Husi haykırışı, Yemen toplumuna boyun eğdirme aracı

  • 9/21/2019
  • 00:00
  • 1
  • 0
  • 0
news-picture

Hulud el-Hilali İran devrimi, Arap ve İslam toplumunun sempatisini kazanmak için “Allahu Ekber… ABD’ye ölüm… İsrail’e ölüm… Yahudilere lanet olsun… Zafer İslam’ındır” cümlelerini içeren “haykırış” sloganlarını benimsedi. İran rejimi, Şii oluşumları Bahreyn, Kuveyt ve Suudi Arabistan gibi bazı ülkelere saldırmaya kışkırtmanın yanı sıra Lübnan Hizbullah’ı, Yemen’deki Husi hareketi ve Irak’taki bazı gruplar gibi bölgede güçlü destekleyici unsurları oluşturma hedefi doğrultusunda çalışıyor. Gözlemcilere göre başkent Sana’nın 21 Eylül 2014 tarihinde İran yanlısı Husi grubun kontrolüne geçmesinden bu yana Yemen’deki Husi milisler, İran rejiminin nüfuz sağlaması amacıyla, İran’ın dini ve siyasi yönelimlerini kopyalayarak kendilerini bir Truva atına dönüştürüyorlar. Milislerin meşru yönetime yönelik darbesinden 4 yıl sonra bu milislerin kontrolündeki bölgeler, Yemen’i İran’ın mantosu altına sokmaya çalışılan bir süreçte radikal Humeyni fikirlerinin uygulanması için bir arenaya dönüştü. Bu “haykırış”, Tahran’ın mezhebi sistemiyle tutarlı, Yemen’i Tahran’daki rejime bağlı bir ortağa dönüştürmek için bir mezhep vizyonu dayatma çabası “en belirgin tezahürlerden biri” haline geldi. Husi grup, akademisyenler ve ileri gelen kabile liderleri için kurslar düzenledi. Grubun kurucusu Huseyin Bedreddin el-Husi tarafından Şii İran yaklaşımıyla tutarlı müfredatlar içeren yoğun dersler verildi. Milisler, kontrolleri altındaki bölgelerde okulları kapatarak, Kuran-ı Kerim ezberleme merkezlerini de radikal fikirlerini yaymak veya Husi kimliğine sahip okullara dönüştürmek üzere hedef aldı.“Haykırışı” okullara empoze etme Husiler ayrıca, Humeyni’nin fikirlerini ve Huseyin el-Husi’nin düşüncelerini öğretmek amacıyla cami ve okullarda kurslar ve dersler düzenledi. Husiler, sadakat ve masumiyet kavramları altında, dinin bir parçasıymış gibi camiler ve okullarda Humeyni haykırışını empoze etmeye başladı. Ancak , “bu kültür Yemenlilerin mensup olduğu İslam kültürüne aykırı olduğu için” Yemen halkının direnci dolayısıyla çeşitli zorluklarla karşılaşıldı. Independent Arabia’dan Halud el-Halali’ye konuşan kaynaklar, mezhepsel bir dil ve silah kullanımını öğrettikten sonra Husi milislerin öğrencilerden, “haykırış” sloganını (ABD’ye ölüm, İsrail’e ölüm) atmalarını istediğini, onları mücadeleye katılmaya teşvik ettiğini belirttiler. Husiler ayrıca, öğretilerini empoze etmek için ilk ve orta okullarda çeşitli etkinlikler düzenleyerek, faaliyetlerini yoğunlaştırdı. Milisler ayrıca, cephelerde yaşadıkları kayıpların eksikliğini doldurmak ve savaş cephelerine yeni elemanlar kazandırmak için harekete geçti.Her okula bir Husi denetçi “Entelektüel ve kültürel savaşla mücadele” çerçevesinde Husi milisler, kontrolleri altındaki bölgelerde bulunan her okula bir toplumsal denetçi atadı. Söz konusu denetçiler, öğrencilere Husilerin fikirlerini anlatmak için haftalık dersler düzenliyor. Husiler, fikirlerinin öğrenciler arasında yayılmasını engellememeleri amacıyla kontrolleri altında bulunan bölgelerde bazı devlet okullarındaki müdürleri, görevlerinden kovmakla tehdit ediyor. Husilerin sarf ettiği çabalar, bir Husi liderin Eğitim Bakanı olarak atanmasıyla daha da güçlendi. Milli Eğitim Bakanı Yahya Bedreddin el-Husi’nin herhangi bir akademik başarısı bulunmuyor, ancak kendisi grubun ideolojik ve mezhepsel ilkelerine sadık.Haykırış günü 2014 yılında başkent Sana’nın milislerin ellerine geçmesinden bu yana Husiler, her yıl 25 Haziran’da “Haykırış Günü” adını verdikleri kutlamalar düzenliyor. Milisler, 4 yıldır maaşların ödenmemesine rağmen halkın bu günü kalabalık şekilde kutlaması için devlet bütçesinden milyonlarca dolar harcıyor. Grubun lideri Muhammed el-Husi, Haykırış Günü’nün ABD ve İsrail için aynı olduğuna ve haykırışın, Yahudilere karşı halkın gönlünde büyük bir etki ve öfke bıraktığına inanıyor. Haykırış ve toplumun boyun eğmesi Kültür Bakanı Yardımcısı Zayed Cabir Husilerin haykırışının, toplumu boyun eğdirme ve insanların Husi hareketine sadakatini tanıma aracı olduğunu ifade ediyor. Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan çevirdiği habere göre Cabir, Husi âlimleri ve kurucularının fetvaları aracılığıyla öğrencileri bu sloganı atmaya zorlamanın son derece tehlikeli olduğunu belirtti. Zayed Cabir, “Husilerin ve terörünün toplumu kontrol etmesi ve cahilliklerini yayması nedeniyle binlerce çocuğun, başta “haykırış” olmak üzere bu radikal ve geri kalmış fikirlerle beyni yıkanıyor” dedi. Mevcut nesli sloganların yankılarından, ırkçı ve radikal fikirlerden korumanın en iyi yolunun, “devletin geri dönüşü, darbenin hezimete uğraması, ülkenin silahlı Husi milislerin kontrolünden kurtarılması” olduğunu belirten Cabir, “Devlet ve kurumları, eşitlik ve hoşgörü kültürünü yayarak radikalizmi eğitim, kültür ve medya kurumları aracılığıyla reddetti” dedi. Yetkili ayrıca, “Husilerin başkenti ve yoğun nüfuslu alanları kontrol etmesi nedeniyle tehlike, okulların, üniversitelerin kontrol edilmesi, gençlerin kışkırtılması, grubun program, slogan ve ideolojilerini benimsemeye zorlanması hususu hala devam ediyor” ifadelerini kullandı.Küçümseme Gözlemciler, resmi devlet kurumlarının, hala uluslararası topluma “haykırışın” tehlikeleri hakkında yeterli bilgiler veremediğini belirterek, bu sloganın özellikle de Eylül 2014’te devlete yönelik darbe sonrasında nefret, şiddet ve dini hoşgörüsüzlüğe teşvik ettiğine dikkati çekti. Gözlemciler, bazı batı ülke temsilcilerinin, söz konusu sloganı “toplumda popülerlik kazanma çabası” olarak niteleyip küçümsediğini belirtti. Gözlemcilere göre batılı ülke temsilcileri, 1979 yılındaki İran devrimi sırasında yükseltilen ve bir Humeyni geleneği olan bu slogan dışında, Husilerin kuruluşundan bu yana ABD ve İsrail çıkarlarına karşı herhangi bir tehdit oluşturmadığını ifade ediyor.

مشاركة :