İsrail işgal güçleri, İsrail Yüsek Mahkemesi’nin onayından sonra işgal altındaki güney Kudüs’te bulunan Vadi el- Humus mahallesini yıkmak üzere kuşattı. Vadi el-Humus Komitesi başkanı Hamada Hamadeh, ordu kuvvetlerinin, mahalle halkının evlerini kendi imkanlarıyla yıkmaları için verilen sürenin bitiminden iki gün sonra mahalleye tam bir kuşatma uyguladığını söyledi. İsrail makamları yaklaşık 100 dairenin yıkılması için 18 Temmuz’a kadar süre vermiş ancak mahalle sakinleri bunu reddederek İsrail Yüksek Mahkeme’nin bu kararı ertelemesini ve veya dondurmasını talep etmişlerdi. Ancak mahkeme bu talebi reddetti ve yıkım kararını mahalle sakinlerine bildirdi. İsrailin duvara yakın olduğunu söylediği Arap mahallesinde bir öfke ve endişe hali hüküm sürüyor. Aslen Sur Bahir köyüne ait olan Vadi el-Humus, aslında Kudüs belediyesinin sınırları dışında bulunuyor. İsrailin kent çevresine bir duvar örmesinden sonra bu mahalle köyden ayrılmış durumda. Mahallenin alanı yaklaşık 3 bin dönüm. İsrail bu alanın yarısında ev inşasına izin vermiyor. Ancak bölge sakinleri bu bölgenin A bölgesine girdiğini düşünerek Filistin Hükümetinden ruhsat almışlardı. İsrail ise bu yıkımın güvenlikle ilgili olduğunu söylüyor. Kudüs Valisi Adnan Gays, “İsrail’in öne sürdüğü gerekçeler, temelsiz ve batıl çünkü İsrail’in ördüğü duvar yasal değil ve mahalle sakinlerini birbirinden ayırıyor” dedi. Filistin Hükümeti yaptığı açıklamada, oluşabilecek toplu göçlerden dolayı uyarıda bulunarak, “bu yıkım kararı, ayrılık duvarının yakınlarında bulunan yüzlerce evin yıkılması için planlanan yıkımın bir parçası aynı zamanda bölgeyi Yahudileştirmek için etnik temizlik girişimi” dedi ve uluslararası izleme ve soruşturma komitesi kurulmasını istedi. Ayrıca Filistin Dışişleri Vadi el-Humus mahallesinin kuşatılmasını ve İsrail mahkemelerinin aldığı kararı kınadı. Bu kararla çok sayıda çocuk, kadın ve yaşlının mağdur edileceğini ifade eden Bakanlık, İsrail’in kararından dönmesi için uluslararası düzeyde İsrail’e baskı yapılması için çalıştıklarını ifade etti. Dışişleri Bakanlığı, İsrail’deki yargı sistemini İsrail’in sömürgeleştirme sisteminin ayrılmaz bir parçası olmakla suçladı ve Vadi el- Humus’ta yapılanların daha önce ve sürekli olarak işgal altındaki Kudüs ve mahallelerinde de uygulanarak insanların yerlerinden edildiğini belirtti. İşgal Edilen Bölgelerdeki İnsan Hakları Bilgi Merkezi (BTselem), İsrail’in Filistinlilerin ev yapmalarını engellemek için büyük çaba sarf etmesine karşılık geniş ölçekli Yahudileştirme faaliyetlerine çok büyük paralar harcadığını açıkladı. Londra merkezli Şarkul Avsat gazetesinin haberine göre Filistinli yetkililerin tahminlerine göre yaklaşık 20 binden fazla ev ve ticari mekan İsrail güçleri tarafından yıkılma tehdidiyle karşı karşıya. İsrail 2004 yılından 2018 yılının sonuna kadar Doğu Kudüs’te 803 ev yıktı. Bu politika işgalin başlangıcından beri takip edildi. Ulusal Bilgi Merkezine göre, İsrail’in 1967’de Kudüs’ü işgal etmesinden bu yana tahrip edilen ev sayısı bin 900 civarında.