​Şam’ın Suriye’nin kuzeyinde engele takılmasının 6 nedeni

  • 7/12/2019
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

Suriye rejim güçlerinin Rusya’nın desteğiyle yürüttüğü saldırı, ‘Hama-İdlib’ duvarına çarptı. Dolayısıyla kara savaşının başlamasından iki aydan fazla bir süre sonra ‘Suriye üçgeninde’ stratejik ilerleme engellendi. Rejim, destekçilere Ramazan Bayramı’nı İdlib’te geçirme sözü vermişti. Şam, 23 Nisan’da hava saldırılarının yanı sıra varil bombalarının kullanıldığı saldırıların başlamasıyla 20’ye yakın beldede kontrolü ele geçirdi. Bu da haziran ayı  başında muhaliflerin karşı saldırı başlatmasına ve bazı bölgeleri geri kazanmasına neden oldu. Rejim şu ana kadar buralarda kontrolü yeniden ele almayı başaramadı. Askeri operasyonların Şamın istediği gibi gitmemesinin ise 6 sebebi var:1-Anlayış eksikliği Türkiye ile Rusya, 2016 yılı sonunda Ankara’nın Cerablus ve Hama’nın doğusundaki el-Bab arasında ‘Fırat Kalkanı’ kurulması ve Türkiye sınırına yakın ‘Batı Kürdistan’ hattı arasındaki bağlantının Rusyanın yardımıyla kaldırılması karşılığında Halep’in doğusunun rejim güçleri tarafından geri alınmasını kolaylaştırma konusunda anlaşmaya vardı. 2018 yılın başında ise ABD-Rusya-İsrail, Suriye Golan Tepeleri’ndeki ‘ayrılma anlaşmasının’ yeniden etkinleştirilmesi karşılığında Suveyda, Dera ve Kuneytra arasındaki ‘Güney Üçgeni’nin’ Şam tarafından geri alınması konusunda anlaştı. Bir diğer anlaşma da Türkiye’nin Afrin’e girmesi ve Kürtlerin Akdenize ulaşmasının engellenmesini kolaylaştırdı. İdlib çatışmasının başlamasından önce de rejim güçlerinin İdlibin güneyi ve Hamanın kuzeyine girmekle birlikte Rus Hmeymim Üssü’nün korunması karşılığında Türkiyenin Tel Rıfata ve kırsalına girmesine izin verecek yeni bir anlaşma yapıldı. Hama kırsalındaki Kale el-Madik ve Hama’nın kuzeyinde bazı ilerlemeler kaydedildi. Ancak rejim güçlerinin ilerlemesi, Türkiye tarafından desteklenen muhalif grupların püskürtmesi ile karşılaştı. Rusya-Türkiye arasındaki ‘İdlib’in güneyine karşılık Tel Rıfat’ anlaşmasının tamamlanmaması muhtemel. Şimdiye kadar İdlib hakkında yabancı bir anlayış olmadığı açık.2-Büyük takaslar İdlib ve üç milyondan fazla Suriyeliyi içeren kırsal alanı, belli başlı ülkeler arasındaki stratejik konuların ele alındığı müzakereler için bir platform olarak önem kazanıyor. Rusya, Türkiyenin yanında kalmasını ve NATO’dan uzaklaşarak kendisini S-400e hedeflemesini istiyor. Rusya ayrıca Türkiyenin Fıratın doğusunda ‘güvenli bölge’ kurulması konusunda ABD ile aynı fikirde olmasını da istemiyor. Moskova bu bağlamda Türk ordusunun ‘teröristleri’ takip etmesi için beş kilometreye nüfuz etmesine izin veren Adana Mutabakatı’nı aktif hale getirmeyi teklif etti. Diğer taraftan ABD ise Türkiye ile güvenli bölge konusunda görüşmeye devam ediyor. Mutabakat zaptı kağıt üzerinde kabul edildi ancak söz konusu bölgenin derinliği ve anlaşmanın uygulanması konusundaki anlaşmazlıklar halen sürüyor. ABD, 5 ila 15 kilometre arasındaki derinliği desteklemeye hazırken Ankara söz konusu mesafenin 30 kilometre olmasını istiyor. Ayrıca aralarında Türk silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) bölgedeki rolü ve YPG’nin geleceği hakkında da ihtilaf var.  Büyük olasılıkla İdlib’in geleceği, ‘Fırat’ın Doğusu’ ve ‘güvenli bölge’ ile bağlantılı. Yeni olan ise ABD’nin Fıratın Doğusu’ndaki güçlerini azaltmasının ardından Avrupa ülkelerinin ‘boşluğu doldurma’ konusundaki onayı oldu. Bu nedenle güvenli bölge artık acil bir konumda değil. ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi David Satterfield ve ABDnin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, ABD kurumlarındaki diğer yetkililerin aksine Türkiye ile anlaşmayı destekliyor. Diğer taraftan Rusya ‘Gerginliği Azaltma Bölgesi’ anlaşmasında halen kararlı ve anlaşmanın ‘teröristleri etkisiz hale getirme’ koşulunun uygulanması için mühlet verdi ve ‘yanmış toprak’ metoduna göre askeri operasyona yönelmedi. Ancak hastaneler gibi muhaliflerin altyapısını tahrip etmeyi amaçlayan binlerce saldırıya katkıda bulundu. Moskova her ne kadar Rus hava kuvvetleri ile Şamı desteklese de Ankara ile ilişkilerini sürdürmeye istekli görünüyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, nisan ayında yaptığı açıklamada, İdlib’de kapsamlı bir operasyonun şu anda için uygun bir seçenek olmayacağını söyledi.3 - İran İran, Rusya ve Türkiye ile Astana sürecinin üç garantöründen biri. Halepin batısında, Nubl ve Zehra şehirleri yakınlarındaki Tahran milisleri, İdlibe doğu yönünden yapılan saldırıya katılmadı. Ayrıca İranın Hamanın kuzeyi ve batısındaki katılımı da diğer savaşlardakiyle eş düzeyde değildi. Zira Tahran, Washington’ın nükleer anlaşmadan çekilmesinin ardından ekonomik ve diplomatik baskıları hafifletmek için müttefiklere ihtiyaç duyduğu bir zamanda Ankara’yı kaybetmek istemiyor. Rusya da bölgedeki ülkelere Suriye’deki İran nüfuzunun azaltmak istediği mesajını göndermek amacıyla İran milislerini bu operasyonlara dahil etmek istemedi. Fakat aynı zamanda Tahranın da Moskova ve Şama, İran milisleri olmadan bu alanda ilerlemenin zor olduğuna dair bir sinyal göndermek istediğine inananlar da var.4- Hükümet güçleri ve 5. Kolordu Moskova, Suriye’nin güneyi, Doğu Guta ve ‘Kuzey Üçgeni’ndeki diğer çatışma alanlarından gelen binlerce unsuru ‘5. Kolordu’ adı altında silah altına aldı. Ancak bazı gruplar, teröristlere karşı savunma ya da saldırı operasyonlarına katılma istekleriyle birlikte İdlib’deki Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) yönelik saldırılara katılmayı reddetti. Rusya ayrıca Suriye ordusunda bazı fraksiyonları ve Dördüncü Kolordu’yu savaşa katmadı. Moskova, ‘Kaplan’ lakaplı olan Tuğgeneral Suheyl el-Hasan kuvvetlerine güvenmek istedi. Ancak hükümet güçleri ve Kaplan kuvvetlerinin tükenmesi, Şam tarafından ilerleme kaydedilmesine izin vermedi. Aynı şekilde İran’ın, hükümet güçleri içinde müttefikleri olmadan ilerlemesinin zor olduğuna dair bir mesaj göndermek istediğini düşünenler de var.5 -Türkiye Türkiye, her ne kadar rejim ve ona bağlı güçler tarafından bazı ‘testlere’ maruz kalsa da güçlerini ve eylül ayında Rusya ile Soçi Anlaşması kapsamında kurulan gözlem noktalarını ‘Kuzey Üçgeni’nden geri çekmedi. Aksine güçlendirdi. Ankara, Moskova’ya askeri saldırılara cevap vereceğini bildirdi. Türkiye, Rusya’dan Suriye hükümeti tarafından kontrol edilen bölgeden TSK’ya yönelik saldırıları durdurmak için müdahale etmesini istedi. Türkiye ayrıca muhalif gruplara askeri destek ve istihbaratın yanında füze savarlar da dahil olmak üzere mühimmat ve silahlar sağladı. Reuters’a konuşan bir kaynak, “Fazla sayıda silahları var. Bu da füzelerle istediklerini hedef almakta  rahat oldukları anlamına geliyor” dedi. Diplomatik kaynaklar, Washington’n İdlib’de askeri olarak Ankara’nın muhalifleri desteklemesini kabul edebileceğine ve dolayısıyla ‘Fıratın batısında Rusya, doğusunda ABD ve Suriyenin kuzeybatısında da Türkiye olacak şekilde üç etki alanı arasındaki temas çizgilerini korumayı seçeceğine dikkat çekti.6-Grupların birleşmesi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) İdlib bölgesindeki alanları kontrol ediyor. Ancak ÖSO ve Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne bağlı başka gruplar da var. Ancak Şam’ın saldırısını püskürtmek için ılımlı ve İslamcı grupların aralarındaki farklılıkları unutarak birleşmesi dikkat çekiciydi. Ceyşu’l İzze grubundan ismini açıklamak istemeyen bir lider, muhalif gruplar arasındaki koordinasyonun hükümetin saldırılarını engelleyen kilit unsurlardan biri olduğunu belirtti. Reuters’a yazılı açıklamada bulunan lider, “Savaşların seyrine gelince; bir süre daha devam etmesini bekliyorum. Çünkü bu her iki taraf için de kıran kırana bir savaş" yorumunda bulundu. Söz konusu lider, muhalefet unsurlarının düşmanlarından daha profesyonel ve daha motive olduklarını ifade ederek, hükümet yanlısı güçlerin Moskova’nın yardım etmemesi halinde İdlib savaşını kazanamayacaklarını savundu. Suriye hükümetinin küçük kazanımlar karşısında büyük kayıplar vermesinin ardından Şam’ın müttefikleri ile bölgedeki ve Uluslar arası alandaki rakiplerinin ‘İdlib mesajı’ açık: “Bunu askeri olarak kazanamazsın. Pazarlık yapmalısın!”

مشاركة :