Libya Ulusal Güçler İttifakı Başkanı Mahmud Cibril, aklın sesinin silah ve mermi sesi karşısında daha yüksek çıkacağını ve ulusun çıkarlarının diğer çıkar ve hedeflere üstün geleceğini umduğunu söyledi. Cibril, Libya krizinin herkesi kapsamak dışında bir çözümü olmadığını vurguladı.Dün Alman Haber Ajansı’na (DPA) konuşan Cibril şu ifadeleri kullandı: “Herhangi bir partiyi desteklemiyoruz. Ancak taraflardan, kendilerine bölgesel ülkelerin ve Batılı güçlerin onları destekleme konusundaki acelelerinin ardındaki sırrın ne olduğunu sormalarını istiyoruz. Şu anda ülkede yaşananlar, birtakım güçlerin ve devletlerin kendi çıkarları için savaşmalarından ibarettir. Bu durumun topraklarımız dahilinde bir silahlı çatışmaya evrilmesinden endişeliyiz. Böyle bir durumla karşı karşıya kalmamız durumunda ülkeyi bölme senaryolarından fazla uzak olamayacağız ve vatanımız Libya’yı kaybedeceğiz.” Libya Ulusal Güçler İttifakı, başkent Trablustaki çatışmaların sona ermesi, insani yardım koridorlarının açılması ve siyasi sürecin yeniden başlatılması amacıyla bir çözüm önerisinde bulundu. Söz konusu öneride, tüm esirlerin serbest bırakılması, ülke kaynaklarının bulunduğu bölgelerin askeri çatışmalardan uzak tutulması, siyasi sürecin başlamasıyla eş zamanlı olarak sahadaki çatışmaların durdurulması için çaba sarf edilmesi ve hükümetin harcamalar ile yatırımlarını takip için mali bir komite kurulması yer alıyor. Ayrıca öneride savaş bölgelerinde mahsur kalan ailelere yönelik insani yardım koridorları açılması için bir tampon bölge oluşturulması, terörle ve düzensiz göçle mücadele amacıyla her iki taraftan unsurların da katılımıyla 10 bin kişilik ortak bir askeri güç oluşturulması da var. Cibril özellikle Fransa, İtalya, İngiltere ve diğer ülkeler gibi çatışmanın her iki tarafında da doğrudan etkisi olan tarafların tutumları arasındaki çelişkilerin, bu ülkelerin çatışmayı sonlandırmak istemediklerine dair inancı güçlendirdiğini söyledi. Ayrıca bu bağlamda güç sahibi olan siyasiler, askerler, aşiret liderleri ve önde gelen milis liderlerini içeren bir diyalog çağrısında bulunmanın önemini vurguladı: “Hafter ve es-Serrac birden fazla başkentte bir araya gelerek görüşmelerde bulundular. Fakat çatışmalar yeniden başladı. Bundan dolayı Libya krizinin herkesi özümsemek, onların haklarını temin etmek ve endişeleri konusunda halkı tatmin etmek dışında bir çözümü yok. Birçok milis unsuru gerçekten elindeki silahı bırakmak istiyor. Fakat adli bir yargılanma ile karşı karşıya kalmaktan korkuyorlar. Diğer unsurlar ise ekonomik koşulların kötüleşmesinden dolayı geçim derdiyle ellerine silah aldı. Neden herkesi içeren genel bir af sunmuyor ve zarar görenlerin zararlarını karşılamıyoruz? Neden herkesin serveti adil paylaşma hakkını garanti edemiyoruz?” Ülkedeki siyasi parçalanmışlıktan nemalanan tarafların bir çözüme ulaşılmasını istemeyeceğini dile getiren Cibril, yasa dışı göç tüccarları, yolsuzluk lobileri ve benzerlerinin söz konusu kişiler arasında yer aldığını söyledi. “Gerçek güçler ne zaman ittifak olacaklar? Söz konusu kimseler ne zaman abluka altına alınacak bir azınlığa dönüşecekler” diye soran Cibril, tarafların girişimi kabul etmelerinin önünde bir dizi zorluk bulunduğunu kabul etti. Fakat bazı baskı kartlarının oyuna sürülebileceğine işaret ederek “Terörle mücadele ettiğini söyleyen Hafter ve Serrac’ın güvenilirliği konusunda halkın kararı mihenk taşı olacaktır” dedi. Girişimin ortak amacı olan terör gruplarıyla mücadele konusunda da açıklamalarda bulunan Cibril, ortak bir kuvvet oluşturulmasının önerildiğini belirtti. Cibril, “Batı ülkelerinin liderlerinin güvenilirliğini de aynı şekilde halklarının önünde test edeceğiz. Ayrıca herhangi bir tarafa yönelik desteklerinin ciddiyetine ilişkin kendilerine sorular soracağız” ifadelerini kullandı. Hiç kimsenin çatışan tarafların cephaneliklerinin akıbeti konusunu düşünmediğini dile getiren Cibril açıklamasını şöyle sürdürdü: “Savaş bugün bittiği takdirde bu cephaneliklere ne olacak? Suriye, Irak ve Afrika ülkelerinden terörist gruplar nereye yönelecek? Libya onlar için geçici bir ikamet veya transit devlet konumunda olabilir. Ancak özellikle başta Mısır olmak üzere bölgedeki komşu ülkeler, bu teröristlerin ilk sığınacakları devletler olacak. Bundan dolayı bu ülkelere, Libyalılar arasındaki diyalogu daha fazla desteklemeleri çağrısında bulunuyoruz.” Cibril, Türkiye’nin ülkedeki rolünün ekonomik çıkar ve diğer bazı başlıklardaki hedeflerden kaynaklandığının herkes tarafından bilindiğini dile getirdi. Katar’ın oynadığı rolün ise daha da belirsizleştiğine dikkat çekti. Serrac hükümetinin terörist grupları finanse ettiğine dair suçlamalara ve milislerin kendi saflarında yer almasına izin vermesine de değinen Cibril konuya dair şunları söyledi: “Bu sözlerin bir bakımdan gerçekliği var. Ancak tüm silahlı militanları terörist olarak sınıflandırmak yanlıştır. Gerçek şu ki iki şehirdeki milislerden bazıları kendilerini 17 Şubat Devriminin gerçek temsilcisi olarak lanse ediyor. Ellerine silah aldıklarını ve terörle mücadele ettiklerini söylüyorlar. Başkenteki bazı milis gruplar gerçekten de teröristleri şehirden çıkarmak için çalıştı. Ancak daha sonra Hafter’le savaşmaları için bu terörist unsurların başkente dönmelerine izin verildi.”Cibril, açıklamalarının devamında orduyu ve ordu komutanını gelecekteki liderlik konusunda kışkırtan bazı kesimler olduğuna dikkat çekti: “Biz, verdiği onur savaşının başlangıcında Ulusal Ordunun önde gelen destekçileri arasındaydık. Orduyu, Libyanın egemenliğini savunan ve anayasasını koruyan modern bir yapı haline getirmeyi amaçlıyoruz. Ancak silahlı dış müdahale yoluyla ya da imajının çarpıtılmasıyla yaşanacak hataların ordunun dağılmasına yol açmasından korkuyoruz.” Hafter’in özellikle kentin yıkıldığı ve her yerde suikastların yaşandığı Bingazide terörle mücadele alanında büyük larçaba sarf ettiğini dile getiren Cibril, bundan dolayı kimsenin onun hakkını görmezden gelemeyeceğini belirtti. “Tek söylediğimiz, ulusal bir kurum olarak askeriyenin Mareşala indirgenmemesi gerektiğidir” diyen Cibril, çağrılarının Allah’ın rızası ve kan dökülmesinin önüne geçilmesi dışında herhangi bir amaç taşımadığını belirtti. Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Gassan Salame ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Cibril, Libyalıların BM’nin çalışmalarının doğasını anlamadıklarını ve savaşın bütün taraflarını çatışan kesimler olarak gördüklerini düşündüğünü söyledi. Bu durumun Salame’nin suçlanmasına yol açtığını kaydetti.
مشاركة :