Devletler, şirketler ve bireyler öngörülerinin gerçekleşme oranının yüksekliğinden emin olsalar, ulusal ve uluslararası ilişkiler ile bireysel ve toplumsal ilişkilerde sıfır opsiyonlu bir tablonun geçerli olduğu söylenebilirdi. Oysa günümüzde hiper öngörülemezlik kuralı önemli oranda geçerlidir. Sonsuz verinin etken olduğu uluslararası ilişkiler her geçen zaman diliminde sonsuz öngörülemezlik koordinatlarına doğru ilerlemektedir. Bu nedenlerle büyük devletlerin birçok alanda aşırı temkinli bölgeye doğru kayan stratejileri öne çıkmaktadır. Önemli hiç bir devlet, önemli hiç bir şirket ve birey kendisine kesin zafer sağlamayacak özellikle askeri ve diplomatik operasyonlara sıcak bakmamaktadır. Ortadoğu ve Doğu Akdenizdeki giderek giriftleşen gelişmeler, kurulmaya çalışılan ittifaklarla, sonuçlara etki eden veri sayısını sınırlamaya ve öngörülemezlik iklimini dağıtmaya yoğunlaşmaktadır. Uluslararası ilişkiler ekranında görülen enstantaneler, istihbarat teşkilatlarını bile acze düşürmektedir. "Doğu Akdeniz ve Ortadoğu bağlamında öne sürülen senaryolar ve öngörülerin hangilerinin gerçekleşme olasılığı en yüksektir" gibi sorulara verilebilecek karşılıklar ne yazık ki yoktur. Dünyanın 1/4nü İngiliz Milletler Topluluğu şemsiyesi altında tutan İngilterenin bile öngörüler ve olasılıklar tartelasını ne ölçüde oluşturabildiği en çok merak edilenler listesinin başında gelmektedir. ABDnin küresel hegemonyasının artan oranda azaldığına yönelik analizler ve yorumlar da "uluslararası sondaj niteliği taşımaktadır" hükmünü destekler mahiyettedir. ABDnin bu tür analizleri ve yorumları ne ölçüde dikkate aldığı sorusu da karşımıza ilginç bir tablo çıkarmaktadır. NATO, AB, Arap Birliği, İslam İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ve Şangay İşbirliği Örgütü gibi uluslararası örgütler son dönemde daha büyük bir mercekle incelenmekte ve tartışılmaktadır. Hiper öngörülemezlik olgusunun giderek kalınlaşan tabakaları; devletleri ve şirketleri daha çok taktik hamlelere zorlamaktadır. Birçok alanda birçok taktik hamle, günümüz diplomasi ve uluslararası ilişkiler rejiminin genel karakterini oluşturmaktadır. Bilgelerin en büyük bedduasının "Düşmanlar ve tehlikeler kavramlarını hiç bir zaman bilmeyesin" olduğu vurgulanır. Bu bağlamda insanların performanslarını ve potansiyellerini yüksek oranda kullanabilmesi için tehditlere ve tehlikelere gereksinimi olduğu söylenebilir. Çünkü sürekli alarm durumunda olmak ve tüm gelişmeleri kendisini de içerecek şekilde yorumlamak stratejisi, bilgeliğin temel koşullarındandır. Günümüzde önemli ve akıllı devletler ve şirketlerin ellerindeki bilimsel ve düşünsel olanaklar, mega stratejiler sürecinin yaşanmakta olduğunu göstermektedir. Bu da hangi verilerin doğru ve sağlıklı olduğunu ayırt etme yeteneğinin ve tekniklerinin boşa düşürülmesini veya takviye edilmesini zorunlu kılmaktadır. Karar vericileri bloke edecek çok sayıda gerçekmiş gibi veya yalanmış gibi duran istihbarat ve veri kümeleri, inanılmaz derecede mobilize olmuş durumdadır. Asimetrik kavramı da işi iyice zorlaştıran bir derinlik kazanmaktadır. Ters, düz, negatif ve pozitif asimetriler de hiper öngörülemezlik iklimini iyice koyulaştırmaktadır. İngilterenin doğu bölgelerinde ortaya çıkan bir tür bakterinin kayda değer bir ölümlü salgın hastalığa sebep olduğuna dair haberler medyaya düşünce, ürperti ve alarm dozu ister istemez tavan yapıyor. Bakteriler ve virüslerin dahil olduğu bir küresel rekabet sürecine ilişkin şüpheler canlılık kazanmaktadır. Bilimin ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte butik laboratuarların yaygınlık kazanması konusu, Hollywoodun en çok işlediği konuların başında gelmektedir. "Dünyayı daha kaotik ve korkulan bir gezegene dönüştüren bu faktörler dünyanın neresinde bir Fukuşima türü felaket ya da Uzakdoğuyu yerle bir eden bir tsunami ortaya çıkacak" diye beklentiye itmektedir Ademoğlunu. Herşeyin göreceli olarak bu kadar güzel gitmesi eski kavimlerde dehşetli felaketin yakın olduğu şeklinde yorumlanırdı. Dünyanın Thomas Mooreun ütopik cennet gezegenine dönüşmesi olasılığının yükselmesi ile birlikte Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarparak yok edeceği öngörüsünün aynı zamanda medyada ve akademik dünyada yer bulması ironi değilse gezegenimizin ne kadar savunmasız olduğunu da ortaya koyması açısından önemlidir. Bütün bu olup bitenler kadim bilgeler, kadim metinler açısından sürpriz değildir. Doğu Akdenizin, Hürmüz Boğazının ve Ortadoğunun eşzamanlı yoğun ısınması konusunda çok derinlikli uluslararası kamuoyunu tatmin edecek analizler ve bilgiler serisine henüz ulaşılmış değildir. İranın yapabileceklerine ilişkin sayısız senaryonun, petrol ve doğalgaz ile birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan uluslararası ilişkiler denklemlerinin bazı devletleri bloke ederken bazılarını motive etmesi birçok alanda farklı ve yeni hesap teknikleri geliştirmeyi zorunlu kılmaktadır. Uluslararası politikanın ve ulusal politik ortamların yoğun şekilde uyguladığı bukalemun siyaset stratejisi, küresel rekabeti içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Bu bakımdan Yüzüklerin Efendisi gibi mito-sihir içeren ve insanların olağanüstü yetenekler kazanabileceğine ilişkin edebiyat ve film endüstrisi, yapay zeka bilimi ile fantezi olmaktan çıkmaktadır. Kadim zamanlara mesaj göndermek gibi absürt olarak nitelendirilebilecek öğeler içerse de yenilebilir enerji kaynaklarının stratejik değerinin enine boyuna irdelendiği bir dünyada doğalgaz ve petrolün efendisi olmak için yürütülen mücadelenin salt ekonomik ve siyasal boyutlu olmadığını, mitolojik bir derinliğe sahip olduğunu da unutmamak gerekir. Bilgelerin işleri doğal olarak sıradan insanların anlayabileceği frekanslar arasında cereyan etmemektedir. Uluslararası ilişkiler ve politika, din, mitoloji ve özellikle enerji ve finans dünyası, aklın ve bilimin farklı metaller ve materyaller ile etkileşim içinde olduğu metafizik bir evren olarak kitlelerin algı ve akıl dünyasından hızla uzaklaşmaktadır. Böylesi durumlarda "Yeni Kristof Kolomb nerede hazırlık yapıyor ve yeni kıta nerede keşfedilecektir?" diye sormak gereksinimi artmaktadır. "ABD özel sektörünün uzay-füze teknolojisi bu durumda yeni Kristof Kolombun misyonunu yerine getirebilir mi?" diye sormak da zaruridir. Dünyanın tüm özelliklerini ve zenginliklerini by pass edecek girişimlerin büyüleyici sonuçlar elde etmesi tarihsel veriler göz önüne alınınca şaşırtıcı olmayacaktır. Uzayın ne türden imkanlar sakladığı konusunda kutsal kitaplarda yeterince bilgi vardır. Bunların kadim zamanların sıradan bilgileri olduğunu da hatırda tutmak gerekmektedir. Amerikayı keşfedenlerin torunları uzayda yeni bir dünya keşfedebilirler mi? Şayet bu olasılık kuvvetli ise tüm dünyada cereyan etmekte olan rekabetin bir anda anlamsız hale gelmesi mümkündür. İşte bundan dolayı hiper öngörülemezlik katsayısı giderek artmaktadır. İşte bundan dolayı Doğu Akdeniz stratejik öneme sahiptir. Amerikan füze teknolojisi ve biliminin dünyayı radikal şekilde değiştireceği ortadadır. Rusya, Çin, Hindistan, Fransa, Almanya ve İngiltere ile birlikte füze teknolojisinde önemli birikimi olanlar arasında uzaydaki yeni dünyayı keşfetme yarışı, kılık kıyafet değiştirerek başka alanlarda devam etmektedir. Çünkü şu aşamada yaşanılan bilgi ve veri enflasyonu normal değildir. "Neler olup bitmekte" sorusunun cevabı bu noktada verilemez. Petrol ve doğalgaz bağlamında cereyan etmekte olanları anlamak için bilinen siyasal ve ekonomik tekniklerden ve bilgilerden fazlası gereklidir. Bunun için de Akdenizin kadim misyonunun bilinmesi, analiz edilmesi elzemdir.
مشاركة :