Fransanın başkenti Paristeki Emniyet Müdürlüğü binasında görevli bir polis tarafından düzenlenerek 4 polisin öldürülmesiyle sonuçlanan bıçaklı saldırı 30 saatin ardından ‘terör eylemi’ olarak nitelendi. Polis memuru Michael Harpon (45) tarafından düzenlenen bıçaklı saldırıya ilişkin soruşturmanın, Paris Savcılığı Terörle Mücadele Birimi tarafından yürütülmesi kararlaştırıldı. Savcılık, soruşturmanın ‘suikast veya terör çetesi tarafından yürütülen suikast girişimi’ olarak kabul edildiğini açıkladı. Başsavcı Jean-Francois Ricard, Harpon’un 18 ay değil 10 yıl önce İslam dinine geçtiğini dile getirerek, radikal bir yaklaşımı benimsediğini öne sürdü. Ricard, bu nedenle söz konusu saldırının, 2015ten beri Fransada görülen terör eylemleri kapsamına girdiğini belirtti. Ulusal Mecliste merkez sağ Cumhuriyetçiler Partisinin Grup Başkanvekili Christian Jacob, herkesi şoka uğratan bu saldırının tüm yönlerini açıklığa kavuşturmak için Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmasını istedi. Cumhuriyetçi Milletvekili Eric Ciotti de söz konusu saldırının ardından İçişleri Bakanı Christophe Castaner’e istifa çağrısında bulundu. Aşırı sağcı Ulusal Cephe Partisi (FN) Genel Başkanı Marine Le Pen, ‘skandal’ olarak nitelendirdiği olayın çok tehlikeli olduğuna dikkat çekti. Meclis Soruşturma Komisyonu kurulmasını isteyen Pen, Fransız istihbaratının en hassas makamlarından birinde radikal bir suçlunun varlığının dikkat çekmemesini eleştirerek, Fransız kamu organlarında radikalizm hakkında kapsamlı bir araştırma yapılmasını istedi. Milletvekili Eric Dyar ise en az 30 güvenlik personelinin radikal yaklaşımı benimsemiş olabileceğine dikkat çekti. Bu saldırı, Fransayı terörizm atmosferine geri getirdi ve köktenci radikalizm üzerine geniş bir tartışmaya kapı açtı. Saldırının radikal unsurlar mücadeleden sorumlu Paris Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Departmanı’nda meydana gelmiş olması ülkede büyük şok etkisi yarattı. Terör konusunda uzman olan Başsavcı Jean-Francois Ricard, dün düzenlediği basın toplantısında, saldırgan Michael Harpon’un evinden çıktığı andan Emniyet Müdürlüğü kapısında öldürüldüğünü ana kadar saldırının tüm detaylarını paylaştı. 7 dakika süren terör eylemini anlatan Ricard, Harpon’un saldırıda kullanmak üzere seramik bir bıçak almak amacıyla ofisini terk ettiğini ve saldırıdan birkaç saat önce eşi ile birbirlerine ağırlıklı olarak dini içerikli mesajlar gönderdiğini söyledi. Harpon, bu mesajlardan birinde eşine saldırı planını uygulamaya hazır olduğunu da ifade etti. Saldırganın gözaltına alınan eşi, verdiği ifadede Harpon’un saldırıdan bir gün önce ‘vizyonlar gördüğünü ve sesler duyduğunu’ söylemişti. Harpon’un radikal olarak bilinen kişilerle iletişim kurduğunu aktaran Başsavcı, saldırıyı düzenleyen polis memurundaki davranış değişikliğinin bir göstergesi olarak kadınlarla el sıkışmayı reddetmesini gösterdi. Harpon’un ‘ölme’ arzusunun radikal olduğunun bir başka işareti olduğunu dile getiren Başsavcı, saldırının ardından elindeki bıçağı atması yönündeki çağrıları reddederek, polise doğru koştuğunu ve kafasından vurularak öldüğünü belirtti. Bu ayrıntılara rağmen soruşturmayı yürütenler daha fazla bilgi edinmek istiyor. En önemli konu, Harpon ile temas halinde olanların yanı sıra saldırıyı gönüllü veya üçüncü şahıslar himayesinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği. Diğer merak edilen konu ise bu saldırıda bir başkasından destek veya yardım alıp almadığı. Harpon’un radikal İslam ideolojisini benimsediğini düşünen Başsavcı, radikal fikre sahip kişilerle temas halinde olduğuna inanıyor. Bu nedenle Harpon’un yurt içi ve yurt dış bağlantıları araştırılacak.