İsrail gazetesi Haaretz, 1948 yılında Siyonist çetelerin Filistinlilere karşı işlediği etnik temizlik suçlarını içeren gizli belgeleri ortaya çıkardı. Gazete haberinde Filistinlilerin nasıl vatanlarından zorla çıkarıldıkları ve nasıl etnik temizlik yapıldığına dair anlatılar bulunuyor. Ancak İsrail’in iddialarına göre savaş bittikten sonra Filistinliler, Yahudileri boğazlamaya başladılar ve ülkelerinden kendileri ayrılmak istediler. Gazete konuyla ilgili hazırladığı uzun dosyada Filistinliler’in “Nekbe” (Büyük Felaket) adını verdikleri 750 binden fazla Filistinlinin toplu göçe zorlandığı 1948 sonrası yaşadıkları acıyı betimleyen olayların ortaya çıkmaması için İsrailli yetkililerin ilgili evrakları demir sandıklarda gömdüklerini ortaya çıkardı. 750 bin kişi bugün 6 milyon mülteci oldu ve Filistinliler bu mültecilerin geri dönüş hakkını isterken İsrail bunu reddediyor. “Nekbe hakkında belgeleri gizleyen emniyet daireleri” başlığında yapılan araştırmada, İsrail’in Nekbe konusunda İsrail’in kınanmaması için bu belgelerin saklandığı ifade edildi. Soruşturmaya göre İsrail ordu personeli nükleer proje ve Nekbeyle ilgili şahitlikleri belgeleyen tarihi vesikaları kaldırmak için çalışmalarını devam ettiriyorlar. Gazete dosyanın ayrıntılarını ortaya koymaya başladı. Buna göre Siyonist çeteler, Hiram adı verilen operasyonla Celile kentindeki Safsaf köyünde 52 kişinin hayatına mal olan katliam gerçekleştirdi. Raporda daha sonra Filistinliler tarafından bulunan cesetlerden de bahsedildiği gibi, vurularak öldürülen ve biri 14 yaşında olan üç tecavüz vakıası ve yüzüğünü çalmak için bıçakla parmağı kesilmiş biri de yer aldı. Bu gizli belgeler ilk kez İsrail-Filistin Çatışması Araştırma Merkezi Akfout Araştırma Merkezi tarafından yayınlandı. Tarihçi Tamar Novik, Nekbe hakkında yaptığı araştırmalar sırasında belgelerin bazı kısımlarının yok edilmiş olduğunu fark ettiğini söyledi. Novik, bu belgeye ulaşmak için ısrar ettiğinde Savunma Bakanlığı bu belgeleri güvenli kutulara koyduklarını söyledi. Novik, Safsaf köyü katliamının arkasında kimin durduğuyla ilgili herhangi bir isme rastlayamadığını söyledi. Haaretz Gazetesi, enkazının üzerine yerleşimcilerin tarım arazisi kurduğu bu köyde Novik’in araştırmacıların bilmediği bazı belgelere ulaşarak Novik’in savaş suçu işlendiğini dair belgeler ele geçirdiğini yazdı. Belge ve yazarı hakkında daha fazla bilgi edinme girişiminde bulunan Novik, “Nekbe” sırasındaki katliamlar ve mülteci meselesinin yükselişi üzerine kitaplar yayımlayan İsrailli tarihçi Benny Morris ile bir araya geldi. Morris, Yad Yissri arşivlerinde bir belge buldu. Ancak Novik, belgeye bakmak için arşive döndüğünde, arşivin yerinde var olmadığını görünce şaşırdı. Neden ortadan kaybolduğunu sorduğunda, belgenin Güvenlik Bakanlığı yetkilileri tarafından güvenli bir yere götürüldüğü söylendi. Morris, Deir Yasin katliamıyla ilgili bir İsrail ordusu belgesini gördüğünü söyledi, ancak daha sonra tekrar bakmak için geldiğinde belgeyi bulamadığını belirtti. Belgelerin çoğu, İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından, yasalara aykırı olarak, herhangi bir yasal izin olmaksızın gizlenmesi dikkat çekici. İsrail Savunma Bakanlığı bu konuyla ilgili gizli belgeleri “Malab” kısmında saklıyor. Bu kısımda görevliler katliamlarla ilgili pek çok generalin şahitliklerini anlatan tarihi belge gizledi. 2007ye kadar yirmi yıl boyunca “Malab” başkanı olarak görev yapan Yehiel Horev, Haaretz ile yaptığı röportajında şu ana kadar gizleme sürecinin devam ettiğini itiraf etti ve 1948 olaylarını gizlemeye yönelik çabaların, mantıklı ve gerekli çabalar olduğunu belirtti. Buna rağmen araştırmacılar, Mapai partisindeki siyasi bir komitesi tarafından katliam ve sürgünleri aynı zamanda Devime köyündeki tehlikeli eylemler hakkında yapılan tartışmalara ulaştı. Bir üye bu katliamlardan “Lehi” adı verilen bir Siyonist çeteyi suçladı. Daha sonra bu çetenin bazı bölgelerindeki yağmalama olaylarından bahsetti. Haaretz, Filistinli mülteci meselesi hakkında en korkunç belgelerden biri Haganahın bilgi servisinin bir üyesi tarafından yazılmış olduğunu hatırlattı. Bu sırada Arap nüfusun ülkeyi boşaltmasının asıl nedeni de belgelendi. Bu belge, 1986da Arap göçü konusunda Benny Morris tarafından yayımlanan bir makalenin dayandığı belge. Yıllar sonra, Malab personeli belgenin gizli tutulmasını emretti. Ancak Malab, birkaç yıl sonra araştırmacıların belgenin bir kopyasını bulacağını ve belgeyi çekinmeden onaylayacak askeri çavuşun eline geçeceğini bilemezlerdi. Belge, Arap köylerinin boşaltılmasına atıfta bulunuyor ve “Arapların % 70inin Yahudilerin askeri operasyonlarının etkisi altında Filistinden ayrıldığını doğruluyor. Bu da İsrail’in Filistinlilerin ülkelerini terk edişlerini Arap siyasetçilerinin Yahudileri yenene kadar evlerini terk etmeleri çağrısına bağlayan anlatılarını yalanlıyor. Bu belgeyle, Arap sözcüleri üzerine düşmanlıklarını, Yahudi düşmanlığının ve çetelerinin gerçekleştirdiği eylemlerini, Yahudilerin bölge sakinlerini kovmak için yaptıklarını ve en sonunda aldıkları tahliye kararını ortaya koydu. Böylelikle Filistinlilerin ülkelerini terk etmelerinin temel nedeninin Yahudilerin saldırıları olduğu ortaya çıktı. Belgede, Arapça konuşmalarda kullanılan hoparlörlerin Araplar üzerindeki etkisinden de bahsediliyor. Belge düzinelerce Arap köyünün sakinlerinin yerlerinden edilmesinin nedenlerini açıklayan bir ek içeriyor. Bu nedenler, “köyün bizim elimize geçmesi”, birçoğunun öldürülmesi, dostça Yahudi tavsiyesi ya da soygun, cinayet ve yetimhaneye saldırı”ları barındıryor. Memurlar sadece bilgileri gizlemekle kalmadı. Nekbe hakkında sözlü bile olsa konuşanları takip ettiler. Hatta 2000’li yıllarda konu hakkında konuşulan ve kayda alınan kayıtlar bile Rabin Merkezi tarafından “gizli” kategorisine konuldu. Haaretz, Sabra köyünün sakinlerinin sınır dışı edilmesinden bahseden İsrailli memur Arieh Shalevin ifadesinin bölümlerinin sınırın ötesinde silindiğini yine gerilla savaşı ve varoluşsal savaştan söz eden Büyük General Elad Peled ile yapılan röportajın katliam ve evlerinin yıkılmasından söz eden bölümlerinin de ortadan kaldırıldığını bildirdi. Bu belgeler, Filistinli mültecilerin ülkelerine geri dönüş için verdikleri siyasi ve hukuki mücadelede sırasında gizli olan bir takım gerçekleri ortaya çıkarıyor. 2010 yılında belgelerin gizlilik süresi Nekbe’den itibaren 70 sene uzatılmış geçtiğimiz Şubat ayında ise bu süre 90 yıla çıkarılmıştı.
مشاركة :