ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Görüşmeleri’nde Suudi Arabistan’daki petrol tesislerini hedef alan saldırıların sorumlusu olarak gördüğü İran’a karşı uluslararası destek aradığını duyurdu. İngiliz mevkidaşı Dominic Raab da Husi milislerin Saudi Aramco tesislerine yapılan saldırıyı üstlendiklerini duyurmalarının bir öneminin olmadığını belirterek ülkesinin Suudi Arabistan’ın kendini savunma hakkını desteklediğini vurguladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr de açıklamasında “Kimse savaş istemiyor, herkes barışçıl bir çözüm istiyor. Amaç, İranın agresif politikalarını ortadan kaldırmak olmalı” dedi. ABD Başkanı Donald Trump dün İran yönetimiyle görüşme yapılacağına yönelik söylentilerin önünü kesti. Trump yaptığı açıklamada İranlı mevkidaşı Hasan Ruhani veya İranlı diğer yetkililerle bu hafta BM Genel Kurul Görüşmeleri’nin oturum aralarında bir araya gelme gibi bir planları olmadığını belirtti.ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da ABC televizyon kanalına verdiği demeçte şunları söyledi: “Başkan Trump ve şahsım, demokrasiye her türlü şansı vermek istiyoruz. New York’tayım. Tüm hafta boyunca bu konu hakkında konuşmak için BM’de olacağım. BM’nin sağlam bir duruş sergileyeceğini umuyoruz.” BM’nin kuruluş amacının bir tarafın bir ülkeye saldırdığında karşı tutum sergilemek olduğuna işaret eden Pompeo, “Bu düzlemde ilerlemeyi umuyoruz” diye konuştu. Pompeo ayrıca geçen hafta Saudi Aramco tesislerini hedef alan saldırılarda ‘İran yapımı Cruise füzesi’ kullanıldığını bir kez daha yineledi. CBSN televizyon kanalında yayınlanan ‘Face the Nation’ adlı programa da katılan Pompeo “Saudi Aramco tesislerine yapılan saldırılar, bir devleti hedef alan bir savaştır” ifadelerini kullandı. Saldırıyı Husilerin yapamayacağını vurgulayan Pompeo “Bunu onların yaptığına inanmak deliliktir” dedi. Pompeo, İranlı meslektaşı Muhammed Cevad Zarifin geçen hafta Suudi Arabistanda yaşanan saldırılarda Tahran’ın herhangi bir sorumluluğu olmadığı şeklindeki açıklamasına atıfta bulunarak İranı yalan söylemekle suçladı. ABD Dışişleri Bakanı, “Yalan söylüyor. Elimizde çok sayıda kanıtımız var. Zaten birinin nasıl olup da İran Dışişleri Bakanı’nın açıklamalarını dinlediğini de anlamıyorum” diye konuştu. Başkan Trump’ın İran’la savaşa girmekten kaçındığını yineleyen Pompeo, Trump’ın bu isteğini yerine getirmek için çalışma sözü verdiği açıklamasına şöyle devam etti: “Güvenlik bizim önceliğimiz. Misyonumuz ise savaştan kaçınmak. Caydırıcılık ve savunma amaçlı olarak bölgeye yeni askeri takviyelerde bulunuyoruz. İran 40 yıldır böyle davrandığı için endişe duyduğumuzu söylemek yeterli. Tüm dünya İranın bölgedeki kötü aktör ve şeytani güç olduğunu biliyor.” Fox News Sunday adlı televizyon programına da katılan ABD Dışişleri Bakanı, söz konusu caydırıcı önlemlerin işe yaramaması halinde Trumpın harekete geçeceğinden emin olduğunu ve İran yönetiminin bunu bildiğini söyledi. Washington’ın Tahran’ı caydırmak için bir dizi önlem aldığını ifade eden Pompeo ancak Tahranın davranışını değiştirmemesi durumunda Trumpın bölgede harekete geçeceğini sözlerine ekledi. Pompeo açıklamasında “Eğer caydırıcı önlemler başarısız olmaya devam ederse, Başkan Trumpın gerekli eylemleri gerçekleştireceğinden eminim” ifadesini kullandı. ABD ve Suudi Arabistan, Saudi Aramco’ya yapılan saldırıdan İran’ı sorumlu tutarken Tahran yönetimi söz konusu saldırılarla bir ilgisi olmadığını iddia ederek suçlamayı reddediyor. Saldırının sorumluluğunu ise İran yanlısı Husi milisler üstleniyor. Bununla birlikte Tahran, suçlamaların ABD Başkanı Trump’ın İran’a uyguladığı ‘azami baskı’ politikasının bir parçası olduğunu öne sürdü. Başkan Trump, İran’ın balistik füze geliştirme programı ve bölgeyi istikrarsızlaştırıcı rolünü müzakere etmeyi reddetmesinden sonra, geçen yıl mayıs ayında, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan çekilmiş ve Tahran’a azami baskı politikası uygulamaya başlamıştı. ABD, İran Merkez Bankası da dahil olmak üzere İran’a çok sayıda yaptırım uyguladı. Bununla birlikte ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Saudi Aramco petrol tesislerine yapılan saldırı sonrasında Suudi Arabistan’ın hava ve füze savunmasını desteklemek için bölgeye daha fazla asker gönderdi. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin CNN kanalına verdiği demeçte Saudi Aramco’ya ait petrol tesislerine yapılan saldırıyı küresel ekonomiye yapılan bir saldırı olarak niteledi. Mnuchin, diğer ülkelerin İran’a uygulanan yaptırımlara dikkat edeceklerini umduğunu söyledi.Trump, İranlı yetkililerle bir araya gelmeyecek Trump yönetimi, BM Genel Kurulu oturum aralarında Saudi Aramco petrol tesislerine yapılan saldırı ve İran ile ilgili seçenekler bağlamında bazı ülkelerle görüşmelerde bulunmayı planlıyor. Pompeo, İranın bölgedeki tehditlerine karşı bir ittifak kurmak amacıyla Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkeler ve Ürdün ile de görüşmelerde bulundu. ABD’li kaynaklar, Washington’ın BM Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) üye ülkelere İran’a karşı ortak bir tutum benimsemeleri yönünde baskı yapacağını aktardı. Kaynaklara göre Washington ayrıca, Arap Körfezindeki seyrüsefer özgürlüğü ve enerji kaynaklarını korumak için söz konusu ülkelere (ABD liderliğindeki) Uluslararası Deniz Güvenliği Koalisyonu’na katılma çağrısını yenileyecek. Dün Teksasa giderken gazetecilere açıklamalarda bulunan ABD Başkanı Trump, Washington ile Tahran arasındaki ilişkilerde gelişme olması ihtimaliyle ilgili olarak, “Hiç bir gelişme yok. Ayrıca İran’la görüşme niyetim de yok” dedi.Suudi Arabistan’ın elinde kanıtlar var Suudi Arabistan, bu hafta New York’ta düzenlenen uluslararası toplantılarda İran’ı cezalandırmak ve caydırmak için koordineli bir eylemde bulunmak üzere BM’ye bir takım kanıtlar sunmayı planlıyor. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr, cumartesi akşamı ABD merkezli ‘CNN’ televizyon kanalına verdiği demeçte, “Soruşturma, Saudi Aramco petrol tesislerine düzenlenen saldırının İran topraklarından yapıldığını ortaya çıkarırsa Suudi Arabistan bunu bir savaş ilanı olarak kabul edecek” ifadelerini kullandı.Olaydan İran’ı sorumlu tutuklarını söyleyen Cubeyr, bunu şu şekilde gerekçelendirdi: “Çünkü İran’ın Suudi Arabistan’ı hedef alan füze ve silahlı insansız hava araçlarını (SİHA) ürettikleri ve temin ettiklerine ilişkin raporlar bulunuyor. Eğer saldırının İran topraklarından yapıldığı kanıtlanırsa bu bizi farklı bir konuma getirir. Bunu bir savaş hareketi olarak görürüz.” Riyad’ın mevcut gerilimlere karşı barışçıl bir çözüm arayışı içerisinde olduğunu vurgulayan Cubeyr “Kimse savaş istemiyor. Herkes barışçıl bir çözüm istiyor. Amaç İranın agresif politikalarını ortadan kaldırmak olmalı. Savaş son çaredir. İranlılar bu tür davranışlarda bulunma konusunda dikkatsizler” ifadelerini kullandı. Cubeyr, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in saldırıda sorumlulukları olduğu iddialarını reddetmesiyle ilgili da “O (Zarif) ve diğer yetkililer, alenen yalan söylüyorlar. Zarif ya gerçeği söylemiyor ya da hükümetinin ne yaptığını bilmiyor” diye konuştu.Londra, Saudi Aramco’ya yapılan saldırıları titizlikle inceliyor İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab yaptığı açıklamalarla Husilerin ve İran’ın Saudi Aramco petrol tesislerine yönelik saldırılarla ilgili söylemlerini sorguladı. Raab dün BBC’ye verdiği demeçte Suudi Arabistanın kendini savunma hakkı olduğunu belirterek “Elde edilen bilgilere göre Husi milislerinin söz konusu saldırıların arkasında olduğunu düşünmek imkansız. Herhangi birini bu olaydan sorumlu tutmadan önce saldırıyla ilgili bilgileri dikkatlice inceliyoruz” diye konuştu. Saudi Aramco’nun petrol tesislerine yapılan saldırıların sorumluluğunu Husi milisleri üstlenmişti. Ancak, İngiliz Bakan, Husilerin söylemlerinin güvenilir olmadığını söyledi. Bununla birlikte herhangi bir tarafı suçlamaktan ya da belirli bir failin ismini vermekten kaçınan Raab, “Bu durum tamamen doğrulanmalı. Çünkü bu oldukça güçlü bir önleme sahip olacak ve geniş bir destek alacaktır” dedi. Söz konusu saldırının sorumlusuyla ilgili kanıtların sunulması, ABD liderliğindeki Uluslararası Deniz Güvenliği Koalisyonu’na katılma konusunda isteksiz olan Avrupa ülkeleri ve diğerlerinin çekincelerini giderme konusunda oldukça etkili olacaktır. İran ayrıca mayıs ve haziran aylarında Körfez sularında bazı petrol tankerlerini hedef alan saldırıları gerçekleştirmekle de suçlanıyor. Fransa da bir yandan tansiyonun düşürülmesi çağrısında bulunurken diğer yandan da nükleer anlaşmayı kurtarmaya çalışıyor. İran ise nükleer anlaşmadaki taahhütlerini azaltmaya devam ediyor. Bununla birlikte BMGK’da veto hakkı bulunan Çin ve Rusya, kanıt olmadan iddianameyi kabul etmeyecekleri uyarısında bulundular. Reuters’a konuşan Batılı bir diplomat, 14 Eylül’de gerçekleşen Saudi Aramco saldırısının büyük bir gerginlik olduğunu ve ortada açık bir sorun olduğunu vurguladı. Diplomat açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Daha fazla gerginlik yaşanmadan saldırıya gerekli karşılığın verilmesi konusunda gerçek bir ikilem yaşanıyor. ABDnin ne yapmak istediği net değil.”
مشاركة :