Binlerce Cezayirli, polislere rağmen mevcut yönetime karşı gösteri düzenlemek üzere dün, sokaklara döküldü. Gösteri, her iki taraf için de oldukça önemli sayılırken, iki gün önce de geçici Cumhurbaşkanı Abdul Kadir bin Salih ülkeyi krizden kurtarmak için bir öneri sunmuştu. AFP muhabiri, eylemcilerin başkent Cezayir’deki Merkez Postane binası önünde konuşlanan polis çemberini geri çekilmeye zorladığını belirtti. Görgü tanıkları, geçici Cumhurbaşkanı Salih’e yönelik ‘Cezayir’den defol’ sloganı atan yaklaşık 10 eylemcinin gözaltına alındığını ifade etti. Eylemciler, ayrıca gösteriler sırasında Cezayir bayrağı havalandırırken, ülkenin bağımsızlığının 57. yıldönümü vesilesiyle bağımsızlık savaşı şehitlerini anmak için ulusal marşlarını söyledi. Abdul Kadir bin Salih, geçtiğimiz Çarşamba günü mümkün olan en kısa sürede cumhurbaşkanlığı seçimleri düzenlemek için yönetim ve ordunun yer almayacağı, ‘bağımsız ulusal isimlerin yürüttüğü’ bir diyalog çağrısı yapmıştı. Ancak 5 Temmuz’da eylemciler bir kez daha, ‘Ya sen ya da biz… Durmayacağız’ ve ‘Seçime hayır’ sloganlarıyla yeni bir yol haritasını kabul etmediklerini vurguladı. Bu bağlamda 28 yaşındaki eylemci Linda Hamruş, “Önerileri ile kendileri reform etmeye çalışıyorlar. Tek hedefleri rejimi korumak. Bu nedenle bu koşullarda diyalog yapılamaz” dedi.   Cumhurbaşkanlığı seçimleri, başlangıçta 4 Temmuz olarak planlanmıştı. Ancak hiçbir adayın olmaması sonrasında iptal edildi. Anayasa tarafından geçici dönem için belirlenen 90 günlük süre ilerleyen günlerde sona erecek ve Bin Salih ise yeni bir cumhurbaşkanı seçilene kadar görevde kalacağını belirtti. 5 Temmuz’da ‘Cezayir hakkında her şey’ isimli bir internet sitesi, Bin Salih tarafından yapılan yeni çağrının, ‘yetkililerin sakinliğe yönelik somut adımlar atmak için acele etmemesi halinde’ reddedileceğini açıkladı. Aynı şekilde muhalif partiler, sivil toplum ve gözlemciler de bu çağrının sokaklar tarafından nasıl kabul edileceğini ve şu ana kadar herhangi bir diyaloğun gerçekleşmemesi dolayısıyla pratikte nasıl uygulanacağını merak ediyor. Bu çerçevede 47 yaşındaki Ali, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Meşru bir cumhurbaşkanı seçilene kadar, 4 aydır yaptığım gibi sokaklara çıkacağım. Büyük bir hedefe ulaştık; Bin Salih diyaloğa önderlik etmeyecek” ifadelerini kullandı. Bu atmosfer çerçevesinde avukat ve insan hakları savunucusu Mustafa Buşaşi, diplomatlar, eski bakan Abdul Aziz Rahabi ve diğer isimlerin başlattığı kitlesel gösterilerin ardından, 5 Temmuz’da gerçekleşen gösteriler, aynı zamanda protesto hareketinin de bir sınavıydı. Öte yandan siyasi partiler ve sivil toplum temsilcileri, bugün (6 Temmuz) Ulusal Diyalog Forumu başlıklı bir toplantı düzenleyecek. Rahabi, Cezayir Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, “Krizden kurtulma mekanizmaları ortaya koymayı ve uygun bir vakitte demokratik başkanlık seçimleri düzenleme yoluna girmeyi" hedeflediklerini söyledi. Diğer taraftan geçici Cumhurbaşkanı, protesto hareketinin barışçı doğasının memnuniyetle karşıladığını belirtirken, Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih’in son dönemde eylemcilere yönelik başlattığı gözaltı kampanyaları ve uyarılar da iki katına çıktı. Eylemciler ve bazı gözlemciler, geçici Cumhurbaşkanının ülkedeki asıl otorite olmadığına ve aksine protesto hareketinin taleplerini reddeden Kayid Salih’in bir ekibi olduğuna inanıyor. Öte yandan Uluslararası Af Örgütü, 5 Temmuz’da tutukluları derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakmaya ve barışçıl toplanma hakkına saygı duymaya çağırdı. Genelkurmay Başkanı’nın yürüttüğü yolsuzlukla mücadele kampanyasının bir parçası olarak, Haziran 2018’de görevden alınan eski polis şefi General Abdul Gani Hamil gözaltına alındı. Ulusal televizyona göre geçtiğimiz Perşembe akşamı Hamil, ‘yasadışı yollarla zenginleşme’ suçlamasıyla tutuklandı. Öte yandan eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika, cumhurbaşkanının halefi olarak nitelenen polis şefini görevden alarak, herkesi şaşırtmıştı. Nisan ayı sonunda Tipasa Mahkemesi soruşturma hakimi, Hamil ve bir oğlunu ‘nüfuzunu kötüye kullanma’ davası çerçevesinde dinlemişti. Buteflika’nın istifasından bu yana yargı, ‘yolsuzluk ve yasadışı fon transferi’ kapsamında eski Cumhurbaşkanı ve üst düzey yetkililere yakın iş adamlarını hedef alan bir dizi soruşturma gerçekleştirdi.