapılan açıklamada, Bahreyn Ekonomik Çalıştayı’na Maliye Bakanlığı Genel Sekreteri düzeyinde katılım gerçekleştirileceği bildirildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü ve Büyükelçi Sufyan el-Kudah düzenlediği basın toplantısında, Filistin meselesinin öncelikli bir mesele olduğunu vurgulayarak, “Kardeş Filistin halkının meşru haklarını ve özellikle uluslararası meşruiyet ve Arap Barış Girişimi kararlarına uygun olarak kendi topraklarında özgür olmaları ve bir devlet kurma hakkını garanti eden iki devletli çözümün başka bir alternatifi bulunmuyor” şeklinde konuştu. Ürdün’ün, kendi tutumlarına uygun olması şartıyla ekonomik veya siyasi tüm tekliflerle ilgilenebileceğini belirten Kudah, kendi sabiteleriyle uyumlu teklifleri kabul edip uyumsuz olanları ise reddedeceklerin vurguladı. Kudah Ürdün’ün, uluslararası toplumla çalışmaya, iletişim kurmaya ve tüm ilişkileri, olanakları ve tutumlarıyla Filistin hakkını desteklemeye devam edeceğinin altını çizdi. Bununla birlikte Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi’ye göre Filistin-İsrail anlaşmazlığını çözecek tek yol olarak iki devletli çözümün herhangi bir alternatifi olmadığını söyleyen ve bu tutumunda kararlı olan Ürdün, hiçbir ekonomik teklifin, iki devletli çözüme dayalı siyasi bir çözümün yerini tutamayacağına inanıyor.Filistin’in tepkisi Öte yandan Filistinli gruplar, Filistin toprakları ve diasporadaki Filistinliler ve Araplardan ekonomik çalıştay ve barış planına karşı çıkmalarına yönelik açıklamalarındaki öfke dozunu artırdılar. Filistin Kurtuluş Örgütünün (FKÖ) bir üyesi, Beyaz Saray üst düzey danışmanı Kushner’ın açıklamalarına ilişkin değerlendirmesinde, bunların gerçekçi ve kabul edilebilir söylemler olmadığını belirtti. Uzmanlar ise siyasi çatışmalar sürerken ilgili ülkelerin ABD barış planını finanse edip edemeyeceklerini sorguladılar. Filistinliler, ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma, BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’na (UNRWA) yönelik destek de dahil olmak üzere Filistinlilere yapılan yardımları kesme ve Washington’daki FKÖ ofisini kapatıp ofis başkanını sınır dışı etme kararlarından bu yana aynı tutumu sergiliyorlar. Tüm bu nedenlerden ötürü Filistinliler, Washingtonla anlaşma yapmayı reddediyorlar. Aynı şekilde barış planı tam olarak ortaya çıkmadan planla ilgili hiçbir şey kabul etmeyeceklerinin de altını çiziyorlar. Mahmud Abbas liderliğindeki el-Fetih Hareketi, bu hafta içerisinde ABD’nin protesto edilmesi başta olmak üzere İsrail güçleriyle karşı karşıya kalacakları bir protesto programı hazırladı. Washington ise vatandaşlarına, bu sıralar Batı Şeria ve Gazzede bulunmaktan kaçınmaları uyarısında bulundu.ABD Büyükelçiliği vatandaşlarını uyardı İsrail’deki ABD Büyükelçiliği, vatandaşlarını, özellikle Bahreyn Ekonomi Çalıştayı sürecinde Pazartesi’den Çarşamba’ya kadar Batı Şeria, Gazze ve diğer bölgelerde gerçekleşmesi beklenen ABD karşıtı protestolar ve gösterilere karşı uyardı. Büyükelçilik, çalışanları ve ailelerinin bugünlerde Batı Şeriaya girmelerini yasakladı. İsrail merkezli “Ynet” internet sitesinin Batı Şeria’daki “Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi” (COGAT) ofisinde görevli memurlardan aktardığı bilgilere göre son yıllarda üçüncü bir intifada olasılığının bulunmamasına, Filistin Yönetimi’ndeki işsizlik oranlarında yaşanan düşüşe ve gelişmiş güvelik koordinasyonuna rağmen, Batı Şeria’da her an bir öfke patlaması yaşanabilir. Öte yandan Fetih Hareketi 24, 25 ve 26 Haziran tarihlerinde gerçekleştirecekleri “tüm Filistin toprakları ve diasporada, Yüzyılın Anlaşması ve Bahreyn Ekonomik Çalıştayı’na karşı etkinlik” programını duyurdu. Tüm milli ve İslami güçlere yarını (Pazartesi) “tasfiye projesi” olarak nitelendirdikleri ABD Barış Anlaşması’na karşı halkın öfke yürüyüşleri gününe dönüştürme çağrısı yapıldı. 25 Haziran Salı gününü sürtüşme ve temas noktalarında gerçekleştirilecek gösteriler günü, 26 Haziran Çarşamba günü ise ekonomik çalıştaydan çıkacak sonuçları reddeden profesyonel mesajlar göndermek için milli ve İslami güçler, heyetler, aktivistler, kadın çevreleri, sendikalar ve halkın tüm kesimlerinden katılımcılarla düzenlenecek halk mitingleri ve uzun toplantılar günü olarak belirlendi. Ayrıca, Cuma gününün sadece Batı Şeria ve Gazze Şeridindeki grupların gösterileri ve yürüyüşlerini gerçekleştirdiği bir gün olarak değil, Filistinlilerin ırkçı ayrım duvarına ve İsrail işgaline karşı gösterdiği kahramanca direnişi daha da güçlendirecek haftalık gösterilerin düzenleneceği gün olarak kabul edilmesi çağrısı yapıldı. Bununla birlikte Fetih Hareketi dün Arap ülkeleri ve halklarına Filistin’in zaferi için çağrıda bulundu. Fetih Hareketi Merkez Komitesi Üyesi Abbas Zeki yaptığı açıklamada, “Kudüs, yalnızca Filistin halkına ait değildir. Aynı zamanda Arap, Müslüman ve Hıristiyan milletlerine de aittir. Ülkemizin sömürgeci ve Siyonist güçlere karşı verdiği mücadele tarihindeki bu tarihi ve kader anlarında Arap ve İslam ülkelerinin desteğini bekliyoruz. Şanlı ve özgür ülkemiz, ‘Yüzyılın Anlaşması’ adlı Amerikan planına ve onu destekleyen herkese karşı asil bir Arap tutumu sergiliyor” ifadelerini kullandı. Jared Kushner’ın Amerikan barış planıyla ilgili konuşmasından önemli başlıklar İşte Beyaz Saray’ın üst düzey danışmanlarından Jared Kushner’ın Reuters’a verdiği röportajdan ABD’nin Filistin toprakları ve komşu ülkeleriyle ilgili barış planının ekonomik boyutuna ilişkin paketin detaylarına dair önemli noktalar; *Barış planı kapamındaki ekonomi paketi sayesinde Ortadoğu’ya yaklaşık 50 milyar dolarlık yatırım yapılacak. Batı Şeria ve Gazze Şeridinde milyonlarca iş fırsatı yaratılacak ve işsizlik oranları yüzde 30’lardan tek haneli oranlara düşecek. *Paketin doğru uygulanması halinde yoksulluk oranları yarı yarıya azalacak. Gayrisafi milli hasılalar ikiye katlanacak. Şimdiye kadar 12 ülkeden 12 ekonomistin araştırmalarını dile getirdiklerini ifade eden Kushner, bu araştırmaları sunmaktan ve birçok üst düzey şirket lideri, büyük yatırım kuruluşu ve daha sonrada kamuoyuyla bu araştırmaları paylaşmaktan duydukları memnuniyeti belirtti. * Filistin-İsrail anlaşmazlığının dünyadaki en zor problemlerden biri olduğunu söyleyen Kushner, “Bu anlaşmazlık çok uzun zamandır devam ediyor. Bununla birlikte birçok iyi ve köklü çözüm sunan girişimlerde bulunuldu. Barış planını sunarken tüm bu girişimleri inceledik. Neden başarısız olduklarını anlamaya çalıştık ve buna göre birçok iyileştirme yaptık” dedi. * Söz konusu girişimlerin tüm iyi yönlerini almaya çalıştıklarını belirten Kushner, ardından yeni bir yaklaşım ortaya koyduklarını ve ekonomik yönün en önemli nokta olduğuna karar verdiklerini söyledi. * Gerçek dünyada sorunları çözme yolunun fiziksel olarak detayları ele almak, önerilerde bulunmak ve bazı şeylerde hemfikir ya da karşı olmak olduğunu bildiğini kaydeden Kushner, “Sağlıklı olan da, anlaşmazlığı nasıl çözeceğimizin cevabı da bu” diye konuştu. Plan tam olarak ortaya koyulana kadar kimsenin bir şeyi kabul etmediğinin unutulmaması gerektiği ve insanların ayağa kalkması ve bir şeyleri eleştirmesinin beklenmediğini vurgulayan Kushner, ancak anlaşmazlığı değiştirebilecek bir çerçeve oluşturmayı, insanların bu sorunlara farklı ve daha detaylı bir şekilde bakmasını sağlamayı ve bazı gelişmelerin önünün açılmasını umduklarını dile getirdi. *İnsanların artık uzun zamandır devam eden bu durumdan bıktıklarına dikkati çeken Kushner, “İnsanların bu konuya biraz daha farklı bakmalarını, bir araya gelmelerini, fikir alışverişinde bulunmalarını sağlayabileceğimizi ve daha sonra ekonomik olarak ilerleyebilecek bir çerçeve oluşturabileceğimizi düşünüyoruz. Ancak yine de ‘siz de siyasi sorunları çözmeden ekonomik plana devam edemezsiniz’ diyorum. Bunun tamamen farkındayız ve daha sonra bunu da gerçekleştirmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. *Planın bazı kesimlerden övgü, bazı kesimlerden ise eleştiri alacağını bildiğini belirten Kushner, buna rağmen planın yapıcı olmasını umduğunu söyledi. İnsanlardan karşısında olduklarına karşı neyi desteklediklerini kendilerine sormalarını istediğini belirten Kushner, “Eğer insanlar yapıcı eleştirilerde bulunursa, bunu memnuniyetle karşılar, gerekli düzeltmeleri yapmaya çalışırız. Avrupa, Asya ve Ortadoğudan farklı insanları bir araya getirebilmeyi ve siyasi sorunları çözebilmemiz için bunun doğru yol olduğunu kabul etmelerini umuyoruz” şeklinde konuştu. *Anlaşmazlığın oldukça büyük ve zorlu siyasi ve ekonomik yönleri olduğunu söyleyen Kushner, bu yüzden sorunu ikiye bölmek zorunda olduklarını ancak ortaya çıkan sorunun “hangisinin öncelikle ele alınacağı” olduğunu söyledi. Daha az tartışmalı olduğu için ilk önce ekonomik planın ortaya konmasının daha iyi olacağını düşündüklerini ifade eden Kushner, böylece insanların çalışmasına, fikirlerini paylaşmasına ve barış anlaşması durumunda nasıl görüneceği konusunda hemfikir olduklarında planı tamamlamaya çalışacaklarını söyledi. *Çalışmalarının bir girişim olduğunu düşündüklerini belirten Kushner, “Bu planın başarısız olacağını öne sürecek sebepler sunmak oldukça kolay. Ancak bizim görevimiz daha iyimser olmak. Umarım insanlar, Filistinliler ve bölge halklarına daha iyi bir ekonomik gelecek hazırlanmak için uzun zaman harcadığımız bu planı görerek, mevcut soruna nispeten farklı açılardan bakmaya başlar. Böylece bölge için hayati olan atılımların önü açılır” dedi.
مشاركة :