Cezayir’de geçiş yönetimi ve halk hareketi arasındaki diyaloğu yürüten “6 kişilik ekip”, 27 Temmuz’da eylemciler tarafından şiddetli eleştirilere tanık olmasının ardından sendika üyesi Abdul Vahab bin Calul’un ekipten ayrılmasına tanık oldu. Bin Calul’un, eğitim sektöründeki akrabaları ve arkadaşları tarafından yoğun bir baskı altında olduğu belirtildi. Abdul Vahab bin Calul, geçici Cumhurbaşkanı Abdulkadir bin Salih’in diyalog hususunda desteklediği İslami eğilimli “Ulusal Bina Hareketi” liderliğinde yer alıyor. Parlamenterlere göre, yeni parlamento başkanı Süleyman Şahin’in “ekibe” üye olması önerildi. Anayasa hukuku uzmanı Fatihe bin Abu da medya organlarına yaptığı “Bin Salih, bizi iyi bir şekilde karşıladı. Çok mutlu olduk. Bize, anayasa yetkilerinin buna izin vermemesi dolayısıyla bazı taleplerimizi yerine getirmenin imkansız olduğunu söyledi” açıklama sonrasında şiddetli bir kınamayla karşılaştı. Bin Salih tarafından kabul edilemeyecek taleplerden biri de “devlete karşı komplo kurma ve orduya zarar verme” suçlamaları dolayısıyla tutuklanan devrimci Lahdar Burkia ve 2014 cumhurbaşkanlığı seçimleri adayı Luisa Hanun’u serbest bırakmak. Aynı şekilde Cuma gösterileri sırasında veya sosyal paylaşım sitelerinde ordu komutanına saldırdıkları gerekçesiyle onlarca eylemci daha tutuklanmıştı. Şarku’l Avsat’ın haberine göre Aktivistler, 27 Temmuz’da, geçen perşembe günü Bin Salih’in de katıldığı bir toplantı sebebiyle eylemciler tarafından eleştirilen, başkentteki halk protesto alanlarından birinde de görünen, “6 kişilik ekibin” üyelerinden ekonomist İsmail el-Elmas’ın bir videosunu yayınladı. Elmas, sosyal paylaşım sitesi Facebook aracılığıyla, kendisini savunurken, “Tüm bu eleştiriler, hareketin taleplerini ülke otoritelerine yükseltmemizden kaynaklanıyor. Kimsenin bizi bununla sorumlu tutmadığı doğru. Eylemcilerin sözcüsü değiliz. Ama ülkenin geleceği hususunda korkmaktan kurtulduk. Her halükarda Bin Salih ile hiçbir şey müzakere etmedik. Eğer hareketin taleplerini yerine getirmeyi reddederse, ekibi bozar ve diyalogdan çekiliriz” ifadelerine yer verdi. Öte yandan sosyoloji Profesörü Nasır Cabi de cumhurbaşkanlığının, perşembe günü düzenlenen toplantıya katılması için ekip içerisinde ona bir davet yolladığını açıkladı. Cabi, prensipte kabul ettikten sonra ekipteki bireylerin varlığına dair çekinceleri dolayısıyla daha sonra bu davetin reddedildiğini belirtirken, bu çekincelere ise değinmedi. Ayrıca Bin Salih ile görüşme öncesinde ekibin sözcüsü Kerim Yunus’un krizden kurtulma hususunda üyelerle özel bir yol haritası hazırlamak üzere anlaştığını söyleyen Nasır Cabi, haritanın hazırlaması öncesinde toplantı tarihinin belirlenmesine dair de şaşkınlığını ifade etti. Diğer taraftan İslami eğilimli Toplumsal Barış Hareketi Başkanı Abdurrezzak Makri, 5 aydan uzun bir süre sonra hareketin sonuçlarına dair iyimserliğini dile getirdi. Makri’ye göre dünyayı şaşırtan, farklı fikir ve yönelimler taşıyan barışçıl medeniyet yöntemleriyle değişim çağrısında bulunan, halkla ilişkilere ilgi duyan yeni Cezayir vatandaşları olgusu ortaya çıktı. Abdurrezzak Makri ayrıca, kontrol altında olan veya sessizliğe, ılımlılığa zorlanan parti, kuruluş ve bireylerin özgür bırakıldığını belirtti. Ona göre bu unsurlar, şantaj veya tehdit olmadan görevlerini üstlenmeye başladı ve en iyi hizmeti sunabilmek için profesyonel bir çerçevede rekabet ediyor. Askeri kuruluşun olaylara karşı tavrının oldukça iyi olduğunu ifade eden Makri, “Askeri kuruluşun liderliği, halk hareketi ile olmaya ve hedeflerine ulaşmasını kolaylaştırmak için çalışmaya karar verdi” dedi.
مشاركة :