Birleşmiş Milletler’in New York’taki genel merkezinden pazartesi günü açıklanan Dünya Gıda Raporu’nda açlık çekenlerin sayısının son üç yılda yavaş da olsa arttığı belirtildi. Bugün dünyada her 9 kişiden 1’inin açlık çektiği ve toplam sayının yaklaşık 820 milyon olduğu tahmin ediliyor. Rapor, 2030 yılına kadar sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden olan açlığı ortadan kaldırmanın “büyük bir zorluk" olduğunu doğruladı. Dünyada Gıda Güvenliği ve Beslenme Durumu 2019 raporu, halen New York’ta devam eden BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Yüksek Düzeyli Siyasi Forumu’nun (HLPF) oturum aralarında yayınlandı. Bölgelere göre ayrıntılı istatistikler içeren rapor, Afrika Kıtası’nın alt bölgelerinde yaşanan açlık oranının yaklaşık yüzde 20 arttığını gösteriyor. Burası aynı zamanda yetersiz beslenmenin en yaygın olduğu bölge olarak nitelendriliyor. Latin Amerika ve Karayipler’de açlık oranları halen yüzde 7nin altında olmasına rağmen yavaş da olsa bir artış gözlemleniyor. Güney Asya’da son 5 yıldır önemli bir gelişim kaydedilmesine rağmen Asya’da nüfusun yüzde 11’i yetersiz besleniyor. Bazı yerlerde ise bu oran yüzde 15’i bulabiliyor. Alt bölgelerde ise yetersiz beslenme oranları oldukça yüksek. Raporda açlık oranının yüksek olduğu birçok ülkede gelir eşitsizliğinin ve yoksulluğun arttığı ve bu kişilerin ekonomik büyümedeki yavaşlama ve ekonomik durgunluk ile başa çıkmalarının zorlaştığına işaret edildi. Dünyadaki en yüksek açlık oranının bulunduğu Afrika Kıtası’ndaki duruma dair “derin bir endişe” duyulduğuna dikkat çekilen raporda, en yüksek yetersiz beslenme oranının (500 milyondan fazla insan) büyük bir kısmı Güney Asya ülkelerinde olmak üzere Asyada olduğu vurgulandı. Yetersiz beslenme oranları Asya ve Afrika bölgelerinde yoğun olarak görülürken her iki kıtada da 10 çocuktan 9’u gelişim bozukluğu yaşıyor. Tüm dünyada ise yine 10 çocuktan 9’u olması gerekenden daha zayıf ve güçsüz. Güney Asya ve Sahra Altı Afrika’da ise 3 çocuktan biri gelişim bozukluğu çekiyor. Bununla birlikte Asya ve Afrika, gelişim bozukluğu ve aşırı zayıflıktan muzdarip çocukların yanı sıra büyük ölçüde sağlıksız beslenmeden kaynaklı olarak dünyadaki aşırı kilolu çocukların dörtte üçüne de ev sahipliği yapıyor. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu (IFAD), BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Dünya Gıda Programı (WFP) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başkanları raporun girişinde ortak bir mesaj yayınladılar. Söz konusu mesajda endişe verici gelişmeleri ele alma konusunda sadece kapsam açısından değil, aynı zamanda çok katmanlı iş birliği açısından da daha cesurca davranılması gerektiğini vurguladılar. Bununla birlikte orta gelirli ve temel ihtiyaçlarını yoğun bir şekilde dışarıdan ithal edenler başta olmak üzere ekonomik büyümenin gerisinde kalan birçok ülkede açlık oranlarının arttığına dikkat çektiler. Mesajda ayrıca “Ekonomik güçlükleri azaltmak için yoksulları destekleyici, kapsayıcı ve insan merkezli bir yapısal dönüşüm teşvik edilmeli. Açlık, gıda güvensizliği ve her türlü yetersiz beslenmeyi ortadan kaldırmak için doğru bir rota izlememiz gerekiyor” ifadeleri yer aldı. Yıllık raporda açlığın ötesinde gıda güvensizliğinin de etkili olduğuna dair daha geniş bir görüş sunulurken ilk kez olarak dünya nüfusunun yüzde 17,2sinin, yani 1,3 milyar insanın bozulmamış, besleyici ve yeterli gıdaya düzenli olarak erişimi bulunmadığı ortaya konuldu. Raporda açlık çekmeseler dahi yetersiz ve sağlıksızlık besleme nedeniyle yaklaşık 2 milyar çocuğun, kadının ve erkeğin gıda güvensizliğinden farklı şekillerde etkilendiğine dikkat çekildi. Rapor ayrıca gelişim bozukluğu olan çocukların sayısı ile düşük yapılan doğum oranını azaltma konusundaki çalışmalarda yaşanan yavaşlamaya dikkat çekerken bu durumun BMnin beslenme hedeflerini kaçırdığı ve ulaşılamaz kıldığı belirtildi. Söz konusu bölgelerdeki obezite sorununa da dikkat çekilen raporda özellikle okul çağındaki çocuklar ve yetişkinler arasında şişmanlığın yaygın olarak görüldüğü bildirildi. Uluslararası örgütlerin başkanları tarafından yapılan ortak açıklamaya göre kadınlar, erkeklere kıyasla gıda güvensizliğinden daha fazla etkileniyor. Özellikle Latin Amerikada konuyla ilgili ciddi sorunlar bulunuyor.
مشاركة :