Sibsinin yokluğu siyasi arenadaki dengeleri yeniden değiştirdi

  • 8/1/2019
  • 00:00
  • 2
  • 0
  • 0
news-picture

Bu günlerde Başkanlık Sarayı Kartaca ve el-Kasabadaki Başbakanlık Sarayı için yarışan partilerden 5’nin de adında Tunus sözcüğünün yer alması bir tesadüf müdür? Elbette değil. Her iki başkanlık seçimlerinde de rekabet zirveye ulaşmış durumda. Dolayısıyla her parti, bizzat bu sözcüğün adında bulunmasının seçmeni cezbedebileceğini düşünüyor. Aynı şekilde siyasi mizaca hitap edebileceğine, hassasiyetlere dokunabileceğine ve seçime giden süreçte onu harakete geçirerek etkileyebileceğine inanıyor. Kriz dönemlerinde vatandaşların, vatanlarına bağlılıkları artar. Dolayısıyla Tunus Cumhurbaşkanı Baci Kaid es-Sibsi’nin vefatı, bu yarışta yer alan partiler için ek bir yakıt takviyesi gibiydi diyebiliriz. Cumhurbaşkanın hastaneye kaldırılmasıyla Tunus’da gerçekleşen 2 intihar saldırısı aynı döneme denk gemişti. Cumhurbaşkanının yokluğunda terörün geri dönme ve yeniden gün yüzüne çıkma olasılığı Tunusluların kendilerini iki kat daha fazla tehlikede hissetmelerine yol açmıştı. Tunusluların bu hisleri yerindeydi. Çünkü Habib Burgiba’nın yoldaşlarından olan es-Sibsi’nin ömrünün 70 yılı kesintisiz olarak ulusal siyaset alanında geçti. Sırtında taşıdığı tarih, kendisinin bütün Tunuslular tarafından bir devlet başkanından çok bir baba olarak görülmesini sağladı. Başkanlık yarışındaki 5 partiye gelince... Bunların başında es-Sibsi’nin 2012 yılında kurmuş olduğu, onun liderliğinde 2014 yılında düzenlenen cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine katılan ve ikisini de kazanan Nida Tunus Partisi geliyor. Bu zaferin ardından es-Sibsi, son derece zorlu siyasi koşullar altında ülkeyi 5 yıl boyunca yönetti. İkincicisi, Başbakan Yusuf eş-Şahid’in kuruluşunda yer aldığı Yaşasın Tunus Partisi’dir. Yeni partinin kuruluşu birkaç hafta önce Munastır şehrinde duyurulmuştu. Bu şehrin seçilmesinin nedeni de doğal olarak diğer birçok şey gibi nedensiz değildi. Habib Burgiba’nın memleketi olan Munastır şehri bugün halen özel eşyalarının bulunduğu bir müzeye ev sahipliği yapıyor. Müzede, ünlü beyaz takımından bir dönem en önemli eşyalarından biri olan şapkaya, gözlüğünden  son yıllarında dayandığı bastonuna kadar birçok özel eşyası sergileniyor. Bilindiği gibi es-Sibsi de bir sonraki başkanlık yarışında aday olma niyetinde olmadığını açıklamak için Munastır şehrini seçmişti. Bir kez daha aday olmayacağını, bahar aylarında bu şehirde açıklamıştı.  Munastıra şehrinin semalarında halen Burgiba’nın kokusu var ve bu koku her Tunuslu’nun kalbine yol almayı sürdürüyor. Habib Burgiba’nın Tunus’un modern, iyi bir eğitim sistemine sahip, kadınların doğal haklarını elde ettikleri bir ülke olması için verdiği mücadele halen Tunus’un genel vicdanındaki yerini koruyor. Aynı Tunus melodisini çalan üçüncü parti de işadamı Nebil el-Karavi’nin kurduğu Tunusun Kalbi Partisi’dir. El-Karavi yaptığı yayınlar ve sunduğu içerikler ile tartışma konusu olan televizyon kanallarından birinin sahibiydi. Ayrıca bölge içerisindeki ve dışındaki iş ve finans dünyası ile de güçlü ilişkileri vardı. Dördüncü parti, eski cumhurbaşkanı danışmanı ve bakan Muhsin Merzuk’un liderliğini yaptığı Proje Tunus Partisi’dir. Tunus kelimesine eşlik etmesi için proje kelimesinin seçilmesini nedeni ise partinin hazırladığı ve temelini attığı zemin üzerinden geleceğe hitap ettiği iddiasıdır. Son olarak beşinci parti ise Tunus Hareketidir. Bu partinin kendisine seçtiği isimden halen Arap Baharı adını kullanan şeyin ortasında ülkede başlayan devrim ve kendisine eşlik eden toplumsal hareketi kendisine bir destek ve seçmenlerine ulaşmak için bir platform olarak kullandığı açıkça anlaşılmaktadır. Bunlar, genel merkezlerindeki tabelalarda ülkenin adını taşıyan 5 partidir... Nida Tunus Partisi’nin bu partiler arasında en ünlüsü olduğu kesindir. Ancak Es-Sibsi hayatta iken hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçimlerini kazandığı zaman en güçlüsü olduğunu söylemek mümkün olsa da şu anda bunu söylemek olası değil. Aynı şekilde Nida Tunus Partisi’nin elde ettiği bu iki zaferin, diğer partilerin ismindeki Tunus kelimesinin bu zaferde payı olduğunu olduğu düşünmeye ve bu alanda birbirleri ile yarışmaya ittiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle benzer adlara sahip 5 yarışmacı aynı yarışta birbirleri ile rekabet eder hale geldi. Siyasi arenada  belirli  bir ağırlığa sahip partiler arasında bu konudaki  tek istisna ise Raşid Gannuşi ve arkadaşlarının kurmuş olduğu İslamcı Nahda Hareketi gibi görünüyor. Zira Nahda Hareketi’nin referansı farklı. Bu, Fas’taki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin dayandığı referans ile aynı, yani İslami bir referanstır. Her partinin kuruluş belgesinde benimsediği referansı ve seçmenleri önünde benimsediği adı ne olursa olsun  gelecek cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde her partinin ne oranda şansa sahip olduğunu hiç kimse bilemez. Bunun birkaç nedeni var: Öncelikli neden Baci Kaid es-Sibsi’nin vefatının her partinin şansını yeniden düzenlemiş olmasıdır. Ayrıca merhum cumhurbaşkanının varlığının bile her iki seçimde de göstereceği adayın seçim kampanyasına katkıda bulunacağı Nida Tunus Partisi’nin şansı artık eskisi kadar yüksek değil. İkinci neden; cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 17 Şubat’tan 15 Eylül’e, yani seçimlerin daha önce kararlaştırılmış olan tarihten 2 ay öncesine alınmasıdır. Dolayısıyla adayların çalışmalarını önceden belirlenmiş takvim ve süreden daha az bir zamanda gerçekleştirmeleri gerekiyor. Üçüncü neden ise es-Sibsi’nin vefatının Nahda Hareketi’nin daha fazlasına sahip olmaya yönelik iştihanı kabartmış olmasıdır. Nitekim Nahda yakın bir zamanda bunu iki kez denemişti. Bu denemelerden ilkinde Şahid’i Nida Tunus Partisi’nden ayrılmaya yönlendirmişti. Bu da Şahid’in parlamentodaki sıralamasını sandalye sayısı yönünden yeniden düzenlemişti. Böylece daha önce ilk sıralarda yer alırken Nahda ve Nida’nın gerisinde kalarak parlamentoda üçüncü sıraya gerilemesine yol açmıştı. İkinci denemede Gannuşi’nin partisinin kazanması halinde meclis başkanlığını ya da en azından hükümeti kurma görevini üstlenme umuduyla parlamento seçimlerinde aday olacağını duyurmasıyla yaşanmıştı. Cumhurbaşkanı’nın böylesi bir zamanda vefat etmesi, siyasetçilerin seçmenler nezdinde sahip oldukları şans oranlarını yeniden düzenledi. Artık ülkenin kaderini belirleyecek, gelecek ayın ortasındaki tarihi günü beklemeye geçildi. Konjonktür, siyasi haritanın özelliklerinin ve işaretlerinin değişmesiyle yeniden oluştu.

مشاركة :