İsmail Muhammed Ali Sudan’da yeni Başbakan Abdullah Hamdok yönetimindeki hükümet, 11 Nisan’da halk devrimiyle iktidardan ayrılan eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in gerek bölge ve gerekse de dünya ülkeleriyle olan ilişkilerde takip ettiği düşmanca politikalar dolayısıyla 30 yıl boyunca uluslararası arenada bulunmayan Sudan’ı yeniden milletler topluluğuna geri döndürmeye çalışıyor. Bununla birlikte bölgesel ve uluslararası çevrelerden, Hamdok hükümetine tebrikler iletilirken, Hartum, son günlerde Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas gibi üst düzey yetkilileri ağırladı. Dünyaya açılmaya yönelik bu eğilim, gerek açıklamaları, gerekse de gerçekleştirdiği görüşmelerle Sudan Başbakanı’nın önderlik ettiği güçlü bir arzudan kaynaklanıyor. Sudan Başbakanı Hamdok, yapmış olduğu açıklamalarda ve gerçekleştirdiği görüşmelerde, dünya üzerindeki bütün ülkelerle ortak çıkarlara dayalı dengeli dış ilişkiler kurma arzusunu dile getirdi ve demokratik bir Sudan’ın hiç kimse için herhangi bir tehdit teşkil etmediğini vurguladı. Ayrıca dünya sahnesine geri dönme konusundaki kararlı olduklarını ifade ederek, ABDnin terör destek veren ülkeler listesinden çıkmanın ülkede yapılabilecek her şeyin anahtarı olduğunu belirtti. Bunun mümkün olan kısa sürede gerçekleşmesini umut ettiğini dile getiren ve bundan dolayı çok ciddi sorunlarla yüz yüze kaldıklarını kaydeden Hamdok, ABD yetkilileriyle Sudanı bu listeden çıkarmak konusunda görüşmeler gerçekleştirdiğini bildirdi.Çarpıklıkları giderilmesi Independent Araia’ya konuşan Sudan Milli Ümmet Partisi Siyasi Büro Üyesi Osman Dav el-Beyt, geçici hükümetin izlemesi gereken dış politikayla ilgili şunları söyledi; “Sudanın dış politikası konusu, eski rejimin yanlış uygulamalarından kaynaklı çarpıklıkları gidermek için kapsamlı bir inceleme gerektiren en önemli dosyalardan biridir. Bu ilişkiler, 30 yıl boyunca gerek ülkeye gerekse de Sudan halkına zarar veren Beşir rejiminin 30 yıl boyunca sürdürdüğü düşmanca bir tutumla değil, karşılıklı dostluk ve anlayışla kurulmalıdır. Ortak ilişkilerde anahtar olabilecek kimselerin doğru pozisyonlara yerleştirilmeleri gerekiyor. Başbakan Abdullah Hamdokun atanmasından bu yana Sudan uluslararası birtakım girişimlere tanık oldu. Bu girişimlerin çoğu Avrupa Birliği (AB) tarafından gerçekleştirilirken, Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Sudan’ı ziyaret etti ve Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, Başbakan Hamdok’u ülkesine davet etti. Bununla birlikte Hamdok’un Washingtona gerçekleştireceği ziyaretin, ortak çıkarlara dayanan yeni ilişkilerin kapısını açması bekleniyor. Bu ziyaret olumlu geçtiği takdirde, Sudanın yararına olacak gerçek reform için önemli bir başlangıç olacaktır.”“Eksen politikasından uzak durulmalı” Milli Ümmet Partisi Siyasi Büro Üyesi el-Beyt, eksen politikasından uzak durulması gerektiğini belirtti ve herhangi bir eksene dâhil olmanın neticesinde birtakım düşmanlıklarla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi. Bundan dolayı başta komşu ülkeler olmak üzere dünyanın bütün ülkeleriyle dengeli ilişkilerin kurulması gerektiğini vurgulayan el-Beyt, bunun büyükelçilerin dikkatli bir şekilde seçimini, şeffaflığı, iradeyi ve tarafsızlığı gerektirdiğini belirtti. Ayrıca dış politikanın başarısının, barışa öncelik verilmesi ile bağlantılı olduğunu ifade ederek, bu bağlamda meydana gelebilecek kusurların isyancı hareketlerin desteklenmesine yol açabilecek düşmanlıklar doğurabileceğini söyledi.İstikrar ve uyumluluk Öte yandan emekli Sudan Büyükelçisi İsmail Ebu eş-Şeyh, Başbakan Abdullah Hamdokun eski rejimin benimsediği pervasız ve düşmanca politikalar nedeniyle bazı ülkelerin Sudana uyguladığı uluslararası baskıya son verme kabiliyetine sahip olduğunu dile getirdi. Sudan’ın faydasına olacak ilişkiler konusunda Başbakan Hamdok’un üstün yeteneklerinin bulunduğuna dikkat çeken eş-Şeyh, Sudan Başbakanı’nın dünya üzerindeki bütün ülkelerle ortak çıkarlara dayalı dengeli ilişkiler kurulacağına dair açıklamalarına yönelik övgüde bulundu. Bununla birlikte Sudan’daki geçici hükümetin ülkeyi tecritten çıkarabilmesinin, büyük ölçüde sürdürülecek politikaların niteliğine, istikrarın sağlanmasına ve ciddiyeti konusunda dünyayı ikna etmek kabiliyetine bağlı olduğunu belirtti. Ayrıca bu koşullar yerine getirildiği takdirde, ülkeye uygulanan izolasyonun sona ereceğini kaydetti.Yaptırımlar ve gerginlik Sudan’ın eski Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in Haziran 1989’da iktidara gelmesinden bu yana Afrika’nın en yalıtılmış ve şiddete en çok tanık olan ülkelerinden biri olduğu biliniyor. Beşir rejimi sırasında, başta insanlık ve soykırım suçlamaları olmak üzere Sudan aleyhine suçlamaların yapıldığı onlarca uluslararası karar verildi. Sudanın başta ABD olmak üzere dünyanın çoğunluğu ile olan ilişkileri, Beşir’in iktidara gelmesinden 1 yıl sonra, Hartumun 1990 yılında Irakın Kuveyti işgaline destek vermesinden sonra gerilmeye başladı. Hartum’un radikal İslami iç ve dış politikalar benimsemesinden dolayı ilişkiler daha da kötüleşti ve Sudan, terörü finanse etmekle suçlandı. 1990ların ortalarında El Kaidenin eski lideri Usame bin Ladin, Sudan hükümetinin konuğu olarak Hartumda yaşadı. ABDnin Sudana yönelik yaptırımları, Kasım 1997de Başkan George Bush tarafından Sudana mali ve ticari boykot uygulanması, ABDdeki Sudan varlıklarının dondurulması, Sudana teknoloji ihracatının önlenmesi ve ABD şirketlerinin Sudana yatırım yapmalarının yasaklanmasıyla başladı. 1998de Usame bin Ladinin ajanları, Kenya ve Tanzanyadaki ABD elçiliklerini bombaladı ve 200den fazla kişiyi öldürdü.Terörle mücadelede işbirliği anlaşması Kenya ve Tanzanyadaki elçiliklerinin bombalanmasının ardından ABD kuvvetleri, Başkan Clinton’un emri doğrultusunda kimyasal silahlar ürettiği iddiasıyla Hartum’daki bir ilaç fabrikasını bombaladı. 11 Eylül 2011de New Yorktaki Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırıların ardından Hartum, nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu anladı ve terörle mücadele konusunda bir işbirliği anlaşması imzaladı. Ancak ABDnin Hartum aleyhindeki eylemleri devam etti. 2002’de Sudan Barış Yasası çıkarıldı ve ABD yaptırımlarının Sudan Halk Kurtuluş Hareketi ile olan müzakerelerde ilerleme kaydedilmesine bağlı olduğu kaydedildi. 2006’da ABD Kongresi ‘soykırımdan, savaş suçlarından ve insanlığa karşı işlenen suçlardan’ sorumlu olan kişilere ek yaptırımlar uyguladı.
مشاركة :