​İran’ın küresel terör ağı: ‘Birim 400’

  • 7/13/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Bütün savaşlar hileye dayanır. Saldırı gücünüz varsa saldırı gücünüz yokmuş gibi hareket etmelisiniz. Manevra yaparken pasif görünmelisiniz. Yaklaşmak istediğiniz zaman başkalarına uzak olduğunuzu hissettirmelisiniz. Bunun tersi de doğrudur. Meşhur savaş sanatı uzmanı Çinli Sun Tzu, “Savaş Sanatı” adlı ölümsüz stratejik eserinde ve İran hariç dünyada modern orduların anayasasında bu şekilde bahsediyor. Zira İran, savaşmadan kartlarını ortaya koyuyor. Bu da 1980’lerde olduğu gibi İran’ın başarısız olacağı ve zafer kazanamayacağı anlamına geliyor. Mollaların dünyaya karşı terör savaşları artık gizli değil. Onlar, hangi akıbete uğrayacaklarını bilmeden açıktan savaşıyor ve bununla gurur duyuyor. Mollalar, Devrim Muhafızlarıyla açık planlar üzerinden dünyayı karıştırma yolunda ilerliyor. İran Devrim Muhafızları Başkomutanı Yardımcısı ve Kültürel ve Sosyal İşlerden Sorumlu Hüseyin Necat, birkaç gün önce bir açıklama yaptı. Necat, yaptığı açıklamada, “Bölgedeki ABD üsleri, İran füzelerinin menzili içinde yer almaktadır. İran’a karşı herhangi bir saldırı olması halinde füzelerimiz, komşu Arap ülkelerindeki ABD üslerini hedef alacaktır” dedi. İran’ın küresel terörü Körfez bölgesiyle sınırlı değil. İran, çatışma çıkmadan önce zamanla yarışıyor. İranlı liderler, çatışmanın kaçınılmaz olduğunu düşünüyor. Bunun sebebi ise nispi politik verilerden uzak bir şekilde siyasi ve askeri sahneyi yöneten ideolojik eğilimlerdir. Gerçek müzakereye ve orta çözümlere karşılık gelen nispi politika, savaşları ve kanlı çatışmaları uzaklaştırmaktadır. Birkaç gün önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton, köklü yaptırımların henüz başlamadığı konusunda İran’ı uyardı. Bolton, Tahran’ın haddi aşmaya devam ettiği sürece, daha kötü günlerin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. İran’ın gerçek diplomasi konusunda samimiyeti yok. İran, en iyi hile ve oyalama yöntemlerini biliyor. Tahran, bu yöntemler üzerinde devam ederken terörist Devrim Muhafızları, Yemen’den, Avrupa’ya, Latin Amerika’dan Kuzey Amerika’ya ve İran terörünün yeni sahası Afrika kıtasına kadar dünyayı daha da tedirgin ve rahatsız etmeye hazırlanıyor. Haziran 2018’de İran’ın Avrupa’da uyuyan bir hücresi deşifre edildi. Uyuyan hücrenin deşifre edilmesine ve teröristlerin bilinmesine –ki hepsi de İran’ın diplomasi örtüsüne sığınan terör örgütü Devrim Muhafızları unsurlarıdır- rağmen suikast timleri, o dönemde Türkiye ve Hollanda’da İranlı muhaliflere ulaşmayı başardı. Öte yandan Danimarka ve İsveç topraklarında ise benzer suikast planları engellendi. Dünya çevresinde kaos ve terör yaymaya yönelik İran’ın son planları, Devrim Muhafızlarına bağlı ‘Birim 400’le ilgilidir. Kudüs Gücü içerisinde yer alan ‘Birim 400’ün komutanlığını Hamid Abdullahi yürütüyor. Hamid Abdullahi, terör faaliyetlerini desteklediğinden dolayı 2012 yılında ABD tarafından terör listesine alındı. ‘Birim 400’ün dünya çevresinde hedef aldığı Avrupa ve ABD’nin çıkarları nelerdir? Açıkçası ‘Birim 400’, güvenlik bakımından zayıf bir bölge seçti: Afrika kıtası. 1990’ların sonunda Tanzanya ve Kenya’da birçok ABD hedefi, büyük saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılarda yaklaşık 200 ABD’li hayatını kaybetti. İran, daha önce Afrika topraklarında meydana gelen olayları tekrar etmeye mi çalışıyor? Birçok uzman istihbaratçıya göre ‘Birim 400’, Batılı hedeflere karşı hareket ettirebilecek uyuyan hücreler hazırladı. İran ve Batı arasındaki gerilim, geniş çaplı askeri saldırıya ulaştığında ‘Birim 400’, uyuyan hücreleri Batılı hedeflere karşı kullanabilecek. Gateston Enstitüsü’nün sitesinde bu birimi deşifre eden bir rapor yayımlandı. Raporda nükleer anlaşmanın imzalanmasından bu yana yani son 3 yılda İran’ın kurmaya çalıştığı terör hücrelerinin Çad, Gana, Nijer, Gambiya ve Orta Afrika gibi çeşitli Afrika ülkelerinde faaliyet gösterdiğine işaret edildi. İran’ın bu zihniyeti, Başkan Trump’ın kötü nükleer anlaşmadan ayrılma konusunda haklı olduğunu mu kanıtlıyor? Kesinlikle Trump haklıydı ve halen de haklı. İran, Batı’yla anlaşmazlık yaşaması halinde üstünlük sağlamak amacıyla serbest bırakılan 150 milyar dolara ek olarak, petrol satışından elde ettiği likidite fazlasını küresel terör ağı inşa etmek için kullandı. Yani genişlemeci hayallerden, nükleer silahlara ve füzelere sahip olmaktan vazgeçme noktasında İran, asla samimi düşüncelere sahip değildi. Aksine bu, fırtına öncesi sessizlikti. ‘Birim 400’ ile ilgili detaylar, geçen nisan ayında ortaya çıktı. ‘Birim 400’ün başında Devrim Muhafızları komutanlarından Ali Barhun bulunuyordu. O dönemde Çad’da bir dizi tutuklamalar meydana geldi. Bu tutuklamalarda Afrika kıtasındaki Batılı hedeflere yönelik terör saldırısı düzenlemek için 25-35 yaş arası unsurları eğitme ve görevlendirmenin arkasında İran’ın yer aldığı ortaya çıktı. Tahran; Irak ve Suriye’de terör unsurlarına eğitim kampları inşa etmek ve onları dünyanın farklı yerlerine göndermek için geniş bir alan buldu. İran’ın, avuç dolusu dolarlarla daha fazla paralı asker satın alması kolaylaştı. Ya Latin ve Kuzey Amerika’da İran’ın küresel terörü ve Hizbullah’la ilişkisi? Bu konu, bir sonraki analizimizde ele alınacak…

مشاركة :