Irak’ın eski Başbakanı ve Irak Minberi Topluluğu lideri İyad Allavi, hükümete, Haşdi Şabi üslerine yönelik İsrail saldırılarını Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) şikâyet etme çağrısında bulundu. Ulusal Hikmet Akımı Lideri Ammar el-Hakim de dün yaptığı açıklamada, İran’ın bazı Haşdi Şabi grupları aracılığıyla Irak içinde bulundurduğu silahlara dolaylı yoldan işaret ederek, ‘Irak’ın başkaları için bir silah deposu haline getirilmesini’ reddettiğini ifade etmişti. Allavi, önceki gün yaptığı açıklamada, “Irak hükümeti, İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu’nun Irak içerisinde saldırı düzenlediklerini itiraf etmesinin ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne resmi şikâyette bulunması gerekir. Netenyahu’nun Irak’ın egemenliğini ihlaliyle ilgili itirafa karşı hükümet ve siyasi partiler kararlı bir duruş göstermeli. Irak, vekalet savaşları sahası olmayı şiddetle reddediyor” ifadelerini kullandı. Allavi, uluslararası toplumun küresel barış ve güvenliğine yönelik gerçek bir tehdit ve tüm uluslararası yasa ve anlaşmaların açıkça ihlali anlamına gelen bu saldırılara ve kışkırtmalara karşı sağlam bir duruş sergilemesi gerektiğini vurguladı. Haşdi Şabi gruplarına bağlı askeri kaynakların tahminlerine göre çoğu İsrail’e ait İHA’larla (insansız hava aracı) 15’i aşkın mühimmat deposunun hedef alındığı saldırılar, halk ve resmi makamlar tarafından tartışılmaya devam ediyor. Konuyla ilgili bugünlerde yapılan tartışmalar daha çok Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi hükümetinin söz konusu saldırılar karşısındaki ‘zayıf pozisyonu’ etrafında dönüyor. Zira hükümetin bu saldırıları durdurma hususunda ciddi adımlar atması gerektiği görüşü, hem halk hem resmi makamlarca dillendiriliyor. Atılması gereken adımlar, genel olarak, silahlı örgütlerin orduya katılımıyla tüm silahların devlet elinde toplanması ve saldırıların BMGK’ya taşınarak, İsrail üzerinde baskı oluşturulması şeklinde formüle edilebilir. Muhalefetteki Ulusal Hikmet Hareketi’nin lideri Ammar el-Hakim de önceki gün, ‘hükümetin, Irak egemenliğinin ihlal edilmesine karşı kayıtsız kalmasını’ şiddetle reddettiğini ifade etti. Hakim, “Irak toprakları, Irak’a ait olmayan hiçbir silah için depo değildir” dedi. Irak’taki mühimmat depolarının hedef alınmasıyla ilgili Hakim’in sözlerini değerlendiren Ulusal Hikmet Hareketi yöneticilerinden Muhammed Husam el-Huseyni, “Hakim’in ifadesi iki tarafı da kastediyor. Iraklı çevrelerin, ülkenin dış aktörler tarafından hedef alınmasına uygun zemin hazırlayacak müdahalelere ve egemenliğinin ihlaline fırsat vermemesi gerekir” diye konuştu. Huseyni’ye göre hükümet içerisinde yaşanan siyasi çekişmeler nedeniyle yetkililer ‘ulusal egemenlik konusunda dahi hiçbir karar alamaz hale gelmiş’ durumda. Huseyni, Irak hükümetini İsrail’i doğrudan suçlamaktan veya konuyu BMGK’ya taşımaktan alıkoyan gerekçelerle ilgili olarak, “Hükümetin bu yönde bir adım atması kendisi için başka bir cehennem kapısının açılması anlamına gelir. Çünkü suçlanan taraflar Irak’ı silahların ve arkasındaki dış aktörlerin doğasıyla ilgili olarak belirli detaylarla karşı karşıya bırakabilir. Bence hükümetin yapabileceği en iyi şey ülke içindeki pozisyonunu iyileştirmesidir” ifadelerini kullandı. Huseyni’ye göre hükümet, Haşdi Şabi üslerine yönelik saldırıları fırsata çevirerek, yerleşim bölgelerine kadar uzanan silahları devlet elinde toplama noktasında kararlı bir adım atabilirdi, ancak bu fırsatı değerlendiremedi. Huseyni, “Hükümet zayıf ve aldığı kararları uygulayamıyor. Haşdi Şabi ile ilgili yayınlanan kararname uygulanmadı. Aynı şekilde Haşdi Şabi 30’uncu Tugayı’nın Sehl-i Ninova’dan çekilmesiyle ilgili kararlar da uygulanamadı” dedi. Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Siyaset Bilimi Uzmanı İsam el-Fiyeli, “Adil Abdulmehdi hükümeti, tatsız bir konumda bulunuyor. Silah depolarının dış aktörlerce hedef alınması meselesinde oldukça mahcup hissediyoruz” şeklinde konuştu. Fiyeli, açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı; “İsrail henüz bu saldırıları resmi olarak üstlenmiş değil. Bu nedenle Irak, uluslararası platformlarda dava açamaz. Böyle bir varsayımı kabul edersek, bu dava silah depolarını hedef alan saldırıların arkasındaki üçüncü şahısların tespiti için soruşturma açılmasıyla sonuçlanabilir. Bu durum, hükümeti büyük bir çıkmaza düşürecektir. Bazı silah depoları, hükümetin kontrolünde değil. O da bunun farkında. Ayrıca İran’a karşı savaş açılması halinde Tahran’ın yanında yer alacağını açıkça dile getirerek, hükümetin pozisyonuna karşı çelişki oluşturan gruplar var. Hükümetin sessizliğini sözlerinden daha önemli buluyorum. Çünkü hükümet tatsız bir konumda.”
مشاركة :