İranda casuslukla suçlanan 8 çevreci aktivistin açlık grevine başlaması, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Yüz binlerce İranlı ve diğer bazı ülkelerden sosyal medya kullanıcıları, “çevre aktivistleri" ve “doğa için umut” etiketleriyle Tahrana aktivistleri serbest bırakması için baskı uygulamak üzere uluslararası bir kampanya başlattı. İranlı bir çevreci olan Kawa Madani, Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “564 gündür tutuklu olan aktivistler, 8 gündür açlık grevindeler ve tek istedikleri adalet” ifadelerini kullandı. Tutuklu aktivistlerden Nilüfer Bayani ve Sebide Kaşani’nin aileleri bir hafta önce aktivistlerin açlık grevine başladığını duyurmuş ardından insan hakları örgütleri 8 aktivistin açlık grevine başladıklarını teyit etmişti. Öte yandan sosyal medyada “çevre aktivistleri" ve “doğa için umut” etiketleriyle başlatılan kampanaya, İranlıların, İstihbarat Bakanlığı’nın tutuklu aktivistlere yönelttiği casusluk suçlamalarına ilişkin algılarına ışık tuttu. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) geçtiğimiz hafta Tahran’a tüm aktivistleri derhal serbest bırakılması çağrısı yapan bir bildiri yayınladı. Bununla birlikte İranlı yetkiler, aktivistlerin tutuklanmalarının üzerinden 18 ay geçmesine rağmen halen haklarındaki iddiaları kanıtlayan delilleri uzmanlara sunabilmiş değiller. HRW Ortadoğu Müdür Yardımcısı Michael Page konuya ilişkin açıklamasında, “Pers Vahşi Yaşam Mirası Vakfının üyeleri 550 günü aşkın bir süredir tutuklu bulunurken İranlı yetkililer, iddia ettikleri suçlarla ilgili herhangi bir delil sunma konusunda açıkça başarısız oldular. Yetkililer İranda nesli tükenmekte olan vahşi yaşamı savunan aktivistleri salıverip onlara yapılan haksızlığa son vererek daha fazla geç olmadan gereken adımı atmalılar” ifadelerini kullandı. HRW’nin güvenilir kaynaklardan aktardığı bilgilere göre açlık grevindeki çevreci aktivistler, yetkililerden, yasalara aykırı bu duruma son vermeleri, yargılanmaları ya da serbest bırakılmaları veya şuan bulundukları Devrim Muhafızları’nın kontrolündeki 2-A koğuşundan Evin Hapishanesi’nin genel koğuşuna nakledilmelerini talep ediyorlar. HRW, aktivistlerle ilgili davanın, Ağustos ayında Tahrandaki "Devrim Mahkemesi”nde yeniden görüleceğini duyurdu. Bununla birlikte 30 Ocakta görülen dava öncesinde aktivistlerin avukatlarının delilleri incelemelerine izin verilmezken sanıkların avukat seçimleri de mahkeme onaylı bir listeyle sınırlandırılmıştı. İranın 2014 tarihli Ceza Hukuku’nun 48. maddesi, ulusal veya uluslararası güvenliği tehdit eden suçlar veya siyasi ve basın suçları gibi çeşitli suçlamalarla yargılanan tutukluların soruşturması sırasında tutacakları avukatları mahkemenin onayladığı bir listeden seçmelerini öngörüyor. Öte yandan İranlı çevreci aktivistler, “psikolojik işkenceye maruz kaldıklarını ve sahte itiraflarda bulunmaya zorlandıklarını” söylüyorlar. Aktivistlerin tutuklanmasından birkaç hafta sonra tutuklananlar arasında yer alan İran asıllı Kanada vatandaşı akademisyen Kavus Seyid İmami’nin ailesi 10 Şubat 2018de İmami’nin şüpheli bir şekilde öldüğünü duyurdu. Yetkililer ise İmami’nin intihar ettiğini açıkladılar. Ancak İmami’nin ölümüyle ilgili tarafsız bir soruşturma açılmadı. Bununla birlikte İranlı üst düzey hükümet yetkilileri, tutuklanan aktivistlerin casus olduğunu kanıtlayacak delil bulamadıklarını açıkladı. Hükümete bağlı Çevre Koruma Kurumu Başkanı İsa Kalantari, Mayıs 2018de yaptığı bir açıklamada, “Hükümet, İstihbarat, İçişleri, Adalet Bakanları ve Hukuk İşlerinden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı’ndan oluşan bir komite oluşturmuş ve tutukluların casus olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığı sonucuna varmıştır. Bunun üzerine komite, çevreci aktivistlerin serbest bırakılmasını tavsiye etmiştir” ifadelerini kullandı. İranlı milletvekili Mahmud Sadıki ise 3 Şubat’ta Twitter hesabından paylaştığı mesajda, “Elde edilen bilgilere göre Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani başkanlığında toplanan Ulusal Güvenlik Konseyi, tutukluların faaliyetlerini casusluk olarak tanımlamadı” dedi. 24 Ekim 2018de bir açıklama yapan Tahran Başsavcısı Abbas Caferi Devletabadi de Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tutuklulara yönelik suçlamaları kaldırdığını duyurdu. Savcılık, aktivistlerin “çevre projeleri kapsamında askeri alanlara yaklaşarak bilgi edinmeye çalıştıklarını” iddia etmişti.
مشاركة :