ABD çarşamba günü, Kuveyt, Endonezya ve Güney Afrikanın BM Güvenlik Konseyinden İsrailin Filistinlilerin evlerini yıkmasını kınayan bir açıklama yapmasını engelledi. İsrail, çoğu halen yapım aşamasında olan 10 konutun yasa dışı olarak inşa edildiğini ve işgal altındaki Batı Şeria’nın içinden geçen duvar boyunca yayılan İsrail kuvvetlerine güvenlik tehdidi oluşturduğunu öne sürdü. İsrailden yıkım planlarını durdurmasını isteyen BM yetkilileri, 17 Filistinlinin yerinden olma riskiyle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Kuveyt, Endonezya ve Güney Afrika salı günü, BMGK’ya üye devletlere beş paragraftan oluşan bir bildiri taslağı sundu. Taslakla İsrail’in yıkımlarından duyulan derin endişe dile getirdi. Yıkımın "iki devletli çözüm ile adil ve kalıcı barış umudunu baltaladığı konusunda uyarıda bulunuldu. Oy birliğine ihtiyaç durulan kınama dün ABD’nin engeline takıldı. Diplomatlar, gözden geçirilmiş üç paragraftan oluşan yeni bir taslak metin daha sundu. Ancak bu da ABD tarafından kabul edilmedi. ABD uzun süredir BM’yi destekçisi olduğu İsrail’e karşı önyargılı olmakla itham ediyor. Filistin’de evlerin yıkılması 500 bin İsrailli ve 300 bin Filistinlinin yaşadığı Kudüs’ün geleceği çerçevesinde tartışılıyor. Filistinliler Batı Şeria ve Gazze’yi de kapsayan, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırlarında bir Filistin Devleti kurmak istiyor. ABD, iki yıldır hazırladığı barış planı için İsrail ile Filistin arasında müzakerelerin başlamasını istiyor. ABD Başkanı Donald Trumpın Ortadoğu Elçisi Jason Greenblatt, salı günü BMGK’da yaptığı konuşmada açık ve kesin kararlara dayanmayan bir barış planının herhangi bir fayda sağlamayacağını söyledi. Bu sözler birçok devlet tarafından eleştiriye uğradı. Greenblatt ayrıca ABD’nin barış planının yakında açıklanacağını belirtti. İsrail’in pazartesi yıktığı Vadi el- Humus bölgesindeki evler duvara yakın bir konumda bulunuyor. BMGK’nın yazdığı ilk taslakta İsrail’in ördüğü duvarın uluslararası kanunlara aykırı olduğu belirtiliyordu. İsrail söz konusu duvarı saldırıları engellemek amacıyla yaptığını iddia ederken Filistinliler bunun İsrail’in işgal politikalarının bir parçası olduğunu vurguluyor.