Halen çoğu Iraklının ülkesindeki sahillere gitmemiş ve karasularında deniz gezintisine çıkmamış olması ironik bir durum. Irak, turizm ve seyahat konularında sahil ve adalarından istifade etmeyen bölgedeki tek ülke. Ufukta ise bu yerleri aktif hale getirecek projeler görünmüyor.Issız sahiller Irak’ın kilometrelerce uzanan sahil şeridi, ıssız denebilecek kadar sakin. Vatandaşların burada özgürce seyahat etmesi yasak. Bu yasağın, güvenlik, terör, kaçakçılık ve petrol tesislerinin korunması gibi bir dizi nedenleri var. Zira Irak, petrol ihracatının çoğunu sahil bölgelerinden geçen petrol boru hatları üzerinden gerçekleştiriyor. Eski Ulaştırma Bakanı ve Milletvekili Avukat Kazım Fincan el-Hammami, 30 yıldan fazla bir süre gemiler için seyir rehberi olarak çalışmış. Independent Arabia’dan Macid el-Berikan’a konuşan Hammami, “Projelerden yoksun olan bütün Irak sahilleri boş duruyor. Sadece Kuveyt’in Verba adası karşısında yer alan eski bir tuz madeni projesi vardı, o da yıllardır terkedilmiş durumda. Irak kıyılarında gece vakti kayıkla geçenler, kendilerini ıssız bir karanlık içinde bulacaktır. Ancak İran veya Kuveyt sahillerine yöneldiğinizde, uzaktan eğlence mekânları, yerleşim birimlerinin ve sanayi kuruluşlarının ışıklarını ve belirtilerini görürsünüz” dedi.İhmal edilen adalar Fırat ve Dicle Nehri birleşerek, Şattul-Arabı oluşturur ve Basra Körfezine dökülür. Şattul-Araba kıyısı bulunan Basra kentinin kuzeyinden güneyine dek uzanan sahil şeridi karşısında küçük adalar bulunuyor. 608 dönüm bir alana sahip olan Uzun Ada, 113 dönümlük Eş-Şemşumiye ve Ummu Rasas adaları bu adalar arasında yer alıyor. Tüm bu adalar, günümüz şartlarında ihmal edilmiş ve yerleşim için uygun değil. Hammami, “Şattul-Arab’daki adaların durumu Irak’ın diğer adalarından daha iyi sayılmaz. Onlar da aynı şekilde unutulmuş. Bu adalar, sahip olduğu doğal güzelliklere ve kayıkla ulaşımının rahat olmasına rağmen turistik veya seyahat projeleri konusunda ciddi projeler hazırlanmış değil. Şattul-Arab’daki adalardan turistlerin faydalanmasını önleyen idari, yasal ve ekonomik problemler var” dedi.Sinbad adası Şattul-Arab’ın en ünlü adası Sinbad’dır. Önceki ismi ise Mahmudiye olan bu ada, daha sonraları Ummul Fahm (Kömürün anası) olarak anılacaktı. Bu isim, İngilizlerin Birinci Dünya Savaşı sırasında adadan çıkararak, Rusya’ya ithal ettiği kömürlerden almış. 1960’lı yıllarda ise mevcut ismine kavuşmuş. Bir dönem Irak ve Körfez ülkelerinden milyonlarca turistin uğrak mekanı haline gelen ada parklar, kulüpler, eğlence merkezleri ve restoranlarla dolup taşıyordu. 1. Körfez Savaşı (1980-1988) yıllarında, yakınındaki savaş cepheleri nedeniyle askeri karargâha dönüştü. 90’lı yıllarda da bunu hükümetin ihmalleri izledi. 2003 sonrasında ada üzerinde başlayan dağınık yerleşimlerle birlikte turistik mekanlar harabeye çevrildi. İsmi hariç güzelliğine dair ne varsa hepsini kaybetti.Yatırım Otoritesi Basra Yatırım Otoritesi Başkanı Ala Abdulhuseyn, Irak’taki sahil ve adalardan istifade edilemeyişin başlıca sebebinin ‘Limanlar Genel Şirketinin kendilerine ait gelecekteki projelerin hayata geçirilmesi umuduyla geniş alanlarının kontrolünde tutması’ olduğunu ifade etti. Abdulhuseyn, “Yatırım Otoritesi, sahil şeridi üzerinde bulunan ve mülkiyeti belediyeye ait olan bir arazide yatırım izin almaya çalıştı. Ancak Limanlar Genel Şirketi projeyi reddetti. Bu da projenin gerçekleşememesiyle sonuçlandı” dedi. Petrol zengini Basra’da park, bahçe ve eğlence mekanlarının olmayışı nedeniyle bölge halkı turizm için İran’ın Şiraz, Isfahan ve Abdan gibi kentlerinin yanı sıra Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKBY) gitmeyi tercih ediyor.
مشاركة :