Kazakistan başkentinin önceki ismi olan Astanada, Türkiye, Rusya ve İranın garantörlüğünde başlatılan siyasi geçiş süreci aradan geçen iki yıla yakın bir zamandan sonra ilk meyvesini Ankarada verdi. Suriyeyi görüşmek için Türkiyeye gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhaninin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanla baş başa ve üçlü zirve halinde yaptığı görüşmelerin ardından süreçteki en önemli engelin aşıldığı belirtildi. Üç liderin yaptığı ortak basın toplantısında Suriye’yi siyasi bir geçiş sürecine hazırlayacak Anayasa Komitesi üzerindeki pürüzlerin giderildiği ve komitenin kısa süre içinde çalışmaya başlayacağı bildiriliyordu. Independent Türkçenin haberine göre, Anayasa Komitesi, 2018 yılının ilk aylarından bu yana bir türlü kurulamadı. Komitenin kurulamamasının önündeki en önemli neden, tarafların komite için sunduğu isim listelerini bir türlü tam olarak kabul etmemesiydi.150 isim var: 50’si muhaliflerden, 50’si rejimden, 50’si BM’den Birleşmiş Milletler’in de komitenin kurulması için arabulucu olduğu bu komite, Ankarada yapılan üçlü liderler zirvesinin ardından kurulabildi. Anayasa Yazım Komitesi’nde 150 isim görev yapacak. 50 ismi muhalifler belirlerken 50 isim de Şam yönetimi tarafından atandı. Geriye kalan 50 kişi ise Birleşmiş Milletler tarafından görevlendirilecek isimlerden oluşuyor. Anayasa Yazım Komitesi’nde muhaliflerin ağırlığı Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) üyelerinden seçildi.Komite etnik ve dini çeşitliliği yansıtıyor Ülkedeki etnik farklılığı yansıtması planlanan komitede Arap, Kürt, Türkmen ve gayrimüslim Suriyeliler de bulunuyor. Ekim başında çalışmalarına başlaması beklenen komite Suriye için yeni bir Anayasa yazacak. Yeni anayasa, ülkedeki iç savaşı bitirecek süreçteki önemli bir eşik olarak görülüyor. Ancak siyasi süreçle ilgili alınan kararların sahada savaşan gruplar nezdinde bir etkisi olup olmayacağına yönelik objektif bir öngörü bulunmuyor.İkinci eşik: ÖSO ile rejim ordusunu birleştirecek "Ceyşül Vatani" Sürecin sonundaki en önemli girişimin ise Özgür Suriye Ordusu ile Suriye Ordusu’nu “Vatan Ordusu” (Ceyşül Vatani) adı altında birleştirmek olacak. Yani 8 yıldır birbiriyle savaşan grupların birleştirilmesi hedefleniyor. ÖSO’yu Suriye devleti nezdinde de meşru bir güç haline getirmek siyasi muhaliflerin hedefleri arasında. SMDK Yasa Komitesi Üyesi Yasir el Ferhan, muhalifler tarafından Anayasa Yazım Komitesine aday gösterilen isimler arasındaydı. Ferhana göre “meşru muhalifler” bu anlaşmaya uyacak. Ferhan’ın meşru muhaliflerden kastı uluslararası arenada tanınan Özgür Suriye Ordusu bileşenleri. Ancak Suriye’de sadece Özgür Suriye Ordusu etkin değil. Büyük bir askeri gerginliğin yaşandığı ve bombardımanla sivillerin zarar gördüğü İdlib’de ÖSO dışındaki örgütlerin alan hakimiyeti daha güçlü. İdlibin önemli bir kısmını etkisi altında tutan HTŞ, daha önce bu tür anlaşmaların "şehitlerin döktüğü kanlara ihanet" anlamına geldiğini öne süren açıklamalarda bulunmuştu. İdeolojik olarak "Anayasa"ya karşı olan grupların da bu sürece kızgın olduğu biliniyor. Dolayısıyla söz konusu gruplarla önümüzdeki dönemde gerginliklerin yaşanmasına kesin gözüyle bakılıyor.Tartışmalı isimler BM listesindeydi Şimdiye kadar Anayasa Komitesi için bazı isimlerin üzerinde tartışmalar yaşandı. Muhalif kanat bu ihtilafın Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan isimler üzerinde yaşandığını belirtiyor. BM’nin teknokratlar arasından seçerek komiteye yazdırmaya çalıştığı isimler arasında Suriye Baas Partisi üyelerinin de olduğu gören muhalifler bu isimleri komiteden çıkarttırmak için 2 yıldır mücadele ediyordu. En sonunda BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pederson bu isimleri listeden çıkartmayı kabul etti. Ferhan, üzerinde tartışma bulunan isimlerin BM nezdindeki İran ve Rusyalı yetkililer tarafından listeye eklendiği görüşünde.“Şam, askeri operasyonlar için zaman kazanmaya çalışıyor” Şam yönetiminin de bu süreçte Anayasa Komitesinin çalışmasını geciktirdiği iddialar arasında bulunuyor. Rusya’nın komite için önerdiği Ortodoks bir din adamının isminin rejim tarafından çizildiğini dile getiren Ferhan, “Siyasi süreç başlamadan askeri operasyonlar için zaman kazanmak amacıyla sürekli bu taktikleri uyguladılar” diyor. Rejim detaylarla oynayarak zaman kazanmaya çalıştı. BM ve uluslararası toplum daha ciddi olmalı. Mesela Cenevre bildirgesini kabul etti ama bunu baltaladı. Astana’da da, Soçi’de de bunu yaptı. Uluslararası toplum rejime doğrudan baskı yapmalı. Aksi halde bu süreci de akamete uğratmak için elinden geleni yapacak Muhalifler, Anayasa Komitesi’ni siyasi geçiş sürecinin giriş kapısı olarak görüyor. Ferhan, “Ankara’da bunun için en net mesaj verildi. Biz 25 Eylül’deki BM toplantısında komitenin dünyaya ilan edilmesini bekliyoruz” diyor.Komite nasıl çalışacak? - İlk yapılacak olan Anayasa Yazım Komitesi için bir icra kurulu oluşturmak olacak. Bu kurul, komitenin hangi ilkelerle çalışacağını belirleyecek - Hem rejimden hem de muhaliflerden birer kişi eş başkan olarak komiteyi yönetecek - Anayasaya yazılacak maddeler yüzde 75 çoğunlukla kabul edilecek - Komisyon çalışmalarını Cenevrede yapacak Ancak en büyük çekince şu anda silah gücünü lehinde bulunduran rejimin bu sürece zarar vermesi.“Küçük değişikliklerde geçiştirmeye çalışıyorlar” Rejimin BM’yi devre dışı bırakmaya çalıştığını öne süren Ferhan, “Anayasa’yı kendi parlamentolarında değiştirip bunu dikte etmeye çabalıyorlar. Aslında istedikleri yeni bir anayasa değil. 2012 anayasasının üzerinde küçük değişiklikler yapmak istiyorlar. Herkes biliyor ki Suriye Meclisinde gerçekten seçilmiş bir vekil yok. Hepsi muhaberat tarafından seçilip oraya gönderildi” diyor ve ekliyor: Esed rejimi devam ederse dünya için daha büyük bir tehdit haline gelecek ve bu krizi bitirmek mümkün olmayacak. Mülteci sorunu daha da büyüyecek ve güvenlik sıkıntıları tüm dünyaya yayılacak. Suriyelilerin kendi aralarında barışması için savaşı çıkartan ve Suriye’yi bu hale getiren asıl sorunun bertaraf edilmesi gerekiyor. Bunun da yolu iktidarı barışçıl bir yolla değiştirmekten geçiyor.
مشاركة :